62"Yoksa darda kalana kendisine yakardığı zaman karşılık veren, başındaki sıkıntıyı gideren ve sızı yeryüzünün sahipleri kılan mı? Allah'ın yanında başka bir tanrımı? Pek kıt düşünüyorsunuz." Ahmed, Ebû Dâvud ve Taberânî, Belhuceym'den bir kişiden bildirir: "Yâ Resûlallah! İnsanları neye davet ediyorsun?" diye sorunca, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Ben insanları sadece Allah'a davet ediyorum. O öyle Allah ki, senin bir sıkıntın olduğu zaman ve o sıkıntının giderilmesi için ona dua ettiğinde o, sıkıntım giderir. O öyle Allah ki, sen, çölde bulunup bir şey kaybettiğinde ve onu bulmak için kendisine yalvardığında onu sana buldurur. O öyle Allah ki, kıtlık olduğunda kıtlığın giderilmesi için dua ettiğinde senin için yağmur yağdırır." İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Cüreyc: (.....) âyetini açıklarken: "Başındaki sıkıntıyı gideren mânâsındadır" dedi. İbn Ebî Şeybe, Suheym b. Nevfel'den bildirir: Biz Abdullah (b. Mes'ûd)'un yanında iken bir cariye gelip efendisine: "Filan kişi tayına göz değmiş ve tay avluda boşlukta döner gibi dönerken seni burada tutan nedir? Kalk ta efsun yapan birini bul" dedi. Bunun üzerine Abdullah, bu kişiye: "Efsun yapan birini arama! Sağ burun deliğine dört, sol burun deliğine de üç defa üfle. Sonra: «Zararı yok et, sıkıntıyı gider ey insanların Rabbi, şifa lutfeyle. Zira şifa veren sensin. Zararı ortadan kaldıracak ancak sensin, senden başka da şifa veren yoktur» de" dedi. Adam gitti ve bir zaman sonra geri dönüp: "Bana söylediğin gibi yaptım. Hayvan pisledi, işedi, yemeğini yedi ve öyle geldim" dedi. Taberânî'nin Sa'd b. Cünâde'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Cematten ayrılan kişi yüzüstü Cehenneme düşer. Yüce Allah: «Yoksa darda kalana kendisine yakardığı zaman karşılık veren, başındaki sıkıntıyı gideren ve sizi yeryüzünün sahipleri kılan mı...» buyurmaktadır. Bu halde hilafet Allah'dandır. Eğer kişi hayırlı ameller işlerse Allah onu hayırlı amelleriyle mükâfatlandırır. Eğer kötü ameller işlerse Allah onu kötü amelleriyle cezalandırır. Bu. halde sana düşen Allah'ın emrettiği şeylere itaat etmektir:" Beğavî Mu'cem'de İyâd b. Lakît'ten bildirir: Ca'de b. Hubeyre beraber oturduğu kişilere şöyle dedi: "Ben sizin bilmediğiniz şeyler öğrendim ve sizin yetişmediğiniz şeylere yetiştim. Bundan -Muâviye'den- sonra kıyamet gününe kadar kendi adamlarından olmayan ve dengi de olmayan halifeler gelecektir. Bunların içinde daha küçük ve kesik kişiler bulunmayacaktır. Gelecek olan bu halife Allah'ın göndermiş olduğu bir halifedir. Onu siz seçmezsiniz, onu size Allah gönderir. Bilin ki çobanın sürüde, sürünün de çobanda hakkı vardır. Onlara haklarını ödeyin. Eğer size zulmederlerse onları Allah'a havale edin. Zira sizler ve onlar kıyamet gününde davaşalacaksınız. Dava edecek kişi dava edeceği kişiye dünyada iken hakkını ödeyendir." Sonra: (=Kendilerine peygamber gönderilenlere mutlaka soracağız. Peygamberlere de elbette soracağız... O gün amellerin tartılması da haktır. Kimlerin sevabı ağır basarsa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir) âyetlerini bu şekilde okudu. Abd b. Humeyd, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde: "...Sizi yeryüzünün sahipleri kılan.." âyetini açıklarken: "Bir nesilden sonra başka bir nesli yeryüzünün sahibi yapan mânâsındadır" dedi. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Süddî: "...Sizi yeryüzünün sahipleri kılan..." âyetini: "Sizi, daha önce gelen ümmetlerden sonra gönderen" şeklinde açıkladı. İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Cüreyc: "...Karanın ve denizin karanlıklarında size yol bulduran..." âyetini: "Size, karadaki yollarda doğru yolu gösteren, denizde de yolu bulmanızı ve dalgalar arasında gidebilmenizi sağlayandır" şeklinde açıkladı. |
﴾ 62 ﴿