20

"Kim âhiret kazancını isterse, onun kazancını artırırız. Kim de dünya kazancını isterse, ona da istediğinden veririz, fakat onun âhirette hiçbir payı yoktur"

İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Kim âhiret kazancını isterse, onun kazancını artırırız. Kim de dünya kazancını isterse, ona da istediğinden veririz, fakat onun âhirette hiçbir payı yoktur'" âyetini açıklarken şöyle demiştir: "Âhiretteki hayatı isteyen kişiye bu hayatını güzel kılarız. Ancak Yüce Allah, dünyasını âhiretine tercih eden kişinin âhiretteki nasibini Cehennem ateşi olarak verir. Böylesi bir kişinin dünyada elde edeceği rızık da kendisine takdir edilenden fazlası olmayacaktır."

Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Katâde: "Kim âhiret kazancını isterse, onun kazancını artırırız. Kim de dünya kazancını isterse, ona da istediğinden veririz, fakat onun âhirette hiçbir payı yoktur" âyetini açıklarken şöyle demiştir: "Âhiret hayatını isteyen ve buna yönelen kişinin bu kazancını fazla kılarız. Ancak Yüce Allah, dünyasını âhiretine tercih eden kişinin âhiretteki nasibini Cehennem ateşi olarak verir. Böylesi bir kişinin dünyada elde edeceği rızık da kendisine takdir edilenden fazlası olmayacaktır."

İbnu'l-Münzir'in Katâde vasıtasıyla bildirdiğine göre Enes: "Kim âhiret kazancını isterse, onun kazancını artırırız. Kim de dünya kazancını isterse, ona da istediğinden veririz, fakat onun âhirette hiçbir payı yoktur" âyetini açıklarken: "Yahudiler hakkında nazil oldu" demiştir.

Ahmed, Hâkim, İbn Merdûye ve İbn Hibbân'ın Ubey b. Ka'b'dan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Âhiret amellerini dünyalık elde etmek için yapmadıkları sürece bu ümmet izzet, zafer ve yeryüzünde hâkimiyet ile müjdelenmiş tir. Ancak âhiret amellerini dünyalık elde etmek için yapan kişilerin âhiretteki hayırdan hiçbir nasibi olmayacaktır. "

Hâkim ve Beyhakî Şuabu'l-îman'da Ebû Hureyre'den bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kim âhiret kazancını isterse, onun kazancını artırırız. Kim de dünya kazancını isterse, ona da istediğinden veririz, fakat onun âhirette hiçbir payı yoktur" âyetini okudu ve şöyle buyurdu: "Yüce Allah burada buyurur ki: «Ey Âdem oğlu! Bana ibadetle meşgul ol ki gönlünü zengin kılayım, ihtiyaçlarını da gidereyim. Böyle yapmazsan da kalbini meşgul bırakır, ihtiyaçlarını da gidermem.»"

Hâkim'in ibn Ömer'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kişi bütün dertlerini tek bir dert (âhiret derdi) yaparsa Yüce Allah onu dünya dertlerinden yana rahatlatır. Ancak Yüce Allah, dertlerini çoğaltan kişinin dünya vadilerinden hangisinde kaybolup heba olduğuna aldırmaz. "

İbn Ebi'd-Dünya ve İbn Asâkir, Hazret-iAli'den bildirir: "Rızık (=Hars), dünya ve âhiret rızkı olmak üzere iki çeşittir. Dünya rızkı mal ile çocuklardır. Âhiret rızkı ise kişiyi Cennete götürecek olan salih amellerdir."

İbnu'l-Mübârek, Murra'dan bildirir: Abdullah b. Mes'ûd, yanında Allah yolunda öldürülen bir topluluktan bahsedilince şöyle dedi: "Bu konu sizin gittiğiniz ve gidenleri gördüğünüz şekilde değildir. Savaşta iki taraf karşı karşıya geldiği zaman melekler iner ve: "Filan kişi dünyalık için savaşıyor. Falan kişi gücü ele geçirmek için savaşıyor. Filan kişi nam salmak için savaşıyor. Falan kişi şunun için savaşıyor" diye herkesin savaşma amacını yazar. Ancak sadece Allah rızası için savaşan kişi Cennete girecektir."

İbnu'n-Neccâr Târih'de Zir b. Hubeyş'den bildirir: Ali b. Tâlib'in yanında Kur'ân'ı baştan sona kadar okudum. Havâmîm (Hâ Mîm ile başlayan sûre)lere ulaştığımda bana: "Kur'ân'ın gelinlerine ulaştın" dedi. Fussilet Sûresi'nin yirmi ikinci âyetine ulaştığım zaman ağlayarak şöyle dedi: "Allahım! Senden mutmain olanların gönül rahatlığını, yakîni imana sahip olanların ihlâsını, iyilerin dostluğunu, imanın hakikatlerine ermeyi, iyi olan her türlü şeyden nasibimi, her türlü kötülükten selameti, rahmetine nail olmayı, bağışlamana nail olmak için gerekli azmi, Cennetini kazanmayı ve Cehennemden kurtulmayı diliyorum." Sonrasında bana: "Ey Zir! Kurân'ı hatmettiğin zaman bu duayı et. Zira Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) de bana Kur'ân'ı hatmettiğim zaman bu duayı etmemi söyledi" dedi.

20 ﴿