11Onlara: «Sizin için görevlendirilen ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz» de" İbn Ebi'd-Dünyâ Zikru'l-Mevt'te İbn Ebî Hâtim, el-Azame'de Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre İbn Abbâs'a, bîr anda, biri doğuda biri de batıda olmak üzere iki kişinin ölmesi emredilirse ölüm meleği bunlara nasıl yetişecektir?" diye soruldu. Bunun üzerine İbn Abbâs: "Ölüm meleğinin doğudakilerle batıdakilere, karanlıklardakilerle havada ve denizdekilere olan hükmü, bir sofrada oturup ta istediği yemek çeşidinden yiyen kişi gibidir" karşılığını verdi. İbn Ebî Hâtim'in Züheyr b. Muhammed'den bildirdiğine göre: "Yâ Resûlallah! Ölüm meleği bir tanedir. Bir anda doğuda ve batıda çarpışan ordularda ölenlere ve bunun dışındaki çeşitli ölümlere nasıl yetişmektedir?" denildi. Bunun üzerine Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Allah dünyayı ölüm meleğinin önünde sizden birinizin önündeki bir leğen gibi kılmıştır. Öyle olunca bir yere yetişememe durumu olur mu?" buyurdu. Cuveybir'in Kelbî'den, onun Ebû Sâlih'ten bildirdiğine göre İbn Abbâs şöyle demiştir: "Ölüm meleği bütün canlıların ruhunu almaktadır. Ölüm meleği kişinin avucu içine hükmettiği gibi yeryüzündeki bütün canlılara hükmetmiştir. Beraberinde rahmet ve azap melekleri bulunmaktadır. O, temiz bir ruhu aldığı zaman onu rahmet meleğine gönderir. Pis bir ruhu aldığı zaman da onu azap meleğine gönderir." İbn Ebi'd-Dünyâ'nın Zikru'l-Mevt'te bildirdiğine göre İbn Mes'ûd ve İbn Abbâs şöyle demişlerdir: "Yüce Allah İbrahim'i (aleyhisselam) dost edindiği zaman ölüm meleği bu müjdeyi İbrâhim'e (aleyhisselam) haber vermek için Ygce Allah'tan izin istedi. Yüce Allah da ona izin verdi. İbrâhîm (aleyhisselam): "Ey ölüm meleği! Bana kâfirlerin canını nasıl aldığını göster" dedi. Ölüm meleği: "Buna tahammülün olmaz" deyince, İbrâhim (aleyhisselam): "Hayır, olur" karşılığını verdi. Ölüm Meleği ona: "Biraz yüzünü çevir" deyince, yüzünü çevirdi. İbrâhîm (aleyhisselam) tekrar ölüm meleğine bakınca onun siyah, başı semada olan, ağzından ateşler fışkıran biri olarak gördü. Üzerinde hiç saç yoktu. Sadece ağzından ve kulaklarından ateşler fışkıran siyah bir adam olarak görüp bayıldı. İbrâhim (aleyhisselam) kendine geldiğinde ölüm meleği eski haline gelmişti. Bunun üzerine: "Ey ölüm meleği! Kâfir kişi öleceği zaman cehennem azabını görmese bile seni görmesi yeterlidir. Bana müminlerin canını nasıl aldığını göster" dedi. Ölüm meleği ona: "Biraz yüzünü çevir" deyince, yüzünü çevirdi. İbrâhîm (aleyhisselam) tekrar ölüm meleğine bakınca onu genç, insanlar içinde en güzel yüzlü, en güzel kokulu biri olarak beyaz elbiseler içinde gördü. Ona: "Ey ölüm meleği! Mümin kişi öleceği zaman mutluluk ve güzellikler görmese bile seni görmesi yeterlidir" dedi. Taberânî, M. es-Sahâbe'de Ebû Nuaym ve es-Sahâbe'de İbn Mende Hazrec'den bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), ölmekte olan Ensâr'dan bir kişinin başı ucunda duran ölüm meleğine bakıp: "Ey ölüm meleği! Dostuma karşı yumuşak ol, zira o mümin bir kişidir" dedi. Bunun üzerine ölüm meleği şöyle dedi: "Ey Muhammed! Gönlün rahat ve gözün aydın olsun. Bilmiş ol ki, ben bütün müminlere karşı yumuşak davranırım. Ey Muhammed! Şunu da bil ki, ben Âdemoğlunun canını alacağım zaman evdekiler feryad ederse o ruhta benimle olmak üzere o evden çıkarım ve: "Bu feryad da nedir? Vallahi biz ona zulmetmedik, ecelinden önce ruhunu almadık ve kaderini öne almadık. Onun canını almakta da bir suçumuz yoktur. Eğer Allah'ın takdirine razı olursanız sevabınızı alırsınız. Eğer razı olacak değilseniz günah işlemiş olup cezasını çekersiniz. Biz bundan sonra da size tekrar tekrar geleceğiz, buna hazırlıklı olun. Çadırlarda veya şehirlerde, denizde veya karada, ovada veya dağlıkta olsun ne kadar ev halkı varsa hepsini de ben günde beş defa gözden geçiririm. Hatta ben onların küçüklerini de, büyüklerini de kendilerinden daha iyi bilirim. Vallahi, eğer ben bir sivrisineğin bile canını almak istesem, Allah'ın izni olmadan buna güç yetiremem." İbn Ebi'd-Dünyâ ve el-Azame'de Ebu'ş-Şeyh, Eş'as b. Eslem'den bildirir: İbrâhîm (aleyhisselam), bir gözü yüzünde diğer gözü de arkasında olan iki gözlü ölüm meleği Azrâil'e: "Ey ölüm meleği! Biri doğuda biri de batıda ölecek iki kişi varsa, bir yere veba hastalığı düşerse ve savaşan iki