9

"İnsanların hesaba çekilmeleri yaklaştı. Hâlbuki onlar gaflet içinde yüz çevirmekteler. Ne zaman Rablerinden kendilerine yeni bir ihtar gelse onu eğlenerek dinlerler. Kalpleri hep oyalanmadadır. Zulmedenler aralarında gizlice: «Bu zat, sizin gibi bir insandan başka bîr şey midir? Siz, göz göre göre sihre mi uyarsınız?» diye konuşurlar. Peygamber: «Benîm Rabbim gökte ve yerde söyleneni bilir. O, işitendir, bilendir» dedi. Onlar: «Hayır, bunlar saçma sapan rüyalardır; bilakis onu kendisi uydurmuştur; belki de o, şairdir. Değilse bize hemen, öncekilere gönderilenin benzeri bir âyet getirsin» dediler. Onlardan önce helâk ettiğimiz hiçbir memleket halkı iman etmedi de şimdi bunlar mı iman edecekler? Biz, senden önce de, kendilerine vahiy verdiğimiz kişilerden başkasını peygamber olarak göndermedik. Eğer bilmiyorsanız bilenlerden sorunuz. Biz, onları yemek yemez bir beden yapısında yaratmadık. Onlar ölümsüz de değillerdi. Sonra onlara verdiğimiz sözü yerine getirdik. Kendilerini ve dilediğimiz kimseleri kurtardık. Haddi aşanları ise helâk ettik."

İbn Merdûye, Ebû Hureyre'den bildirir: "İnsanların hesaba çekilmeleri yaklaştı. Hâlbuki onlar gaflet içinde yüz çevirmekteler" âyeti hakkında Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Dünya da gaflet içinde bundan yüz çevirmekteler" buyurmuştur.

İbn Ebî Şeybe ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Cüreyc: "İnsanların hesaba çekilmeleri yaklaştı..." âyetini açıklarken: "Kendilerine vaad edilen şey yaklaştı" demiştir.

İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde: "Ne zaman Rablerinden kendilerine yeni bir ihtar gelse..." âyetini açıklarken: "Ne zaman kendileri hakkında Kur'ân'da bir şey nazil olsa, anlamındadır" demiştir. "Kalpleri hep oyalanmadadır..." âyetini açıklarken: "Kalpleri hep gaflet içindedir" demiştir. "Zulmedenler aralarında gizlice... diye konuşurlar" âyetini açıklarken de: "Zalim olanlar kendi gizli toplantılarında konuşurlar" demiştir.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Süddî: "Zulmedenler aralarında gizlice: «Bu zat, sizin gibi bir insandan başka bir şey midir? Siz, göz göre göre sihre mi uyarsınız?» diye konuşurlar" âyetini açıklarken şöyle demiştir: Zulmedenler kendi aralarında yaptıkları gizli toplantılarda: "Muhammed bizim gibi bir insandan başka bir şey değildir. Ona tâbi olarak yaptığı sihrin peşinden mi gideceksiniz?" diye konuşurlar. (.....) ifadesini açıklarken: "De ki Rabbim gaybı bilir, anlamındadır" demiştir. (.....) âyetini da: "Bunlar batıl, anlamı olmayan rüyalardan ibarettir, anlamındadır" demiştir.

İbn Mende, Ebû Nuaym el-Ma'rife'de, Beyhakî Sünen'de ve İbn Asâkir'in bildirdiğine göre Cündeb el-Becelî, Velîd b. Ukbe'nin yanında bulunan bir sihirbazı öldürdükten sonra oradakilere: "Göz göre göre sihire mi kapılacaksınız?" demiştir.

İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde: "Onlar: "Hayır, bunlar saçma sapan rüyalardır; bilakis onu kendisi uydurmuştur; belki de o, şairdir. Değilse bize hemen, öncekilere gönderilenin benzeri bir âyet getirsin" dediler. Onlardan önce helâk ettiğimiz hiçbir memleket halkı iman etmedi de şimdi bunlar mı iman edecekler?" âyetlerini açıklarken şöyle demiştir: "Bu zalimler vahye yönelik: "Bunlar kendi gördüğü rüyalardan başka bir şey değildir. Hatta kendisi şair birisidir, bunları kendisi uydurmuştur. Eğer dediği gibiyse o zaman Mûsa, İsa ve benzeri elçiler gibi kendisi de bu yönde bize bir mucize göstersin" dediler. Buna karşılık Yüce Alah da: "Daha önceki elçiler de kendi kavimlerine mucizeler gösterince yine inanmamışlardı. Buna karşılık da helak edilmişlerdi. Şimdi bunlara mucize gösterilse inanacaklar mı ki?" karşılığını vermiştir.

İbn Cerîr, Katâde'den bildirir: Mekke ahalisi, Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem): "Şayet dediklerin doğru ise ve sana iman etmemizi istiyorsan o zaman Safâ tepesini altına çevir" dediler. Bunun üzerine Cebrâil geldi ve: "Kavminin senden istediği şeyi istersen yerine getireyim. Ancak yine de iman etmezlerse bekletilmeden helak edilirler. İstersen de yine onları helak etmem, beklerim" dedi. Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem): "O zaman kavmime mühlet ver" buyurunca, Yüce Allah: "Onlardan önce helâk ettiğimiz hiçbir memleket halkı iman etmedi de şimdi bunlar mı iman edecekler?" âyetini indirdi.

İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid: "...Bunlar mı iman edecekler?" âyetini açıklarken: "Bunlar mı senin dediklerine inanacaklar, anlamındadır" demiştir.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Biz, onları yemek yemez bir beden yapısında yaratmadık..." âyetini açıklarken: "Biz daha önceki peygamberleri yemek yemeyecek şekilde bir bedenle yaratmadık. Senden önceki peygamlerleri de senin gibi yemeğe ihtiyacı olan bir bedenle yarattık" demiştir.

İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde: "...Onlar ölümsüz de değillerdi" âyetini açıklarken: "Onlar da herkes gibi zamanı gelince ölmüşlerdir" demiştir. "Sonra onlara verdiğimiz sözü yerine getirdik. Kendilerini ve dilediğimiz kimseleri kurtardık. Haddi aşanları ise helâk ettik" âyetini açıklarken de: "Haddi aşanlardan kasıt müşriklerdir" demiştir.

9 ﴿