69"De ki: Bu Kur'ân, büyük bir haberdir. Siz ise ondan yüz çeviriyorsunuz. Aralarında tartıştıkları sırada, yüce topluluğa (ileri gelen melekler topluluğuna) dair benim hiçbir bilgim yoktu." Firyâbî, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve Ebû Nasr es-Siczî'nin el-İbâne'de, Mücâhid'den bildirdiğine göre âyette geçen büyük haberden kastedilen Kur'ân'dır. Abd b. Humeyd, Muhammed b. Nasr Kitâbu's-Salât'ta ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Katâde, "De ki: Bu Kur'ân, büyük bir haberdir. Siz ise ondan yüz çeviriyorsunuz. Aralarında tartıştıkları sırada, yüce topluluğa (ileri gelen melekler topluluğuna) dair benim hiçbir bilgim yoktu" âyetlerini açıklarken şöyle dedi: "Siz, büyük bir habere müracaat ediyorsunuz. Allah'ın size verdiği bu haberi iyi anlayın. Aralarında tartışanlar, Hazret-i Âdem hakkında tartışan meleklerdir. "Rabbin meleklere «Ben yeryüzünde bir halife var edeceğim» demişti; melekler, «Orada bozgunculuk yapacak, kanlar akıtacak birini mi var edeceksin? Oysa biz Seni överek yüceltiyor ve Seni devamlı takdis ediyoruz» dediler; Allah «Ben şüphesiz sizin bilmediklerinizi bilirim» dedi." "Hani, Rabbin meleklere şöyle demişti: Muhakkak ben çamurdan bir insan yaratacağım. Onu şekillendirip içine ruhumdan üflediğim zaman onun için saygı ile eğilin" âyetlerinde, Mele-i A'lâ'da olan tartışmalara işaret edilmektedir.' İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre "Aralarında tartıştıkları sırada, yüce topluluğa (ileri gelen melekler topluluğuna) dair benim hiçbir bilgim yoktu" âyeti, Hazret-i Âdem'in yaratılışı kendilerine sorulan meleklerden bahsetmektedir. O zaman melekler bu konuda tartışmış ve: "Yeryüzünde halife yaratma" demişlerdir. Muhammed b. Nasr Kitâbu's-Salât'ta, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre "Aralarında tartıştıkları sırada, yüce topluluğa (ileri gelen melekler topluluğuna) dair benim hiçbir bilgim yoktu" âyeti, meleklerin Hazret-i Âdem hakkında tartışmalarından bahsetmektedir. Melekler Yüce Allah'a: "Orada bozgunculuk yapacak, kanlar akıtacak birini mi var edeceksin? Oysa biz Seni överek yüceltiyor ve Seni devamlı takdis ediyoruz" demişlerdi. Abd b. Humeyd'in Hasan(ı Basrî)'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Mele-i A'lâ'tıtn hangi konuda tartıştığını biliyor musunuz?" diye sorunca, sahabe: "Allah ve Resûlü daha iyi bilir" karşılığını verdiler. Allah'ın Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem): "Günahları bağışlatan şu üç şey konusunda tartışırlar: Zorluklarda bile güzelce abdest almak, yürüyerek cemaat namazlarına gitmek, bir namazı kıldıktan sonra diğer namazı beklemek" buyurdu. Abdurrezzâk, Ahmed, Abd b. Humeyd, Tirmizî ve Muhammed b. Nasr Kitâbu's-Salât'ta, İbn Abbâs'tan Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: "Rabbim bu gece en güzel surette —İbn Abbâs dedi ki: uyku aleminde— bana göründü ve: «Ey Muhammed! Mele-i A'lâ'nın hangi konuda tartıştığını biliyor musun?» buyurdu. Ben: «Hayır» cevabını verince, Yüce Allah, elini iki omuzumun arasına koydu -veya göğsüme- ve ben o iki elin soğukluğunu iki kürek kemiği