66

"(Yusuf) onların yüklerini hazırlayınca dedî ki: «Sizin bababir kardeşinizi de bana getirin. Görmüyor musunuz, ben ölçeği tam dolduruyorum ve ben misafirperverlerin en iyisiyim. Eğer onu bana getirmezseniz, artık benim yanımda size verilecek bir ölçek (erzak) yoktur, bana hiç yaklaşmayın!» Dediler ki; «Onu babasından istemeye çalışacağız, kuşkusuz bunu yapacağız.» (Yusuf) emrindeki gençlere dedi ki; «Sermayelerini yüklerinin içine koyun. Olur ki ailelerine döndüklerinde bunun farkına varırlar da belki geri gelirler.» Babalarına döndüklerinde dediler ki: «Ey babamız! Erzak bize yasaklandı. Kardeşimizi (Bünyamin'i) bizimle beraber gönder de (onun sayesinde) ölçüp alalım. Biz onu mutlaka koruyacağız.» Yakub dedi ki: «Daha önce kardeşi (Yusuf) hakkında size ne kadar güvendiysem, bunun hakkında da size ancak o kadar güvenirim! (Ben onu sadece Allah'a emanet ediyorum); Allah en hayırlı koruyucudur. O, acıyanların en merhametlisidir.» Eşyalarını açtıklarında sermayelerinin kendilerine geri verildiğini gördüler. Dediler ki: «Ey babamız! Daha ne istiyoruz. İşte sermâyemiz de bize geri verilmiş. (Onunla yine) ailemize yiyecek getiririz, kardeşimizi koruruz ve bir deve yükü de fazla alırız. Çünkü bu (seferki aldığımız) az bir mıktardır.« (Yakub) dedi ki: «Kuşatılmanız (ve çaresiz kalma durumunuz) hariç, onu bana mutlaka getireceğinize dair Allah adına bana sağlam bîr söz vermediğiniz takdirde onu sizinle beraber göndermem!» Ona (istediği şekilde) teminatlarını verdiklerinde dedi ki: Söylediklerimize Allah şahittir."

İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in Katâde'den bildirdiğine göre âyette geçen "Sizin bababir kardeşinizi de bana getirin" buyruğunda Hazret-i Yusuf'un getirilmesini istediği kişi, kendisinin aynı anne ve babadan kardeşi olan Bünyamîn'dir.

İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre (.....) âyeti:

“Ben Mısır'da en misafirperver olan kişiyim" mânâsındadır.

İbnu'l-Münzir'in İbn Cüreyc'den bildirdiğine göre (.....) âyeti:

“Ben, en misafirperver olan kişiyim" mânâsındadır.

İbn Cerîr'in Mücâhid'den bildirdiğine göre Hazret-i Yusuf'un söylediği, (.....) âyeti:

“Ben Mısır'da en misafirperver olan kişiyim" mânâsındadır.

Saîd b. Mansûr'un bildirdiğine göre İbrâhim, bu âyeti, (.....) şeklinde, Hasan(-ı Basrî) ise (.....) şeklinde okurdu.

İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in Katâde'den bildirdiğine göre âyette geçen (.....) kelimesi, köle, (.....) kelimesi ise para mânâsındadır.

İbn Ebî Hâtim'in İbn İshâk'tan bildirdiğine göre ilim ehli, Hazret-i Yâkub ve oğullarının evinin Arabât'ta olduğunu söylemiştir. Bu yer, Filistin topraklarında, Şâm'ın engin yerlerindeydi. Bazıları ise, bu yerin, Hisme yakınlarında Evlâc denilen yerde olduğunu ve onların koyun ve develeri olan Bedeviler olduğunu söylemiştir.

İbn Ebî Şeybe ve İbnu'l-Münzir, Muğîre'den Abdullah b. Mes'ûd'un öğrencilerinden, İbn Mes'ud'un bu âyeti, (.....) şeklinde okuduğunu bildirir.

İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir, Muğîre'den, Abdullah b. Mes'ûd'un öğrencilerinden bildirir: İbn Mes'ud bu âyeti, (.....) şeklinde okumuştur.

İbn Ebî Şeybe ve İbnu'l-Münzir, Muğîre'den, Abdullah b. Mes'ûd'un öğrencilerinden bildirir: İbn Mes'ud bu âyeti, (.....) şeklinde okumuştur.

Saîd b. Mansûr, Ebû Ubeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Alkame, bu âyeti, (.....) şeklinde (.....) harfini esreli okurdu.

İbn Cerîr, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Katâde, (.....) âyetinin:

“Bundan başka ne isteriz ki! İşte paramız bize iade edilmiş ve bize verilirken de ölçek tam olarak doldurulmuştur. Eğer kardeşimiz de bizimle gelirse bir deve yükü daha fazla almış oluruz" mânâsında olduğunu söylemiştir.

Ebû Ubeyd, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid, (.....) âyetini açıklarken şöyle dedi:

“Bir eşek yükü fazla alırız" mânâsındadır ve bu da bir dildir." Ebû Ubeyd der ki:

“Mücâhid bu sözüyle, bazı dillerde eşeğe (.....) dendiğini kasdetmiştir."

İbn Ebî Şeybe, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in Mücâhid'den bildirdiğine göre (.....) âyeti:

“Hepiniz ölmedikçe, (onu bana mutlaka getireceğinize dair Allah adına bana sağlam bir söz vermediğiniz takdirde onu sizinle beraber göndermem) mânâsındadır. (.....) âyeti ise:

“Ona ahid verdiklerinde" mânâsındadır.

Abdurrezzâk, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in Katâde'den bildirdiğine göre (.....) âyeti, "Mağlûb olup onu korumaya gücünüz yetmez halde olmadıkça" mânâsındadır.

66 ﴿