58"Allah katında, canlıların en kötüsü kâfir olanlardır. Çünkü onlar iman etmezler. Anlaşma yaptığın kimseler, sonucundan sakınmayarak anlaşmalarını her defasında bozarlar. Savaşta onları yakalarsan, arkalarındakilere ibret olacak şekilde darmadağın et. Eğer bir topluluğun anlaşmaya hıyanet etmesinden korkarsan, sen de onlara karşı anlaşmayı bozarak aynı şekilde davran. Doğrusu Allah hainleri sevmez" Ebu'ş-Şeyh, Saîd b. Cübeyr'den bildirir: “Allah katında, canlıların en kötüsü kâfir olanlardır. Çünkü onlar iman etmezler" âyeti, Yahudilerden altı kişilik bir grup hakkında nazil olmuştur ki bunlardan biri de İbn Tâbut'tur." İbn Ebî Şeybe, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Mücâhid: “Anlaşma yaptığın kimseler, sonucundan sakınmayarak anlaşmalarını her defasında bozarlar" âyetini açıklarken: “Bunlar Kurayza kabilesidir ki Hendek savaşında anlaşmaya rağmen Muhammed'e (sallallahü aleyhi ve sellem) karşı düşmanlarla işbirliği yapmışlardı" demiştir. İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: “...Arkalarındakilere ibret olacak şekilde, darmadağın et" âyetini açıklarken: “Onlardan sonra geleceklere ibret olacak şekilde onları darmadağın et" demiştir. İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: “...Arkalarındakilere ibret olacak şekilde, darmadağın et" âyetini açıklarken: “Arkalarında bulunanlara gözdağı verecek şekilde onları darmadağın et" demiştir. İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: “...Arkalarındakilere ibret olacak şekilde, darmadağın et" âyetini açıklarken: “Arkalarında bulunanlara gözdağı verecek şekilde onları darmadağın et" demiştir. Abdurrezzâk, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr: “...Arkalarındakilere ibret olacak şekilde, darmadağın et" âyetini açıklarken: “Arkalarında bulunanlara uyarı olacak şekilde onları darmadağın et" demiştir. Abd b. Humeyd, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Katâde: “...Arkalarındakilere ibret olacak şekilde, darmadağın et" âyetini açıklarken: “Diğer insanlara ibret ve uyarı olacak şekilde onları darmadağın et" demiştir. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Zeyd: “...Arkalarındakilere ibret olacak şekilde, darmadağın et" âyetini açıklarken: “Diğerlerini korkutup anlaşmaları bozmalarına engel olacak şekilde bunları darmadağın et" demiştir. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Süddî: “...Arkalarındakilere ibret olacak şekilde, darmadağın et" âyetini açıklarken: “Belki diğerleri bunlara yaptığından dolayı korkar da sizinle yaptıkları anlaşmaları bozmaya kalkışmazlar" demiştir. Ebu'ş-Şeyh, İbn Şihâb'dan bildirir: Cebrâil, Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) yanına girdi ve şöyle dedi: “Sen silahlarını bıraktın, ancak biz henüz o topluluğun peşindeyiz. Yola düş! Yüce Allah sana Kurayza kabilesinin üzerine yürüme iznini verdi ve onlar hakkında: “Eğer bir topluluğun anlaşmaya hıyanet etmesinden korkarsan, sen de onlara karşı anlaşmayı bozarak aynı şekilde davran. Doğrusu Allah hainleri sevmez" buyurdu. İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid: “Eğer bir topluluğun anlaşmaya hıyanet etmesinden korkarsan, sen de onlara karşı anlaşmayı bozarak aynı şekilde davran..." âyetini açıklarken: “Bu topluluktan kasıt Kurayza kabilesidir" demiştir. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Zeyd: “Eğer bir topluluğun anlaşmaya hıyanet etmesinden korkarsan..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: Şayet sana ihanet etmelerinden ve arkadan vurmalarından korkarsan onlar üzerine yürümeden önce: “...Sen de onlara karşı anlaşmayı bozarak aynı şekilde davran..." buyruğunda ifade edildiği gibi sen de önce anlaşmayı bozduğunu onlara bildir. İbn Ebî Hâtim, Ali b. el-Hüseyn'den bildirir: Sen de onlar gibi anlaşmayı bozduğunu bildirmeden düşmanların üzerine yürüme. Zira Yüce Allah: “...Doğrusu Allah hainleri sevmez" buyurur. İbn Merdûye ve Beyhakî, Şuabu'l-îman'da Süleym b. Âmir'den bildirir: Muâviye ile Bizanslılar arasında bir anlaşma vardı. Muâviye de Rumlara doğru yaklaşıyor ve anlaşmanın müddetinin bitmesinin ardından onların üzerine saldırmayı düşünüyordu. Bunun üzerine Amr b. Abese yanına geldi ve şöyle dedi: “Allahu Ekber! Anlaşmaya ihanet değil vefa gerekir. Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem): «Bir toplulukla anlaşması olan kişi anlaşma, müddeti. bitmeden veya karşılıklı olarak anlaşmayı vaktinden önce bozduklarını birbirlerine bildirmeden tek taraflı bunu bozmasın veya tek. taraflı bu anlaşmayı yenilemeye kalkışmasın» buyurduğunu işittim." Bunu duyan Muâviye ordularıyla birlikte geri döndü. Beyhakî, Şuabu'l-îman'da Meymûn b. Mihrân'dan bildirir: “Üç şeyde Müslüman da kafir de birdir. Biriyle aranda bir anlaşma varsa Müslüman da olsa kafir de olsa bu anlaşmaya vefa göster. Zira anlaşma Allah'la yapılmış gibidir. Biriyle aranda akrabalık bağı varsa bu akraba Müslüman da olsa kafir de olsa bağı kesme. Biri sana bir şey emanet bıraktığı zaman emaneti veren kişi Müslüman da olsa kafirde olsa emaneti ona iade et." |
﴾ 58 ﴿