21

"Böylece biz, insanları onların hâlinden haberdar ettik ki, Allah'ın vaadinin hâk olduğunu ve kıyametin gerçekleşmesinde de hiçbir şüphe olmadığını bilsinler. Hani onlar aralarında onların durumunu tartışıyorlardı. «Onların üstüne bir bina yapın, Rableri onların hâlini daha iyi bilir» dediler. Duruma hâkim olanlar ise, «Üzerlerine mutlaka bir mescid yapacağız» dediler."

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Böylece biz, insanları onların hâlinden haberdar ettik..." âyetini açıklarken: "Bildirdik mânâsındadır" dedi.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Süddî der ki: Kral kavminden yaşlı kişileri çağırdı ve onlara Ashâb-ı Kehf'in durumunu sordu. Onlar da: "Dîkûs denilen bir kral vardı. Onun zamanında bazı gençler ortadan kaybolmuştu. Kral onların isimlerini şehrin kapısında bulunan bir kaya parçasına yazdırdı" dediler. Kral kavminden o kaya parçasını getirmelerini istedi. Kaya parçası getirilince üzerinde isimlerinin olduğunu gördü ve çok sevinerek: "O ölenler tekrar dirildi" dedi. Sonra Allah ölüleri diriltir diye haber yaydı. Zira: "Böylece biz, insanları onların hâlinden haberdar ettik ki, Allah'ın vaadinin hak olduğunu ve kıyametin gerçekleşmesinde de hiçbir şüphe olmadığını bilsinler" âyeti da bunu göstermektedir. Kral: "Bu sâlih kavmin yanında mescid yaptıracağım ve ölene kadar onda Allah'a ibadet edeceğim" dedi.

Yine: "...Duruma hâkim olanlar ise, «Üzerlerine mutlaka bir mescid yapacağız» dediler..." âyeti da bunu göstermektedir.

Abdurrezzâk ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde: "Duruma hâkim olanlar ise, «Üzerlerine mutlaka bir mescid yapacağız» dediler..." âyetini açıklarken: "Onlar valiler" veya: "Sultanlardır" dedi.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr: "Kral onlar için bir mabet yaptırdı ve en yüksek yerine: "Büyüklerin, valilerin oğulları" yazdırdı" dedi.

21 ﴿