arasında veya göğsümde hissettim. Sonra göklerde ve yerde ne varsa hepsini bildim. Tekrar: «Ey Muhammed! Mele-i A'lâ'nın hangi konuda tartıştığını biliyor musun?» buyurdu. Ben şöyle cevap verdim: «Evet. Kefaretler hakkında tartıştılar. Kefaretler namazdan sonra mescidde kalmak, mescidlerdeki cemaate yaya olarak yürümek ve her türlü zorluk ve soğuklarda bile güzelce abdest almaktır. Kim böyle yaparsa hayırla yaşar, hayırla ölür ve her türlü hata ve günahlarından sıyrılarak annesinden doğduğu gün gibi tertemiz olur. Sonra Yüce Allah şöyle buyurdu: «Ey Muhammed! Namaz kıldığın zaman şöyle dua et: "Allahım! İyilikler yapmayı kötülüklerden el çekmeyi, yoksulları sevmeyi senden dilerim. Kullarına bir kötülük göndereceğin vakit beni o kötülüklerden uzak tut ve yanına al.»" Allah'ın Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) sözüne şöyle devam etti: "Dereceler ise selamı yaymak, yemek yedirmek, insanlar uykudayken geceleyin namaz kılmaktır. " Tirmizî, Muhammed b. Nasr, Taberânî, Hâkim ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre Muâz b. Cebel der ki: Allah'ın Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem), bir sabah namazına o kadar geç kalmıştı ki neredeyse güneş doğacaktı. Derken çabucak çıktı namazı için kamet getirildi. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), namazı biraz hafifçe kıldırdı. Selam verince olanca sesiyle: "Saflarda bulunduğunuz şekilde kalınız" buyurdu ve bize dönerek şöyle dedi: "Beni bu sabah namazına geciktiren sebebin ne olduğunu söyleyeceğim, geceleyin kalkıp abdest alıp gereği kadar namaz kıldım, derken namazda uyuklamaya başladım, sonra uykum ağırlaştı ve ben bu sırada Rabbimi en güzel surette gördüm. «Ya Muhammed!» buyurdu. Ben: «Buyur ey Rabbim!» karşılığını verince, şöyle buyurdu: «Mele-i A'lâ'nın hangi konuda tartıştığını biliyor musun?» Ben: «Bilmiyorum ya Rabbi» cevabını verince, Rabbim, bunu üç kere tekrarladı. Sonra el ayasını iki küreğimin arasına koydu ben iki elin serinliğini göğsümde hissettim. Her şey bana göründü ve her şeyi bildim. Bana: «Ey Muhammed!» buyurdu. Ben: «Buyur ey Rabbim!» karşılığını verince, şöyle buyurdu: «Mele-i A'lâ'nın hangi konuda tartıştığını biliyor musun?» Ben: «Dereceler ve kefaretler konusunda» dedim. Allah: «Dereceler nelerdir?» diye sorunca, şöyle cevap verdim: «Yemek yedirmek, selamı yaymak ve insanlar gece uykudayken namaz kılmak.» Yüce Allah: «Doğru söyledin. Kefaretler nelerdir?» buyurdu. Ben şöyle cevap verdim: «Her türlü zorluk ve soğuklarda bile güzelce abdest almak, namazdan sonra (mescitte oturup) diğer namazı beklemek ve mescidlerdeki cemaate yaya olarak yürümek.» Yüce Allah: «Doğru söyledin. Dile ey Muhammed!» buyurunca, ben şöyle dedim: «Allahım! İyilikler yapmayı kötülüklerden el çekmeyi, miskinleri sevmeyi, beni bağışlayıp esirgemeni, bir topluma bir fitne göndereceksen beni o fitneye düşürmeksizin vefat ettirmeni isterim. Allahım! Seni sevmeyi, seni seveni sevmeyi, beni Sana yaklaştıracak ameli sevmeyi isterim.»" Allah'ın Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem): "Bu söylenenler haktır ve gerçektir bunları