33

"Durum öyledir. Her kim Allah'ın nişanelerine saygı gösterirse şüphesiz bu, kalplerin takvâsındandır. Bu nişanelerde sizin için belli bir süreye kadar faydalar vardır. Sonra varacakları yer Beyt i Atik'tlr."

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Her kim Allah'ın nişanelerine saygı gösterirse..." âyetini açıklarken: "Nişânelerden kasıt kurbanlıklardır" demiştir.

İbn Ebî Şeybe, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Her kim Allah'ın nişanelerine saygı gösterirse..."âyetini açıklarken: "Nişaneye (kurbanlığa) saygıdan kasıt onu semiz, güzel ve iri olanından seçmektir" demiştir. "Bu nişanelerde sizin için belli bir süreye kadar faydalar vardır..." âyetini açıklarken: "Bu süre onu kurbanlık olarak belirleyinceye kadardır" demiştir.

İbn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid: "Her kim Allah'ın nişanelerine saygı gösterirse..." âyetini açıklarken: "Bundan kasıt kurbanlığı iri, semiz ve güzelinden seçmektir" demiştir. "Bu nişanelerde sizin için belli bir süreye kadar faydalar vardır. Sonra varacakları yer Beyt-i Atik'tir" âyetini açıklarken de şöyle demiştir: "Kurbanlık olarak belirleninceye kadar ona binebilir, sütünden, kılından, tüyünden ve yününden faydalanabilirsiniz. Ancak kurbanlık olarak belirlendiği zaman artık bu tür faydalanmalar biter ve kesilmek üzere Kâbe'ye doğru gönderilir."

Saîd b. Mansûr, Abd b. Humeyd, İbnu'f-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Dahhâk ile Atâ şöyle demişlerdir: "Âyette zikredilen faydalardan kasıt; ihtiyaç duyulduğunda kurbanın üzerine binme, kılından ve sütünden faydalanmadır. Zikredilen belirli süreden kasıt da kurbanlık seçilerek işaretlenmesidir. İşaretlendikten sonra, "...Sonra varacakları yer Beyt-i Atik'tir" buyruğunda da zikredildiği gibi Kurban gününde Minâ'da kesilmek üzere gönderilir."

Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İkrime: "...Sonra varacakları yer Beyt-i Atik'tir" âyetini açıklarken: "Kurbanlık Harem bölgesine girdiği zaman varacağı yere varmış olur" demiştir.

İbn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Muhammed b. Ebî Mûsa: "Durum öyledir. Her kim Allah'ın nişanelerine saygı gösterirse şüphesiz bu, kalplerin takvâsındandır. Bu nişanelerde sizin için belli bir süreye kadar faydalar vardır. Sonra varacakları yer Beyt-i Atik'tir" âyetlerini açıklarken şöyle demiştir: "Arafat'ta vakfe, Müzdelife'de vakfe, kurbanlıklar, şeytanları taşlama, hacda saçları tıraş etme gibi şeylerin tümü Allah'ın nişanelerindendir. Kişinin bunlara gereken saygı ve özeni göstermesi kalbinin takvalı olduğunu gösterir. Birini bitirip diğerine geçene kadar da her bir nişanede sizler için bazı faydalar vardır. Bu nişanaler ile vazifeler de en son Kâbe'yi tavaf etmekle nihayet bulur."

İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre Atâ'ya Allah'ın nişanelerinin ne olduğu sorulunca şöyle demiştir: "Yüce Allah'ın hürmet edilmesini istediği şeyler, Allah'ın öfkesine sebep olacak şeylerden uzak durma ve ona itaat ederek yolundan gitme gibi şeyler hep Allah'ın nişanelerinden olan şeylerdir.'"

33 ﴿