34"Kıyamet saatini bilmek ancak Allah'a mahsustur. Yağmuru o indirir, rahimlerde bulunanı o bilir, kimse yarın ne kazanacağını bilmez ve hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Allah şüphesiz bilendir, her şeyden haberdardır" Firyabî, İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim, Mücâhid'den bildirir: Bedevilerden ahalisinden biri (Hazret-i Peygambere) gelerek: "Benim eşim hamiledir, onun ne doğuracağını bana söyle. Memleketimiz kurak bir memlekettir, yağmurun ne zaman yağacağını bana haber ver. Ben ne zaman doğduğumu biliyorum, ne zaman öleceğimi de sen söyle" deyince, Yüce Allah: "Kıyamet saatini bilmek ancak Allah'a mahsustur. Yağmuru o indirir, rahimlerde bulunanı o bilir, kimse yarın ne kazanacağını bilmez ve hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Allah şüphesiz bilendir, her şeyden haberdardır" âyetini indirdi. İbnu'l-Münzir'in İkrime'den bildirdiğine göre Mazin b. Hasafe b. Kays Aylân oğullarından el-Vâris denilen kişi Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) gelerek: "Ey Muhammed! Kıyamet ne zaman kopacaktır? Memleketimiz kurak bir memlekettir, ne zaman yağmur yağacak? Ben eşimi hamile olarak bıraktım, doğumu ne zaman olacaktır? Bu gün ne kazandığımı biliyorum, peki yarın ne kazanacağım? Nerede doğduğumu biliyorum, peki nerede öleceğim?" diye sorunca söz konusu âyet nâzil oldu. İbn Cerîr ve İbn Ebf Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde: "Kıyamet saatini bilmek, ancak Allah'a mahsustur. Yağmuru o indirir, rahimlerde bulunanı o bilir, kimse yarın ne kazanacağını bilmez ve hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Allah şüphesiz bilendir, her şeyden haberdardır" âyetini açıklarken şöyle dedi: "Allah, gayptan beş şeyi kendine has kılmıştır. Bunlara ne Mukarrebun meleklerinden biri, ne de resûl olan bir peygamber bakamaz. "Kıyamet saatini bilmek ancak Allah'a mahsustur..." İnsanlardan hiç kimse kıyametin hangi yılda, hangi ayda, hangi gece veya gündüzde kopacağını bilemez. "...Yağmuru o indirir..." Hiç kimse yağmurun gece mi gündüz mü ineceğini bilemez. "...Rahimlerde bulunanı o bilir..." Hiç kimse rahimde erkek mi, dişi mî, kızıl mı siyah mı bulunmaktadır bilemez. "...Kimse yarın ne kazanacağını bilmez..." Hiç kimse yarın hayırmı şer mi kazanacaktır bilemez. "...Hiç kimse nerede öleceğini bilemez..." Hiç kimse mezarının yeryüzünün neresinde olacağını bilemez. Yani hiç kimse mezarının denizde mi, karada mı, düzlükte mi veya dağdamı olacağını bilemez." Firyabî, Buhârî, Müslim, Nesâî, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve İbn Merdûye'nin İbn Ömer'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Gaybın anahtarları beştir ve bunları Allah'dan başka kimse bilemez. Yarın ne olacağını, kıyametin ne zaman kopacağını, rahimlerde ne olduğunu, ne zaman yağmur yağacağını ve kişinin yeryüzünün neresinde öleceğini Allah'dan başka kimse bilemez." İbn Ebî Şeybe, Buhârî, Müslim, İbn Mâce, İbnu'l-Münzir ve İbn Merdûye'nin Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre bir kişi: "Yâ Resûlallah! Kıyamet ne zaman kopacaktır?" diye sorunca, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Bu konuda sorulanın sorandan daha fazla bir bilgisi yoktur. Fakat ben size kıyametin alametlerini anlatayım. Cariyenin kendi efendisini doğurması kıyametin alametlerindendir. Çıplak ve yalın ayak kişilerin yönetici olması kıyametin alametlerindendir. Çobanların yüksek binalar inşa etmesi kıyametin alametlerindendir. Gayptan beş şey vardır ki onları Allah'dan