kendinize ders edininiz ve öğreniniz" buyurdu. Taberânî es-Sünne'de ve İbn Merdûye'nin Câbir b. Semure'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Rabbim en güzel surette bana göründü ve: "Mele-i A'lâ'nın hangi konuda tartıştığını biliyor musun?" buyurdu. Ben: "Bilmiyorum ya Rabbi!" cevabını verince, Yüce Allah, elini iki omuzumun arasına koydu ve ben o iki elin soğukluğunu göğsümde hissettim. Sonra bana ne sor duysa bildim ve: «Mele-i A'lâ, dereceler ve kefaretler hakkında tartıştılar. (Bunlar da) yemek yedirmek, selamı yaymak ve gece insanlar uykudayken namaz kılmaktır» dedim." Taberânî'nin es-Sünne'de ve İbn Merdûye'nin Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Rüyamda Rabbimi en güzel sürette gördüm. Bana: «Ey Muhammed!» diye seslenince: «Buyur ey Rabbim! Emrine amadeyim» dedim. Rabbim bana üç defa seslendi ben de üç defa aynı karşılığı verdim. Bana: «Mele-i A'lâ'nın hangi konuda tartıştığını biliyor musun?» diye sorunca, ben: «Hayır» cevabını verdim. Yüce Allah, elini iki omuzumun arasına koydu ve ben o iki elin soğukluğunu göğsümde hissettim. Sonra bana sorduğu şeyi anladım ve: «Evet» ey Rabbim! Dereceler ve kefaretler konusunda tartışıyorlar. Dereceler: «Şidetli soğuklarda güzelce abdest almak, mescidlerdeki cemaate yaya olarak yürümek ve namazı kıldıktan sonra (mescitte oturup) diğer namazı beklemektir. Kefaretler ise: yemek yedirmek, selamı yaymak ve insanlar gece uykudayken namaz kılmaktır» dedim." Taberânî es-Sünne'de, eş-Şîrâzî el-Elkâb'da ve İbn Merdûye, Enes b. Mâlik'ten bildirir: Bir sabah Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanımıza gelip şöyle buyurdu: "Dün gece Rabbim bana rüyamda en güzel sürette geldi. Elini iki omuzumun arasına koydu ve ben o iki elin soğukluğunu göğsümde hissettim. Bana her şeyi öğretti ve: «Ey Muhammed!» dedi. Ben: «Buyur ey Rabbim! Emrine âmâdeyim!» karşılığını verince, Allah: «Mele-i A'lâ'nın hangi konuda tartıştığını biliyor musun?» diye sordu. Ben: «Evet ey Rabbim. Kefaretler ve dereceler hakkında» karşılığını verince, Yüce Allah: «Kefaretler nedir?» diye sordu. Ben: «Selamı yaymak, yemek yedirmek, akrabayı ziyaret etmek ve insanlar gece uykudayken namaz kılmaktır» cevabını verince, Allah: «Dereceler nedir?» diye sordu. Ben: «Zorluklarda bile güzelce abdest almak, yürüyerek cemaat namazlarına gitmek, bir namazı kıldıktan sonra diğer namazı beklemek» cevabını verince, Yüce Allah: «Doğru söyledin» buyurdu." Taberânî ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre Ebû Râfi der ki: Allah'ın Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) yanımıza yüzü parlak ve mutluluğu yüzünden belli olacak bir şekilde çıktı ve şöyle dedi: "Rabbimi en güzel sûretiyle gördüm. Bana: "Ey Muhammed! «Mele-i A'lâ'nın hangi konuda tartıştığını biliyor musun?» diye sordu. Ben: «Ey Rabbim! Kefaretler hakkında» karşılığını verince, Yüce Allah: «Kefaretler nelerdir?» diye sordu. Bunun üzerine ben: «Zor durumlarda bile olsa abdest alırken azaları güzelce yıkamak, yürüyerek cemaat namazlarına gitmek ve bir namazı kıldıktan sonra diğer namazı beklemek» dedim. " İbn nasr, Taberânî