18"Andolsun, biz gökte burçlar yaptık ve onu, bakanlar için süsledik. Onu kovulmuş her şeytandan koruduk. Ancak kulak hırsızlığı eden olursa, onu da parlak bir ateş takip etmektedir." İbn Ebî Şeybe, İbn Cerîr ve İbnü'l-Münzir'in Mücâhid'den bildirdiğine göre âyette geçen (.....) kelimesi "Yıldızlar" mânâsındadır. İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in Katâde'den bildirdiğine göre âyette geçen (.....) kelimesi "Yıldızlar" mânâsındadır. İbn Ebî Hâtim'in Ebû Salih'ten bildirdiğine göre âyette geçen (.....) kelimesi "Büyük yıldızlar" mânâsındadır. İbn Ebî Hâtim'in Atiyye'den bildirdiğine göre âyette geçen (.....) kelimesi "Semada, bekçileri olan kaleler" mânâsındadır. Abd b. Humeyd, İbnü'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde, âyette geçen (.....) kelimesinin, "Lanetlenmiş" olduğunu söyledi. İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs, "Ancak kulak hırsızlığı eden olursa, onu da parlak bir ateş takip etmektedir" âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Şeytanlar, kulak hırsızlığı yapmak istemişlerdi" bu âyet, "Hele bir tek söz kapan olsun; delici bir alev onun peşine düşüverir" âyetiyle aynı mânâdadır. İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Dahhâk der ki: “Ancak kulak hırsızlığı eden olursa, onu da parlak bir ateş takip etmektedir" âyetiyle, "Hele bir tek söz kapan olsun; delici bir alev onun peşine düşüverir" âyeti aynı mânâdadır. İbn Abbâs: “Atılan ateş parçası öldürmez, ama yakıp kişiyi felç ederek öldürmeden çıkar" demiştir. İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Mes'ûd der ki: Cerîr b. Abdillah: “Ey Allah'ın Resûlü! Bana, dünya seması ve yerin en alt tabakası hakkında bilgi ver" deyince, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Allah, Dünya semasım dumandan yaratmış, yaratılışını tamamladıktan sonra onun için bir kandil (Güneş) ve ışık veren Ay'ı yaratmış, kandiller gibi yıldızlarla donatmış, onları şeytanlar için taşlamalar yapmış ve onu kovulmuş her şeytandan korumuştur" buyurdu. |
﴾ 18 ﴿