7

"And olsun kî, kendilerine peygamber gönderilenlere soracağız, peygamberlere de soracağız. And olsun ki, yaptıklarını kendilerine bir bir anlatacağız, zira onlardan uzak değildik."

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, Beyhakî, el-Ba's'ta, İbn Abbâs'ın, "And olsun ki, kendilerine peygamber gönderilenlere soracağız, peygamberlere de soracağız. And olsun ki, yaptıklarını kendilerine bir bir anlatacağız, zira onlardan uzak değildik" âyetini açıklarken şöyle dediğini bildirir:

“İnsanlara, peygamberlerin getirdikleri hükümlere uyup uymadıklarını mutlaka soracağız. Kendileriyle hükümlerimizi gönderdiğimiz peygamberlere de, bu hükümleri tebliğ edip etmediklerini elbette soracağız. Kıyamet günü kitap (amel defterleri) konulacak ve onların yaptıklarını söyleyecektir."

Abd b. Humeyd'in Ferkad'dan bildirdiğine göre (.....) âyetinde kastedilenlerden biri, peygamberler, diğeri de meleklerdir. "And olsun ki, yaptıklarını kendilerine bir bir anlatacağız, zira onlardan uzak değildik" sözü ise Yüce Allah'ın sözüdür.

İbn Ebî Hâtim'in Mücâhid'den bildirdiğine göre (.....) sözünden kastedilen, insanlara "Lâ ilâhe illallahı kabul edip etmediklerinin sorulacağıdır. (.....) sözünden kastedilen ise Cibrîl'dir.

İbn Ebî Hâtim'in Süfyân es-Sevrî'den bildirdiğine göre "And olsun ki, kendilerine peygamber gönderilenlere soracağız, peygamberlere de soracağız" âyetinden kasıt, peygamberlerin tebliğ edip etmediğinin ve insanların bu tebliğe ne karşılık verdiğinin sorulmasıdır.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Kâsım Ebû Abdirrahman bu âyeti okuyup şöyle dedi: Kıyamet günü kula şu dört şey sorulacaktır: Yüce Allah şöyle buyuracaktır:

“Ben sana beden vermedim mi, onu nerede eskittin? Sana ilim vermedim mi, bu ilimle nasıl amel ettin? Sana mal vermedim mi, bu malı Bana itaatte mi, yoksa isyanda mı harcadın? Sana ömür vermedim mi, ömrünü neyle geçirdin?"

Abd b. Humeyd ve Ebu'ş-Şeyh, Vuheyb b. el-Verd'in şöyle dediğini bildirir: Bana bildirildiğine göre Yüce Allah'a en yakın olan İsrafil'dir. Arş, İsrafil'in iki küreği arasındadır. Vahiy ineceği zaman Levh, Arş tarafından sarkıtılır ve İsrafil'in alnına değer. İsrafil Levh'e bakıp Cibrîl'i çağırır ve vahyi onunla gönderir. Kıyamet günü İsrafil çağrılır ve böğrü (endişeden) titrer bir şekilde getirilip:

“Levh'in sana teslim ettiğini ne yaptın?" diye sorulur. İsrafil:

“Ey Rabbim! Onu Cibril'e teslim ettim" cevabını verince, Cibril çağrılır ve böğrü (endişeden) titrer bir şekilde getirilip:

“İsrafil'in sâna teslim ettiği şeyi ne yaptın?" diye sorulur. Cibrîl:

“Ey Rabbim! Peygamberlere tebliğ ettim" cevabını verince, peygamberler çağrılır ve böğürleri (endişeden) titrer bir şekilde getirilip:

“Cibril'in size teslim ettiği şeyi ne yaptınız?" diye sorulur. Peygamberler:

“Ey Rabbimiz! Onu insanlara tebliğ ettik" cevabını verirler. Yüce Allah'ın, "And olsun ki, kendilerine peygamber gönderilenlere soracağız, peygamberlere de soracağız" âyeti buna işaret etmektedir.