ve İbn Merdûye'nin Ebû Umâme'den bildirdiğine göre Allah'ın Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Rabbim bana en güzel sûrette geldi ve: «Ey Muhammed!» dedi. Ben: «Buyur ey Rabbim! Emrine âmâdeyim» karşılığını verince Rabbim: «Mele-i A'lâ'nın hangi konuda tartıştığını biliyor musun?» diye sordu. Ben: «Hayır» cevabını verince, Yüce Allah, elini göğsüme koydu ve ben o anda bana sorduğu dünya ve âhirette ilgili her şeyi bildim. Bana: «Mele-i A'lâ'nın hangi konuda tartıştığını biliyor musun?» diye sorunca, ben: "Dereceler ve kefaretler hakkında. Dereceler, soğuk olduğu zamanlarda bile abdest azalarını güzelce yıkamak ve bir namazı kıldıktan sonra diğer namazı beklemektir" dedim. Yüce Allah: «Doğru söyledin. Kim böyle yaparsa hayırla yaşar, hayırla ölür ve her türlü hata ve günahlarından sıyrılarak annesinden doğduğu gün gibi tertemiz olur. Kefaretler ise, yemek yedirmek, selamı yaymak, güzel söz söylemek ve insanlar uykudayken namaz kılmaktır» buyurdu. Sonra: «Söyle!» buyurdu. Ben: «Ne söyleyeyim?» diye sorunca ise yüce Allah: «Allahım! Senden iyilikler yapmayı, kötülükleri terk etmeyi, miskinleri sevmeyi, bağışlanmayı ve tövbemi kabul etmeni, bir topluluğa bir fitne göndereceğin vakit beni o fitneden uzak tutmanı istiyorum» de" buyurdu." Taberânî ve İbn Merdûye'nin Târik b. Şihâb'dan bildirdiğine göre Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) Mele-i A'lâ'nın hangi konuda tartıştığı sorulunca şöyle buyurdu: "Dereceler ve kefaretler hakkında. Dereceler, yemek yedirmek, selamı yaymak ve insanlar gece uykudayken namaz kılmaktır. Kefaretler ise, soğuk olsa bile güzelce abdest almak, yürüyerek cemaat namazlarına gitmek ve bir namazı kıldıktan sonra diğer namazı beklemektir." İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre Adiy b. Hâtim, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem): "Miracda yedinci semaya yükseldiğimde: «Ey Muhammed! Mele-i A'lâ'nın hangi konuda tartıştığını biliyor musun?» diye soruldu" buyurduğunu söyleyip hadisin devamını zikretti. Taberânî es-Sünne'de ve Hatîb, Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh'tan Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: "Miraca çıkarıldığım gece Rabbimi en güzel sürette gördüm. Bana: «Ey Muhammed! Mele-i A'lâ'nın hangi konuda tartıştığını biliyor musun?» buyurdu. Ben: «Bilmiyorum ya Rabbi» cevabını verince, Rabbim, elini iki küreğimin arasına koydu elinin serinliğini hissettim. Bana: «Mele-i A'lâ'nın hangi konuda tartıştığını biliyor musun?» diye sordu. Ben: «Kefaretler ve dereceler konusunda» dedim. Allah: «Kefaretler nelerdir?» diye sorunca, şöyle cevap verdim: «Soğuk olsa bile güzelce abdest almak, yürüyerek cemaat namazlarına gitmek ve bir namazı kıldıktan sonra diğer namazı beklemektir.» Yüce Allah: «Dereceler nelerdir?» diye sorunca, şöyle cevap verdim: «Yemek yedirmek, selamı yaymak ve insanlar gece uykudayken namaz kılmaktır.» Yüce Allah: «Söyle» buyurunca, ben: «Ne söyleyeyim?» karşılığını verdim. Yüce Allah: «Allahım! İyilikler yapmayı kötülüklerden el çekmeyi, miskinleri sevmeyi, beni bağışlayıp esirgemeni, benim