18

"Üzerine başka bir kan bulaşmış olarak Yusuf'un gömleğini de getirmişlerdi. Babaları: «Sizi nefsiniz bîr !ş yapmaya sürükledi; artık bana güzelce sabır gerekir. Anlattıklarınıza ancak Allah'tan yardım istenir» dedi"

Abdurrezzâk, İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre, Hazret-i Yûsuf'un gömleğine oğlak kanı bulaştırmalardı.

İbn Cerîr'in Mücâhid'den bildirdiğine göre o kan, Hazret-i Yûsuf'un kanı değil, bir oğlağın kanıydı.

İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Katâde, âyet hakkında şöyle demiştin Bir ceylan alıp kestiler ve kanını gömleğe buladılar. Hazret-i Yâkub gömleği evirip çevirerek:

“Gömlekte ne diş, ne de tırnak izi göremiyorum. Bu vahşi hayvan merhametliymiş demeye başladı ve çocuklarının yalan söylediğini anladı."

Firyâbî, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre İbn Abbâs der ki:

“Hazret-i Yûsuf'un gömleğini Hazret-i Yâkub'a getirdikleri zaman onun yırtılmamış olduğunu gördü ve:

“Yalan söylediniz. Eğer dediğiniz gibi onu kurt yemiş olsaydı, gömleği de yırtardı" dedi.

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî) der ki:

“Hazret-i Yûsuf'un gömleğini Hazret-i Yâkub'a getirildiği zaman, gömleği evirip çevirdi ve kan izini gördü, ama ne bir yırtık, ne de bir deliğin olmadığını farketti. Bunun üzerine:

“Ey oğullarım! Vallahi, kurdun, oğlumu yiyip gömleğini bırakacağını bilmiyordum!" dedi.

İbn Cerîr, Şa'bî'nin şöyle dediğini bildirir: Bîr oğlak kesip gömleği kanına buladılar. Hazret-i Yâkub, gömleğin sağlam olduğunu görünce, oğullarının yalan söylediğini anlayıp:

“Bu kurt ne kadar da yumuşakmış! Gömleğe acımış ama oğluma acımamış" dedi.

İbn Cerîr'in Katâde'den bildirdiğine göre gömleği Hazret-i Yâkub'a getirdikleri zaman:

“Gömlekte, ne yırtıcı bir hayvanın izini, ne darbe, ne de yırtık izi göremiyorum" dedi.

Ebû Abdullah Muhammed b. İbrâhim el-Cürcânî, el-Emâlî'de, Rabîa'nın şöyle dediğini bildirir:

“Hazret-i Yâkub'a gidilip:

“Yusuf'u kurt yedi" denildiği zaman, Hazret-i Yâkûb kurdu çağırıp:

“Gözümün nuru ve gönlümün meyvesini yedin!" dedi. Kurt:

“Ben böyle bir şey yapmadım" karşılığını verince, Hazret-i Yâkub:

“Nereden geldin ve nereye gidiyorsun?" diye sordu. Kurt:

“Mısır topraklarından geldim, Cürcân yurduna gitmek istiyorum" karşılığını verince, Hazret-i Yâkub:

“Orada ne yapacaksın?" diye sordu. Kurt:

“Senden önceki peygamberlerin: «Allah, bir dostunu veya yakınını ziyaret edene her adımında bir milyon sevap yazar, bir milyon günahını da bağışlar, onu bir milyon derece yükseltir» dediklerini duydum" cevabını verince, Hazret-i Yâkub oğullarını çağırıp:

“Bu hadisi yazınız" dedi. Kurt, onlara hadisi okumayı reddedince, Hazret-i Yâkub:

“Neden onlara hadisi söylemiyorsun?" diye sordu. Kurt:

“Bunlar asidir" cevabını verdi.

Ebu'ş-Şeyh'in Mübârek'ten bildirdiğine göre İbn Sîrin'e, rüyasında misvak kullandığını gören kişinin her misvakı çıkarışında üzerinde kan görmesinin yorumu sorulunca:

“Allah'tan kork ve yalan söyleme" deyip:

“Üzerine başka bir kan bulaşmış olarak Yusuf'un gömleğini de getirmişlerdi" âyetini okudu.

İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre (.....) âyeti:

“Nefsiniz size emretti" mânâsındadır.

İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde, bu âyeti "Nefsiniz size bu işi süsledi; artık bana güzelce sabır gerekir. Anlattığınız yalanlara ancak Allah'tan yardım istenir" şeklinde açıklamıştır.

İbn Ebi'd-Dünyâ, Kitabu's-Sabr'da, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in Hibbân b. Ebî Cebele'den bildirdiğine göre Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Artık bana güzelce sabır gerekir" âyeti sorulunca:

“O beraberinde hiçbir şikâyetin bulunmadığı bir sabırdır. Üzüntüsünü herkese yayan sabredemez" buyurdu.

Abdurrezzâk, Firyâbî, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş- Şeyh'in Mücâhid'den bildirdiğine göre "Artık bana güzelce sabır gerekir" âyetinden kastedilen, içinde ümitsizlik ve endişe olmayan sabırdır.

İbn Ebî Hâtim, Hasan(ı Basrî'nin) şöyle dediğini bildirir. "Güzel sabır, içinde Allah'tan başkasına şikâyetin olmadığı sabırdır."

Abdurrezzâk, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir, Sevrî'nin, bazı arkadaşlarından bildirdiğine göre şöyle denirdi:

“Üç şey sabırdandır: Sana acı veren şeyden ve musibetinden bahsetmemen, kendini de temize çıkarmamandır."

18 ﴿