16

"Ey Mü’minler! Savaş için ilerlerken kafirlerle toplu halde karşılaştığınızda onlara arkanızı dönmeyin, tekrar savaşmak için bîr tarafa çekilmek veya bir başka topluluğa katılmak maksadı dışında, o gün arkasını düşmana dönen kimse Allah'tan bir gazaba uğramış olur. Onun varacağı yer cehennemdir. Ne kötü bir dönüştür!"

Buhârî, Târih'de, Nesâî, İbn Ebî Hâtim ve İbn Merdûye, Nâfi'den bildirir: İbn Ömer'e:

“Biz düşmana karşı savaşta bazen sebat gösteremiyoruz. Ayrıca âyette belitilen fie'nin (başka topluluğun, yardımcının) kim olduğunu bilmiyoruz. İmamımız mı yoksa askerlerimiz mi?" diye sorduğumda:

“Bu topluluk ve yardımcıdan kasıt Allah Resûlüdür" karşılığını verdi. "Ama Yüce Allah:

“Savaş için ilerlerken kafirlerle toplu halde karşılaştığınızda onlara arkanızı dönmeyin" buyuruyor" dediğimde:

“Bu âyet, Bedir savaşına katılanlar için nazil olmuştur. Ne öncesini, ne de sonrasını ilgilendirir" karşılığını verdi.

Abd b. Humeyd, Ebû Dâvud, Nesâî, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, Nehhâs, Nâsih'de, Ebu'ş-Şeyh, Hâkim ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre Ebû Saîd el-Hudrî:

“...O gün arkasını düşmana dönen kimse Allah'tan bir gazaba uğramış olur..." âyetini açıklarken:

“Bu âyet özel olarak Bedir savaşına katılanlar hakkında nazil oldu" demiştir.

İbn Ebî Şeybe ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Ebû Nadra:

“...O gün arkasını düşmana dönen kimse Allah'tan bir gazaba uğramış olur..." âyetini açıklarken şöyle demiştir:

“Bedir savaşında nazil olmuştur. O zaman oradaki Müslümanların katılacakları başka bir Müslüman topluluk yoktu. Katılacaklarsa da ancak müşriklere katılmış olurlardı."

İbn Ebî Şeybe, İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim, Ömer b. el-Hattâb'tan bildirir:

“Bu âyeti farklı yorumlayıp kendinizi kandırmayın. Ayet Bedir savaşında nazil olmuştur; ancak bu gün her bir Müslümanın yardımcısı benim."

Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Katâde bu âyeti açıklarken:

“Bedir savaşı için geçerli olan bir konudur; zira o zaman Müslümanlar Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yanında bulunuyorlardı" demiştir.

Ebu'ş-Şeyh ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Abbâs bu âyeti açıklarken:

“Bu âyet özel olarak Bedir savaşına katılanlar hakkında nazil olmuştur. Zira Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) bırakıp kaçma gibi bir yolları yoktu" demiştir.

İbn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, Nehhâs, Nâsih'de ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî):

“...O gün arkasını düşmana dönen kimse Allah'tan bir gazaba uğramış olur..." âyetini açıklarken şöyle demiştir:

“Bu âyet, Bedir savaşına özel hüküm içeren bir âyettir. Savaştan kaçma da büyük günahlardan değildir."

İbnu'l-Münzir ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre İkrime:

“...O gün arkasını düşmana dönen kimse Allah'tan bir gazaba uğramış ahır..." âyetini açıklarken:

“Bedir savaşı hakkındadır" demiştir.

Abdurrezzâk, Musannef’te, İbn Ebî Şeybe ve İbn Cerîr, Dahhâk'tan bildirir:

“Bedir savaşında bulunanlar hakkındadır. Zira o günü Müslümanların Resûlullah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) başka katılacakları kimse yoktu."

Abdurrezzâk, Katâde'den bildirir:

“...O gün arkasını düşmana dönen kimse Allah'tan bir gazaba uğramış olur..." âyeti Bedir savaşı hakkındadır. Görmez misin "O gün" buyurmaktadır.

İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir, Yezîd b. Ebî Habîb'den bildirir: Yüce Allah, Bedir savaşından kaçanları Cehenneme koyacağını bildirmiş ve:

“...O gün arkasını düşmana dönen kimse Allah'tan bir gazaba uğramış olur..." buyurmuştur. Uhud savaşında olanlar hakkında ise:

“İki topluluğun karşılaştığı gün, içinizden yüz çevirip kaçanları, şeytan ancak yaptıkları bazı hatalardan dolayı yoldan kaydırmak istemişti. Ama yine de Allah onları affetti..."buyurmuştur. Bundan yedi yıl sonra Huneyn savaşında olanlar için de:

“...Yeryüzü bütün genişliğine rağmen size dar gelmişti, sonunda gerisin geri dönmüştünüz. Sonra Allah, Resûlü ile müminler üzerine sekînetini indirdi, sizin görmediğiniz ordular (melekler) indirdi de kâfirlere azap etti. İşte bu, o kâfirlerin cezasıdır. Sonra Allah, bunun ardından yine dilediğinin tövbesini kabul eder. Zira Allah bağışlayan, esirgeyendir" buyurmuştur.

İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr:

“Tekrar savaşmak için bir tarafa çekilmek veya bir başka topluluğa katılmak maksadı dışında, o gün arkasını düşmana dönen kimse Allah'tan bir gazaba uğramış olur. Onun varacağı yer cehennemdir. Ne kötü bir dönüştür!" âyetini açıklarken şöyle demiştir:

“Bedir savaşında savaşanlar müşriklere bir daha saldırmak veya kaçmadan arkadaşlarının arasına bir daha katılmak dışında savaş alanından kaçtığı zaman Allah'ın gazabını haketmiş demektir ve onun yeri cehennemdir. Bu âyet Bedir savaşına has bir hükmü içermektedir. Kafirlerin kökünü kazımak için Yüce Allah Müslümanlara öylesine ağır bir hüküm koymuştur. Mekkeli müşriklerle Müslümanlar arasında yapılan ilk savaş da budur."

İbn Ebî Şeybe, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim, Dahhâk'tan bildirir:

“Müteharrif, düşmanın açığını bulmak ve oradan saldırmak üzere diğer arkadaşlarından öne geçen kişidir. Mütehayyiz ise Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile ashabına kaçıp sığınan kişidir. Bugün de başındaki amirin veya arkadaşlarının yanına kaçan kişi de mütehayyiz biri sayılır. Bu âyet, böylesi savaş alanından kaçmamaları için Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabına inen bir uyarıydı. O zamanlarda Müslümanların yardımcısı Allah Resûlü idi."

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve Ebu'ş-Şeyh, Atâ b. Ebî Rebâh'tan bildirir:

“'...O gün arkasını düşmana dönen kimse Allah'tan bir gazaba uğramış olur...'" buyruğundaki hüküm:

“Şimdi Allah, yükünüzü hafifletti, sizde zayıflık olduğunu bildi. O halde sizden sabırlı yüz kişi bulunursa, (onlardan) ikiyüz kişiye galip gelir. Ve eğer sizden bin kişi olursa, Allah'ın izniyle (onlardan) ikibin kişiye galip gelirler. Allah sabredenlerle beraberdir" âyetiyle neshedildi.

İbn Cerîr ve Nehhâs, Nâsih'de İbn Abbâs'tan bildirir: Savaş alanından kaçmak büyük günahlardandır. Çünkü Yüce Allah:

“Tekrar savaşmak için bir tarafa çekilmek veya bir başka topluluğa katılmak maksadı dışında, o gün arkasını düşmana dönen kimse Allah'tan bir gazaba uğramış olur. Onun varacağı yer cehennemdir. Ne kötü bir dönüştür!" buyurur.

İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre İbn Ömer:

“Savaş alanından kaçmak, büyük günahlardandır" demiştir.

İbn Ebî Şeybe ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Ali b. Ebî Tâlib:

“Savaş alanından kaçmak, büyük günahlardandır" demiştir.