içinde bulunduğum bir topluma bir fitne göndereceksen beni o fitneye düşürmeksizin canımı almanı isterim" de» buyurdu." Muhammed b. Nasr Kitabu's-Salât' ta ve Taberânî es-Sünne'de, Abdurahman b. Âiş el-Hadramî'nin şöyle dediğini bildirir: Allah'ın Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) bir sabah bize namaz kıldırdıktan sonra bir kişi: "Ey Allah'ın Resûlü! Bu sabahki kadar yüzünün güzel olduğunu görmedik" deyince, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle karşılık verdi: "Neden böyle olmayayım ki, Rabbim en güzel surette bana göründü ve: «Ey Muhammed! Mele-i A'lâ'nın hangi konuda tartıştığını biliyor musun?» buyurdu. Ben: «Bilmiyorum ya Rabbi» cevabını verince, Rabbim, elini iki omuzum arasına koydu ve elinin serinliğini göğsümde hissettim, O anda yer ve gök arasındaki her şeyi bildim. Bana: «Ey Muhammed! Mele-i A'lâ'nın hangi konuda tartıştığını biliyor musun?» diye sordu. Ben: «Kefaretler konusunda» cevabını verince, Allah: «Onlar nedir?» diye sordu. Ben: «Yürüyerek cemaat namazlarına gitmek ve bir namazı kıldıktan sonra mescitte oturup diğer namazı beklemek, zor durumlarda bile güzelce abdest almaktır» cevabını verdim. Yüce Allah: «Başka hangi konularda tartışıyorlar?» diye sorunca, ben: «Dereceler konusunda» cevabını verdim. Allah: «Onlar nedir?» diye sorunca ise şöyle cevap verdim: «Yemek yedirmek, selamı yaymak ve insanlar gece uyurken namaz kılmaktır.» Yüce Allah. «Ey Muhammed! Söyle!» buyurunca, ben: «Allahım! Senden temiz olan şeyleri istiyorum. Münkerden uzaklaşmayı ve miskinleri sevmeyi diliyorum. Tövbemi kabul etmeni, bir topluluğa fitne göndereceğin zaman beni bu fitneye düşmeden canımı almanı istiyorum» dedim. Bu söylenenler haktır ve gerçektir; bunları kendinize ders edininiz ve öğreniniz." İbn Nasr ve Taberânî es-Sünne'de, Sevbân'ın şöyle dediğini bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) sabah namazından sonra yanımıza çıkıp şöyle buyurdu: "Bu gece Rabbim bana en güzel sûrette geldi ve: "«Ey Muhammed! Mele-i A'lâ'nın hangi konuda tartıştığını biliyor musun?» buyurdu. Ben: «Bilmiyorum ya Rabbi» cevabını verince, Rabbim, iki avucunu iki omuzum arasına koydu ve parmaklarının serinliğini göğsümde hissettim. O anda yer ve gök arasındaki her şey bana tecelli oldu ve: «Evet biliyorum ey Rabbim! Kefaretler ve dereceler konusunda tartışıyorlar» dedim. Yüce Allah: «Dereceler nedir?» diye sorunca, ben: «Yemek yedirmek, selamı yaymak ve insanlar gece uyurken namaz kılmaktır. Kefaretler ise yürüyerek cemaat namazlarına gitmek, zor durumlarda bile güzelce abdest almak ve namazlardan sonra (ikinci bir namazın vaktini beklemek için) mescitte oturmaktır» cevabını verdim. Yüce Allah: «Ey Muhammed! Söyle dinleneceksin, dile, istediğin verilecek» buyurunca, ben şöyle dedim: «Allahım! Senden hayırları yapmayı, münkerlerden uzak durmayı, miskinleri sevmeyi, beni bağışlayıp merhamet etmeni, bir topluluğa fitne göndereceğin zaman beni bu fitneye düşmeden canımı almanı istiyorum. Allahım! Senden seni sevmeyi, seni seveni sevmeyi ve senin sevgine vardıracak ameli sevmeyi nasib etmeni istiyorum.»" |
﴾ 69 ﴿