49

"Yusuf dedi ki: Yedi sene âdetiniz üzere ekin ekersiniz. Sonra da yiyeceklerinizden az bir miktar hariç, biçtiklerinizi başağında (stok edip) bırakınız. Sonra bunun ardından, saklayacaklarınızdan az bir miktar (tohumluk) hariç, o yıllar için biriktirdiklerinizi yeyip bitirecek yedi kıtlık yılı gelecektir. Sonra bunun ardından da bir yıl gelecek ki, o yılda insanlara (Allah tarafından) yardım olunacak ve o yılda (meyvesuyu ve yağ) sıkacaklar"

Abdurrezzâk, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in İkrime'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

“Ben Yusuf'un sabır ve keremine şaşıyorum. Allah onu affeylesinl Ona zayıf ve semiz ineklerin hadisesi sorulduğundaeğer ben onun yerinde olsaydım, beni hapisaneden çıkarmaları şartını ileri sürmeden, onlara bunun yorumunu söylemezdim. Yine ona şaşıyorum. Allah onu affeylesinl Elçi ona geldiğinde eğer ben onun yerinde olsaydım, kapıya elçiden önce koşardım. Yusuf (zindandan çıkmakta acele etmeyip) suçsuz olduğunun ortaya çıkmasını istemiştir.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Zeyd der ki: Hazret-i Yusuf onlara (halka) yumuşak davranmayı emrettikten sonra:

“Yedi sene âdetiniz üzere ekin ekersiniz. Sonra da yiyeceklerinizden az bir miktar hariç, biçtiklerinizi başağında (stok edip) bırakınız"  Çünkü başağından çıkarılmayan taneyi güve yiyemez" dedi.

İbn Cerîr, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in Katâde'den bildirdiğine göre Hazret-i Yusuf, (.....)  sözüyle, ekinin zayi olmaktan korumak için başağının içinde bırakılmasını kasdetmiştir.

İbnu'l-Münzir'in İbn Cüreyc'den bildirdiğine göre (=Onu başağında bırakın) âyeti bazı kıraatlerde (.....) (=Böylece (haşarat tarafından) yenmemiş olur) şeklindedir.

Abdurrezzâk, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in Katâde'den bildirdiğine göre (.....) âyetinden kasıt, kuraklık ve kıtlık yıllarıdır.

İbn Ebî Hâtim'in Zeyd b. Eslem'den bildirdiğine göre Hazret-i Yûsuf iki kişilik bir yemeği tek bir kişinin önüne bırakırdı. O da onun yarısını yerdi. Nihayet bir gün aynı miktardaki yemeği bir kişinin önüne koyduğunda o da yemeğin tamamını yeyince, Hazret-i Yûsuf:

“İşte bu yedi kıtlık yılının ilk günüdür" dedi.

(.....) âyeti ise, "Saklayacaklarınızdan az bir miktar hariç, o yıllar için biriktirdiklerinizi yiyip bitirecek" mânâsındadır.

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre (.....) kelimesi biriktirmektir, (.....) âyeti ise üzüm ve yağ sıkmak mânâsındadır.

İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre (.....) buyuruğu:

“Yağmura kavuşturulacaklar" mânâsındadır. (.....) âyeti ise üzüm sıkmak, yağları çıkartılan maddelerden yağ çıkarmak ve bütün meyveleri sıkmak mânâsındadır.

Saîd b. Mansûr, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh, başka bir kanalla İbn Abbâs'tan, (.....) âyetinin sağmak mânâsında olduğunu bildirir.

İbn Cerîr, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Katâde, (.....) âyetini açıklarken şöyle dedi:

“İnsanlara yağmur gönderilir; meyve, üzüm ve zeytin gibi ürünleri sıkıp sularını ve yağlarını çıkarırlar. Hazret-i Yusuf'un haber verdiği bu son bir yıla, hükümdarın rüyasında bir işaret yoktur ve bunu Yüce Allah Hazret-i Yusuf'a öğretmiştir.

Abdurrezzâk, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Katâde, (.....) âyetini açıklarken şöyle dedi:

“Onlar sormadan, Hazret-i Yûsuf kendilerine rüyada olmayan bir yıldan da bahsetmiştir."

İbn Cerîr ve Ebu'ş-Şeyh, İbn Abbâs'ın, (.....) âyetini açıklarken şöyle dediğini bildirir:

“Hazret-i Yusuf, kendisine sorulmayan bir konuda onlara bilgi vermiştir ve yüce Allah kendisine, insanlara yağmur gönderilecek bir yılın geleceğini ve bu yılda susamdan yağ çıkaracaklarını, üzümden içki, zeytinden de zeytinyağı çıkaracaklarını bildirmiştir."

İbn Cerîr'in Mücâhid'den bildirdiğine göre (.....) âyetinden kastedilen, yağmur gönderilmesi ve üzümlerini sıkmalarıdır.

İbn Cerîr ve Ebu'ş-Şeyh'in Dahhâk'tan bildirdiğine göre (.....) âyetinden kastedilen, yağmur gönderilmesi ve yağ çıkarmalarıdır.

İbn Cerîr'in Ali b. Ebî Talha'dan bildirdiğine göre İbn Abbâs bu âyeti, şeklinde okumuş ve "sağarsınız" mânâsını vermiştir.

İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh, Abdân el-Mervezî vasıtasıyla İsa b. Ubeyd'den bildirir: İsa b. es-Sekafî bu âyeti (.....) şeklinde okuduğunu okudu ve (.....) kelimesinin yağmur mânâsında olduğunu söyledikten sonra "O yoğun bulutlardan şarıl şarıl bir su indirdik" âyetini okudu.

49 ﴿