12

"Onlar, dünya hayatının görünen yüzünü bilirler. Ahiretten ise, onlar tamamen gafildirler. Kendi kendilerine, Allah'ın, gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları ancak hak olarak ve muayyen bir süre için yarattığını hiç düşünmediler mi? İnsanların birçoğu, Rablerine kavuşmayı gerçekten inkârr etmektedirler. Onlar, yeryüzünde gezip de kendilerinden öncekilerin akıbetlerinin nice olduğuna bakmadılar mı? Ki onlar, kendilerinden daha güçlü idiler; yeryüzünü kazıp altüst etmişler, onu bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri, onlara da nice açık deliller getirmişlerdi. Zaten Allah onlara zulmedecek değildi; fakat onlar kendi kendilerine zulmetmekteydiler. Sonunda, Allah'ın âyetlerini yalan sayarak ve onları alaya alarak kötülük yapanların akıbetleri pek fena oldu. Allah, ilkin mahlûkunu yaratır, (ölümden) sonra da bunu (yaratmayı), tekrarlar. Sonunda hep O'na döndürüleceksiniz. Kıyametin kopacağı gün, günahkârlar (ümitsizlik içinde) susacaklardır."

İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Onlar dünya hayatının ancak dış yönünü bilirler..." âyetini açıklarken: "Burada maişetleri gereği ne zaman ağaç dikeceklerini, ne zaman ekin ekeceklerini ve ne zaman biçeceklerini bilirler, mânâsındadır" dedi.

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Onlar dünya hayatının ancak dış yönünü bilirler..." âyetini açıklarken: "Burada dünyalık işleri bilip de din hususunda cahil kalan kafirler kastedilmektedir" dedi.

Abdurrezzâk, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde: "Onlar dünya hayatının ancak dış yönünü bilirler..." âyetini açıklarken: "Burada ticareti, sanatı ve satiş yapmayı bilmeleri kastedilmektedir" dedi.

İbn Ebî Şeybe, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İkrime: "Onlar dünya hayatının ancak dış yönünü bilirler..." âyetini açıklarken: "Burada maişetlerini sağlamayı ve kendileri için faydalı olan şeyleri bilmeleri kastedilmektedir" dedi.

İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî) bu âyeti açıklarken: "Onlardan dünyalığı için öyle usta olanlar vardır ki dirhemi tırnağı üzerinde çevirir de sana ağırlığını bildirir. Oysa o namazını bile güzel bir şekilde kılamaz" dedi.

İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre Abdullah b. Amr: "...Onlar kendilerinden daha güçlü idiler..." âyetini açıklarken: "Sizden önceki kişilerin iki omuz arası bir millik bir mesafeydi" dedi.

İbn Ebî Şeybe, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid: (.....) âyetini açıklarken: "Yeri sürdüler, mânâsındadır" dedi.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Dahhâk: "...Yeryüzünü sürüp işlemişler ve orayı kendilerinin imar ettiğinden daha çok imar etmişlerdi ..."âyetini açıklarken: "Onlar yeryüzünün bahçelerini sürüp, nehirlerini kullanabilecekleri bir duruma getirmiş ve ekinlerini ekmişlerdir. Onlar sizin yeryüzünde yaşayacağınızdan daha fazla yaşadılar" dedi.

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Sonra, Allah'ın âyetlerini yalanladıkları ve onlarla alay etmekte oldukları için, kötülük işleyenin sonu daha da kötü oldu" âyetini açıklarken: "Küfredenlerin cezası azaptır" dedi.

Firyabî ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid: (.....) ifadesini açıklarken: "İsâe kötülerin cezasıdır" dedi.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) ifadesini açıklarken: "Ümidini keser, mânâsındadır" dedi.

Firyabî, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid: (.....) ifadesini açıklarken: "Üzülürler, mânâsındadır" dedi.

Firyabî, İbn Ebî Şeybe, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid: "el-İblâs ifadesi rezillik mânâsındadır" dedi.

12 ﴿