ordu olursa ne yaparsın?" dediğinde, ölüm meleği: "Ölecek olan ruhları çağırırım ve Allah'ın izniyle onlar şu iki parmağım arasında olurlar" karşılığını verdi. İbn Ebi'd-Dünyâ, Ebu'ş-Şeyh ve Hilye'de Ebû Nuaym, Şehr b. Havşeb'den bildirir: Ölüm meleği oturmuş ve dünya dizleri arasındadır. Ölecek kişilerin de listesi önündedir. Diğer melekler ise önünde ayakta beklemektedir. Gözünü kırpmadan listeyi onlara verir ve bir kulun eceli geldiğinde: "Onun ruhunu alın" der. İbn Ebî Şeybe Musannef’te Hayseme'den bildirir: Süleymen İbn Dâvud dostu olan ölüm meleğine: "Ne oluyor ki, bazı evlere gidip hepsinin ruhunu alıyorken yanındaki komşularına dokunmuyorsun?" deyince, ölüm meleği: "Ben daha önceden kimin canını alacağımı bilmem. Ancak ben Arş'ın altındayken bana içinde isimler olan listeler atılır" karşılığını verdi. İbn Ebi'd-Dünyâ ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre İbn Cüreyc: "Bize bildirildiğine göre ölüm meleğine: «Filan zamanda ve filan günde filan kişinin ruhunu al» denilir" dedi. Saîd b. Mansûr, Zühd'de Ahmed ve Ebu'ş-Şeyh'ten bildirdiğine göre Atâ b. Yesâr: "Her ev halkı, içlerinden ruhunun alınması emredilen var mıdır diye, ölüm meleği tarafından mutlaka günde beş defa kontrol edilir" dedi. Cuveybir, Dahhâk'tan o da İbn Abbâs'tan bildirir: Ölüm meleği Azrail, insanoğullarının ruhlarını almakla görevlendirilmiştir. Yani onların ruhlarını kendisi almaktadır. Başka bir melek cinlerin, başka bir melek şeytanların, başka bir melek te kuşların, yırtıcı hayvanların, balıkların ve karıncaların ruhlarını almak için görevlendirilmiştir. Bunlar dört melektir ve birinci sûra üfürülüşte ölüm meleği bu dört meleğin ruhlarını alacak ve sonra kendisi ölecektir. Denizde şehit olanlar bunların dışındadır. Çünkü denizde şehit olanların ruhlarını bizzat Allah almaktadır. Allah, bu şehitlerin katında değerli olmasından dolayı bu görevi ölüm meleğine bırakmamıştır. İbn Mâce'nin Ebû Umâme'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Allah, ölüm meleği Azrail'i ruhları almakla görevlendirmiştir. Fakat deniz şehitlerinin ruhları bunun dışındadır. Çünkü deniz şehitlerinin ruhlarını bizzat Allah almaktadır" buyurmuştur. İbn Ebi'd-Dünyâ, el-Cenâiz'de Mervezî ve Ebu'ş-Şeyh'in Ebu's-Şa'sâ Câbir b. Zeyd'den bildirdiğine göre ölüm meleği ruhları acı çektirmeden alırdı. Bu sebeple insanlar kendisine sövüp lanetleyince, ölüm meleği bu durumu Rabbine arz etti. Yüce Allah insanlara acıları indirince de ölüm meleği unutuldu. Ebû Nuaym Hilye'de A'meş'ten bildirir: Ölüm meleği insanlara görünür ve kişiye gelerek: "İhtiyaçlarını gider, ben ruhunu almak istiyorum" derdi. Ölüm meleği bu durumu Rabbine arz etti ve Allah hastalığı indirerek ölümü gizli kıldı. Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Ölüm meleğinin adımı, doğu ve batı arası kadardır" dedi. İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh, Ebû Câfer Muhammed b. Ali'den bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), hasta olan Ensâr'dan birini ziyaret etmek için yanına girince ölüm meleğini bu kişinin başı ucunda buldu. Bunun üzerine: "Ey ölüm meleğil Dostuma karşı yumuşak oîf zira o mümin bir kişidir" dedi. Bunun üzerine ölüm meleği şöyle dedi: "Müjdeler olsun sana ey Muhammed! Ben her mümine karşı yumuşak davranırım. Ey Muhammed! Şunu da bil ki, ben ailesi bağırmadan Âdemoğlunun ruhunu almam. Evin bir tarafında durup: «Vallahi benim bunda hiçbir suçum yoktur. Biz bundan sonra da size tekrar tekrar geleceğiz, buna hazırlıklı olun» derim. Çadırlarda veya şehirlerde, denizde veya karada, ovada veya dağlıkta olsun ne kadar ev halkı varsa hepsini de ben günde beş defa gözden geçiririm. Hatta ben onların küçüklerini de, büyüklerini de kendilerinden daha iyi tanırım. Vallahi, eğer ben bir sivrisineğin bile canını almak istesem, Allah'ın izni olmadan buna güç yetiremem." İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Katâde'de: "Sizin için görevlendirilen ölüm meleği canınızı alacak... de" âyetini açıklarken: "Ölüm meleği yardımcılarıyla beraber canınızı alacaktır, mânâsındadır" dedi. İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Mücâhid: "Sizin için görevlendirilen ölüm meleği canınızı alacak... de" âyetini açıklarken: "Yeryüzü ölüm meleğinin önünde dilediği yerine yetişebildiği bir leğen gibi kılınmıştır" dedi. |
﴾ 11 ﴿