başka kimse bilemez." Sonra da: "Kıyamet saatini bilmek ancak Allah'a mahsustur. Yağmuru o indirir, rahimlerde bulunanı o bilir, kimse yarın ne kazanacağını bilmez ve hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Allah şüphesiz bilendir, her şeyden haberdardır" âyetini okudu. Ahmed, Bezzâr, İbn Merdûye, Rûyânîve Diyâ'nın Bureyde'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Beş şey vardır ki onları Allah'dan başka kimse bilemez. "Kıyamet saatini bilmek ancak Allah'a mahsustur. Yağmuru o indirir, rahimlerde bulunanı o bilir, kimse yarın ne kazanacağını bilmez ve hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Allah şüphesiz bilendir, her şeyden haberdardır" buyurmuştur. İbn Cerîr, Ebû Hureyre'den aynısını bildirir. İbn Merdûye'nin Ebû Umâme'den bildirdiğine göre bedevi biri Bedir günü Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) yanında gebe devesiyle durarak: "Ey Muhammed! Devemin karnında ne vardır?" diye sordu. Ensâr'dan bir kişi: "Resûlullah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) bırak ta yanıma gel, ben sana devenin karnında ne olduğunu haber vereyim. Sen onunla birleştin ve onun karnında senden bir yavru vardır" dedi. Bunun üzerine Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu kişiye sırt çevirerek: "Allah her haya eden, hoşgörülü cömert kişileri sever ve sert olup azarlayarak kötü konuşanı sevmez" buyurdu. Sonra bedeviye dönerek: "Beş şey vardır ki onlan Allah'dan başka kimse bilemez. "Kıyamet saatini bilmek ancak Allah'a mahsustur. Yağmuru o indirir, rahimlerde bulunanı o bilir, kimse yarın ne kazanacağını bilmez ve hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Allah şüphesiz bilendir, her şeyden haberdardır" buyurdu. İbn Merdûye, Seleme b. el-Ekva'dan bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) kırmızı bir çadırda iken bir atlı gelip kendisine: "Sen kimsin?" deyince, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Ben, Allah'ın Resûlü'yüm" buyurdu. Adam: "Kıyamet ne zaman kopacaktır?" diye sorunca: "Bu gayptır, gaybı da Allah'dan başka kimse bilemez" buyurdu. Adam: "Atımın rahminde ne vardır?" deyince de: "Bu gayptır; gaybı da Allah'dan başka kimse bilemez" buyurdu. Adam: "Ne zaman yağmur yağacaktır?" dediğinde ise, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) yine: "Bu gayptır, gaybı da Allah'dan başka kimse bilemez" buyurdu. Ahmed ve Taberânî'nin İbn Ömer'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Şu beş şey dışında her şeyin anahtarı bana verildi. «Kıyamet saatini bilmek ancak Allah'a mahsustur. Yağmuru o indirir, rahimlerde bulunanı o bilir, kimse yarın ne kazanacağını bilmez ve hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Allah şüphesiz bilendir, her şeyden haberdardır»"buyurmuştur. Ahmed, Ebû Ya'la, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Mes'ûd: Peygamberimize (sallallahü aleyhi ve sellem) şu beş şey dışında her şeyin anahtarı verilmiştir. "Kıyamet saatini bilmek ancak Allah'a mahsustur. Yağmuru o indirir, rahimlerde bulunanı o bilir, kimse yarın ne kazanacağını bilmez ve hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Allah şüphesiz bilendir, her şeyden haberdardır" dedi. İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre Ali b. Ebî Tâlib: "Peygamberinize (sallallahü aleyhi ve sellem) şu beş şey dışında hiçbir şey gizli kalmamıştır. "Kıyamet saatini bilmek ancak Allah'a mahsustur. Yağmuru o indirir, rahimlerde bulunanı o bilir, kimse yarın ne kazanacağını bilmez ve hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Allah