12"Muhakkak kî ben, senin Rabbinim! Hemen pabuçlarını çıkar! Çünkü sen kutsal vâdi Tuvâ'dasın!" Abdurrezzâk, Firyâbî, Abd b. Humeyd ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Ali: "...Hemen pabuçlarını çıkar..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: "Papuçları ölmüş bir eşek derisinden olduğu için ona: "Papuçlarını çıkar!" denilmiştir." Abd b. Humeyd, Hasan(-ı Basrî)'den bildirir: "Namazda papuçları neden çıkaralım ki? Musa'ya papuçlarını çıkarmasının emredilmesi ölmüş eşek derisinden oldukları içindi." Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Ka'b: "...Hemen pabuçlarını çıkar..."âyetini açıklarken şöyle demiştir: "Hazret-i Mûsa'nın papuçları ölmüş eşek derisinden yapılmıştı. Yüce Allah mukaddes vadinin bereketi tümüyle ona değsin diye papuçlarını çıkarmasını istemiştir." İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Zührî: "...Hemen pabuçlarını çıkar..."âyetini açıklarken: "Hazret-i Mûsa'nın papuçları ehli eşek derisinden yapılmıştı" demiştir. İbn Ebî Hâtim, Mücâhid'den bildirir: "Hazret-i Mûsa'nın çıkartması emredilen o papuçları domuz derisinden yapılmışlardı." Abd b. Humeyd ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İkrime: "...Hemen pabuçlarını çıkar..." âyetini açıklarken: "Ayakların bu temiz, bereketli toprağa değsin diye çıkar" demiştir. Taberânî, Alkame'den bildirir: İbn Mes'ûd, Ebû Mûsa el-Eş'arî'nin yanına evine gitti. Namaz vakti gelince Ebû Mûsa ona: "Ey Ebû Abdirrahman! Bizden daha büyük ve daha bilgilisin. Öne geç de namazı kıldır" dedi. İbn Mes'ûd ise: "Hayır! Öne sen geç, zira biz senin evine geldik" karşılığını verdi. Bunun üzerine Ebû Mûsa öne geçti, papuçlarını çıkarıp namazı kıldırdı. Namaz sonrası İbn Mes'ûd ona: "Papuçlarını neden çıkardın? Kendini mukaddes vadide mi sandın? Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) mestleri ve papuçlarıyla namaz kıldığını gördüm" dedi. İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "...Çünkü sen kutsal vâdi Tuvâ'dasın'" âyetini açıklarken şöyle demiştir: "Vadinin kutsallığından kasıt mübarek olmasıdır. Tuvâ da vadinin ismidir." İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İkrime: "...Çünkü sen kutsal vâdi Tuvâ'dasın" âyetini açıklarken: "Vadinin kutsallığından kasıt temiz olmasıdır" demiştir. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî): "...Çünkü sen kutsal vâdi Tuvâ'dasın" âyetini açıklarken: "Tuvâ, Filistin'de bir vadidir ve iki defa kutsal kılınmıştır" demiştir. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) âyetini açıklarken şöyle demiştir: "Kutsal vadiden kasıt mukaddes topraklardır. Vadiden gece vakti geçtiği için, gece geçildiği anlamına gelen (.....) ifadesi kullanılmıştır. Zira kişi: (.....) dediği zaman, bu: "Filan vadiyi gece vakti geçtim" anlamındadır. Vadiden geçen de Hazret-i Mûsa'dır. Vadiyi geçip üst tarafına çıkmıştır." İbn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid: "...Çünkü sen kutsal vâdi Tuvâ'dasın" âyetini açıklarken şöyle demiştir: "Vadinin kutsallığından kasıt mübarek olmasıdır. Tuvâ da vadinin ismidir." İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mübeşşir b. Ubeyd bu âyeti: lafzıyla, tenvinsiz okumuş ve: "Eyle'de bir vadidir. Söylenene göre bu vadi iki defa bereketli kılınmıştır" demiştir. İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) ifadesini açıklarken: "Vadiyi katetmek, anlamındadır" demiştir. Abd b. Humeyd, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Ebî Necîh: (.....) ifadesini açıklarken: "Kâbe'ye yalınayak girilmesi gibi bereketinden dolayı vadiyi yalınayak katetmek anlamındadır" demiştir. Saîd b. Cübeyr'in de bu ifade hakkındaki görüşü budur. Mücâhid ise: (.....) ifadesini açıklarken: "Vadinin adıdır" demiştir. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Katâde: "...Çünkü sen kutsal vâdi Tuvâ'dasın" âyetini açıklarken: "İki defa mukaddes kılınmış bir vadidir ve ismi de Tuvâ'dır" demiştir. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Âsim bu âyeti: (.....) lafzıyla, (.....) harfini ötre ile, (.....) harfini de tenvinli okumuştur. |
﴾ 12 ﴿