Ebu'ş-Şeyh, el-Azame'de, Ebû Sinan'ın şöyle dediğini bildirir:

“Yarattıkları arasında Allah'a en yakın olan Levh'tir. Levh, Arş'a asılıdır. Allah, bir şey vahyetmek istediği zaman Levh'e yazılır ve Levh gelip İsrâfil'in alnına vurur. İsrafil yüzünü kanatlarıyla kapatmıştır ve Allah'a olan ta'zîminden dolayı bakışlarını kaldırmaz. İsrafil Levh'e bakar ve eğer Levh'te yazılı olan şey sema halkına ait bir şeyse onu Mîkâil'e, yeryüzü halkına aitse Cibril'e teslim eder. Kıyamet günü ilk olarak hesaba çekilecek olan Levh'tir. Levh çağrılır ve böğrü (endişeden) titrer bir şekilde getirilip:

“Tebliğ ettin mi?" diye sorulur. Levh:

“Evet" cevabını verince, Yüce Allah:

“Sana kim şahitlik yapar?" diye sorar. Levh:

“İsrafil şahitlik yapar" cevabını verince, İsrâfil çağrılır ve böğrü (endişeden) titrer bir şekilde getirilip:

“Levh sana tebliğ etti mi?" diye sorulur. İsrâfil:

“Evet" cevabını verince, levh:

“Beni hesabın kötülüğünden kurtaran Allah'a hamd olsun" der. Sonra öbürlerine de aynı şey sorulur.

Ebu'ş-Şeyh, el-Azame'de, Vehb b. Münebbih'in şöyle dediğini bildirir: Kıyamet günü Yüce Allah:

“Ey İsrafil! Seni vekil tayin ettiğim şeyi(n hesabını) ver" buyurunca, İsrâfil:

“Evet ey Rabbim! Sur'da şu kadar delik, şu kadar insan ruhu, şu kadar cin ruhu, şu kadar şeytan ruhu, şu kadar yırtıcı hayvan canı, şu kadar kuş canı, şu kadar hayvan canı, şu kadar arslan canı ve şu kadar balık canı vardır" der. Yüce Allah:

“Onları Levh'ten al" buyurunca, İsrâfil saydıklarının ne fazla, ne de eksik olduğunu görür. Yüce Allah:

“Ey Mîkâil! Seni vekil tayin ettiğim şeyi(n hesabını) ver" buyurunca, Mîkâil:

“Evet ey Rabbim! Gökyüzünden şu kadar ölçek, şu kadar miskal, şu kadar kırat, şu kadar hardal tanesi ağırlığı, şu kadar zerre (yağmur, dolu ve kar) indirdim. Falan sene de şu kadar, falan ayda şu kadar, falan haftada şu kadar, falan gün şu kadar, falan saşt şu kadar indirdim. Bunların şu kadarını ekinlere, şeytanlara şu kadar, insanlara şu kadar, hayvanlara şu kadar, yırtıcı hayvanlara şu kadar, kuşlara şu kadar, balıklara şu kadar, aslanlara şu kadar indirdim. Bunların hepsi ise şu kadar eder" karşılığını verip te Yüce Allah:

“Onları Levh'ten al" buyurunca, Mîkâil saydıklarının ne fazla ne de eksik olduğunu görür. Sonra Yüce Allah: Ey Cibrîl! Seni vekil tayin ettiğim şeyi(in hesabını) ver" buyurunca, Cibrîl:

“Evet ey Rabbim! Falan peygamberine, şu kadar âyet indirdim. Bu âyetlerin şu kadarı falan ayda, şu kadarı falan haftada, şu kadarı falan günde indirdim. Falan peygamberine de şu kadar ayet, şu kadar sûre indirdim. Bu sûrelerde şu kadar ayet, şu kadar harf vardır. Şu kadar şehri helak ettim ve şu kadarını da yere batırdım" der. Yüce Allah:

“Onları Levh'ten al" buyurunca, Cibrîl saydıklarının ne fazla ne de eksik olduğunu görür. Sonra Yüce Allah: Ey Azrâîl! Seni vekil tayin ettiğim şeyi(in hesabını) ver" buyurunca, Azrail:

“Evet ey Rabbim! Şu kadar insanın, şu kadar cinin, şu kadar şeytanın, şu kadar suda boğulanın, şu kadar yangında ölenin, şu kadar kafirin, şu kadar şehidin, şu kadar yıkıntı altında kalanın, şu kadar hayvan tarafından sokulanın, şu kadar düzlükte olanın, şu kadar dağda olanın, şu kadar kuşun, şu kadar arslanın, şu kadar yırtıcı hayvanın canını aldım. Bunların toplamı şu kadar eder" der. Bunun üzerine Yüce Allah:

“Onları Levh'ten al" buyurunca, Azrâil saydıklarının ne fazla, ne de eksik olduğunu görür.

Ahmed, Muâviye b. Hayde'den, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu nakleder:

“Rabbim beni çağırıp: «Kullarıma tebliğde bulundun mu?» diye soracak, ben: «Ey Rabbim! Onlara tebliğ ettim» cevabını vereceğim. Burada olanlarınız, burada olmayanlara tebliğ etsin. Sonra sizler ağızlarınıza konuşmamanız için gem vurulmuş bir şekilde çağrılacaksınız. Sizden ilk olarak ortaya çıkacak şey, baldırınız ve avuçlarınızdır. "

İbn Ebî Hâtim ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre Tâvus bu âyeti okuyup:

“İdareci, idaresinde olan halktan, erkek, ev halkından, kadın kocasının evinden, köle efendisinin malından hesaba çekilecektir" demiştir.

Buhârî, Müslim, Tirmizî ve İbn Merdûye, İbn Ömer'den Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Hepiniz çobansınız hepiniz güttüğünden sorumlusunuz. İnsanların idaresini üstlenen devlet başkam halkından sorumludur. Erkek çoluk çocuğundan sorumludur. Kadın da, kocasının evinden sorumludur. Köle efendisinin malından sorumludur" buyurduğunu nakleder.

İbn Hibbân ve Ebû Nuaym, Enes'ten Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Allah, her çobandan güttüğünün hesabını, onu muhafaza mı etti, yoksa ihmal mi etti diye soracaktır. Hatta erkek ailesinden hesaba çekilecektir" buyurduğunu nakleder.

Taberânî'nin, M. el-Evsat'ta, sahih isnâdla Enes'ten bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Hepiniz çobansınız, hepiniz güttüğünden sorumlusunuz. Sorulacağınız şeylere cevap hazırlayınız" buyurdu. Sahabe:

“Cevabı nedir?" diye sorunca, Allah'ın Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Güzel amellerdir" cevabını verdi.

Taberânî, M. el-Kebîf de, Mikdâm'dan Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Bir topluluğu idare eden her kişi kıyamet günü elinde sancakla onların önünde gelir. İdare ettikleri kişiler de onu takip ederler. Bu kişi idare ettiklerinden, onlar da idarecilerinden dolayı hesaba çekilir" buyurduğunu nakleder.

Taberânî'nin İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

“On kişiye idareci olan hiç kimse yoktur ki, kıyamet günü onlardan dolayı hesaba çekilmesin" buyurdu.

Taberânî'nin bildirdiğine göre İbn Mes'ûd der ki:

“Allah, her çobandan güttüğünü iyi mi idare ettiğinin yoksa ihmal mi ettiğinin hesabını soracaktır. Hatta erkek, çoluk çocuğundan hesaba çekilecektir."

Taberânî, M. el-Evsat'ta, Enes'ten Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu nakleder:

“Kıyamet günü kulun hesaba çekileceği ilk şey namazıdır. Eğer namazı düzgün olursa, kurtuluşa erer. Namazı düzgün olmazsa kaybeder ve zararlı çıkar. "

7 ﴿