şüphesiz bilendir, her şeyden haberdardır" dedi. Saîd b. Mansûr, Ahmed ve Edeb'de Buhârî Rıb'iy b. Hirâş'tan bildirir: Âmir oğullarından bir kişi: "Yâ Resûlallah! İlimden öğrenmediğin bir şey kaldı mı?" diye sorunca, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Allah bana hayırlı şeyler öğretti. Ancak ilimden şu beş şey vardır ki, buttları Allah'dan başka kimse bilemez. «Kıyamet saatini bilmek ancak Allah'a mahsustur. Yağmuru o indirir, rahimlerde bulunanı o bilir, kimse yarın ne kazanacağını bilmez ve hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Allah şüphesiz bilendir, her şeyden haberdardır»" buyurdu. İbn Mâce'nin bildirdiğine göre Rubeyyi' binti Muavviz der ki: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) gelin olduğum sabah yanıma girdi. Yanımda bana şarkı söyleyen iki küçük kız vardı. Onlar şarkı sözlerinde: "Aramızda yarın ne olacağını bilen bir peygamber vardır" deyince, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Böyle demeyin, yarın ne olacağını Allah'dan başka kimse bilemez" buyurdu. Tayâlisî, Ahmed, İbn Ebî Hâtim, İbn Merdûye ve Beyhakî'nin, el-Esmâ ve's- Sıfât'ta Ebû Azze el-Huzelî'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Allah, kişinin ruhunu bir yerde kabzetmek istediği zaman, kişiye o yerde bir ihtiyaç hasıl eder. Kişi o yere yetişmeden de ölmez" buyurdu. Sonra: "...Hiç kimse nerede öleceğini bilemez..."âyetini okudu. Tirmizî ve İbn Merdûye'nin Matar b. Ukâmis'ten bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Allah, kişinin ruhunu bir yerde kabzetmek istediği zaman, kişiye o yerde bir ihtiyaç hasıl eder" buyurmuştur. Ahmed'in, Âmir'den veya Ebû Âmir'den veya Ebû Mâlik'ten bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ashâbı ile beraber bir mecliste otururken, değişik bir suretle Cibrîl geldi ve Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu Müslümanlardan bir kişi sandı. Cibrîl selam verince Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) selamına cevap verdi. Sonra Cibrîl ellerini Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) dizlerine koyarak: "Yâ Resûlallah! İslam nedir?" diye sordu. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Allah'a teslim olman, Allah'dan başka ilah olmadığına, Muhammed'in elçisi ve Peygamberi olduğuna şahitlik etmen, namaz kılman ve zekat vermendir" buyurdu. Cibrîl: "Eğer bunları yapacak olursam Müslüman olurmuyum?" deyince: "Evet olursun" buyurdu. Cibrîl: "İman nedir?" diye sorunca: "Allah'a iman etmen, ahiret gününe, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, öldükten sonra tekrar dirileceğine, Cennete ve Cehenneme, hesaba ve mîzana, kadere, hayır ve şerrin Allah'dan olduğuna iman etmendir" buyurdu. Cibrîl "Eğer bunları yapacak olursam iman etmiş olur muyum?" dediğinde: "Evet iman etmiş olursun" buyurdu. Sonra: "İhsan nedir?" diye sorunca: "Allah'ı görüyormuş gibi ibadet etmendir. Eğer sen onu görmüyorsan o seni görmektedir" buyurdu. Cibrîl: "Eğer öyle yaparsan muhsin olur muyum?" deyince: "Evet olursun" buyurdu. Cibrîl: "Yâ Resûlallah! Kıyamet ne zaman kopacaktır?" deyince, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Allah'ı bütün eksikliklerden tenzih ederim. Beş şey vardır ki, bunları Allah'dan başka kimse bilemez. "Kıyamet saatini bilmek ancak Allah'a mahsustur. Yağmuru o indirir; rahimlerde bulunanı o bilir, kimse yarın ne kazanacağını bilmez ve hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Allah şüphesiz bilendir; her şeyden haberdardır buyurdu. |
﴾ 34 ﴿