Saîd b. Mansûr, İbn Sa'd, İbn Ebî Şeybe, Ahmed, Abd b. Humeyd, Buhârî, el-Edebu'l-Müfred'de, Ebû Dâvud, Tirmizî, İbn Mâce, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, Nehhâs, Ebu'ş-Şeyh, İbn Merdûye ve Beyhakî, Şuabu'l-îman'da İbn Ömer'den bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizleri bir savaşa gönderdi. Savaş esnasında da bozguna uğrayıp kaçtık. Bunun üzerine:

“Savaş alanından kaçıp Allah'ın azabına maruz kalmışken Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) yüzüne nasıl bakarız?" demeye başladık. Dönüşte sabah namazından önce Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yanına gittik. Evinden çıktığında:

“Sizler kimsiniz?" diye sordu. "Biz savaş alanından kaçanlarız" dediğimizde:

“Aksine siz geri dönmek üzere kaçtınız" buyurdu. Bu sözü üzerine ellerini öpmeye başladık. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Müslümanların yardımcısı da benim" buyurdu ve:

“Tekrar savaşmak için bir tarafa çekilmek veya bir başka topluluğa katılmak maksadı dışında, o gün arkasını düşmana dönen kimse Allah'tan bir gazaba uğramış olur..." âyetini okudu.

İbn Merdûye, Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) azatlısı Umâme'den bildirir: Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) abdestine yardımcı olup ellerine su dökerken adamın biri geldi ve:

Resûlallah! Ailemin yanına gitmek istiyorum. Bana aklımda tutacağım bir nasihatte bulun" dedi. Allah Resûlü:

"Savaş alanından kaçma! Zira savaş alanından kaçan kişi, Allah'ın gazabına uğrar ve onun varacağı yer Cehennemdir" buyurdu.

Şâfiî ve İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre İbn Abbâs:

“Düşmanlardan üç kişiden kaçan kişi savaştan kaçmamış olur. Ancak iki kişiden kaçan kişi savaş alanından kaçmış sayılır" demiştir.

Hatîb, el-Muttefik ve'l-Mufterik'de İbn Ömer'den bildirir:

“Ey Mü’minler! Savaş için ilerlerken kafirlerle toplu halde karşılaştığınızda onlara arkanızı dönmeyin" âyeti nazil olduğunda, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Bu konuda Allah'ın buyurduğu gibi deyini" buyurdu. "Allah kendisine ortak koşmayı elbette bağışlamaz, bundan başkasını dilediğine bağışlar..." âyeti nazil olduğunda da:

“Bu konuda Allah'ın buyurduğu gibi deyin!" buyurdu.

Ahmed, Amr b. el-Âs'tan bildirir:

Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ani gelen ölüm, yılan ısırmasıyla gelen ölüm, yırtıcı hayvanlardan gelen ölüm, boğularak ölme, yanarak ölme, bir şeyin üzerine düşerek ölme, üzerine bir şey düşerek ölme ve savaş alanından kaçarken ölme olmak üzere yedi çeşit ölümden Allah'a sığınırdı."

Ahmed, Ebu'l-Yeser'den bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şu yedi sözle dua ederdi:

“Allahım! Yüksek bir yerden düşüp Ölmekten sana sığınırım. Dertten, boğulmaktan ve yanarak ölmekten sana sığınırım. Ölüm anımda şeytanın bana bulaşmasından sana sığınırım. Senin yolunda kaçarken ölmekten sana sığınırım. (Bir hayvan tarafından) sokularak ölmekten de sana sığınırım."

İbn Sa'd, Ebû Dâvud, Tirmizî ve Beyhakî, el-Esmâu ve's-Sifât'ta Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) azatlısı Bilâl b. Yesâr b. Zeyd'den, o da babasından, o da dedesinden naklen bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Kendisinden başka ilah olmayan, hep diri kalıp yarattıklarını ayakta tutan Allah'tan mağfiret diler ona tövbe ederim, diyen kişi savaş alanından kaçmış olsa dahi bağışlanır. "

İbn Ebî Şeybe ve Hâkim'in bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Üç defa: «Kendisinden başka ilah olmayan, hep diri kalıp yarattıklarını ayakta tutan Allah'tan mağfiret diler ona tövbe ederim» diyen kişi savaş alanından kaçmış olsa dahi günahları bağışlanır.

İbn Ebî Şeybe de Muâz b. Cebel'den merfû olarak benzerini zikreder.

16 ﴿