14"Her sınıf varlığı yaratan O'dur. Gemiler ve hayvanlardan bînesiniz diye size binekler var etmiştir. Bütün bunlar; üzerlerine oturunca Rabbinizin nimetini anarak: "Bunu hizmetimize veren Allah'ın şanı yücedir. Bunlara bizim gücümüz yetmezdi. Şüphesiz biz Rabbimize döneceğiz" demeniz içindir." İbn Merdûye, Hazret-iÂişe'den bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "...Gemiler ve hayvanlardan binesiniz diye size binekler var etmiştir. Bütün bunlar; üzerlerine oturunca Rabbinizin nimetini anarak: «Bunu hizmetimize veren Allah'ın şanı yücedir. Bunlara bizim gücümüz yetmezdi» demeniz içindir" âyetlerini okudu ve şöyle buyurdu: "Bunların üzerlerine oturunca: «Bize kulu ve Resûlü olan Muhammed'i bahşeden Allah'a hamdolsun» dersiniz. Daha sonrasında da: «Bunu bizim hizmetimize vereni tesbih ve takdis ederiz, yoksa Uz bunlara güç yetiremezdik» dersiniz." Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî, Hâkim ve İbn Merdûye, İbn Ömer'den bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir yolculuğa çıkacağı zaman bineğine biner, üç defa tekbîr getirir ve: "...Bunu hizmetimize veren Allah'ın şanı yücedir. Bunlara bizim gücümüz yetmezdi. Şüphesiz biz Rabbimize döneceğizderdi. Tayâlisî, Abdurrezzâk, Saîd b. Mansûr, İbn Ebî Şeybe, Ahmed, Abd b. Humeyd, Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, Hâkim, İbn Merdûye ve Beyhakî'nin el-Esmâ' ve's-Sifât'ta bildirdiğine göre Hazret-i Ali'ye bineği getirildi. Binmek üzere ayağını üzengiye koyup: "Bismillah" dedi. Bineğin üzerine oturunca da üç defa 'Elhamdülillâh', üç defa da 'Allahu Ekber' deyip şöyle devam etti: "...Bunu hizmetimize veren Allah'ın şanı yücedir. Bunlara bizim gücümüz yetmezdi. Şüphesiz biz Rabbimize döneceğiz." Rabbim! Seni her türlü eksiklikten tenzih ederim. Senden başka ilah yoktur. Ben ki kendime zulmettim. Günahlarımı bağışla. Günahları senden başka kimseler bağışlayamaz." Bunları dedikten sonra güldü. Kendisine: "Ey müminlerin emiri! Neden güldün?" diye sorulunca şöyle dedi: "Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) de bineğine binerken benim bu yaptığım gibi yaptığını ve sonra güldüğünü gördüm. "Yâ Resûlallah! Neden gülüyorsun?" diye sorduğumda şöyle karşılık verdi: "Kulun: «Rabbim! Günahlarımı bağışla» demesi Yüce Rabbimizin çok hoşuna gider ve: «Kulum, günahlarını benden başka bağışlayacak birinin olmadığını bildi» buyurur. " Ahmed, İbn Abbâs'tan bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) beni bineğinin arkasına bindirdi. Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) bineğinin sırtına oturunca üçer defa "Allahu Ekber, Sübhânallah, Lâ ilahe ilallah, Elhamdülillah" dedi. Bunları dedikten sonra güldü ve: "Müslüman kişi bineğine binerken bu yaptığım gibi yaparsa benim sana dönüp güldüğüm gibi Yüce Allah da ona doğru yönelip güler" buyurdu. Ahmed ve Hâkim'in Muhammed b. Hamza b. Amr el-Eslemî'den, onun da babasından bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Her devenin sırtında bir şeytan bulunur. Onun için deveye binerken Allah'ın adını anın ve sonra niyetlendiğiniz işten geri durmayın" buyurmuştur. Hâkim'in Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Her devenin sırtında bir şeytan bulunur. Onun için binerken (şeytanı defetmek suretiyle) onları sadece kendiniz için kılın. Zira sizi onun üzerine bindiren Allah'tır" buyurmuştur. İbn Sa'd, Ahmed, Bağavî, Taberânî, Hâkim ve Beyhakî'nin Sünen'de Ebû Leys el-Huzâî'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Her devenin sırtında bir şeytan bulunur. Onun için deveye binerken emredildiği gibi Allah'ın adını anarak (şeytanı defetmek suretiyle) onları sadece kendiniz için kılın. Zira sizi onun üzerine bindiren Allah'tır," İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Şehr b. Havşeb: "...Onlara bindiğinizde Rabbinizin nimetini hatırlayın..." âyetini açıklarken: "Rabbimizin nimetinden kasıt, İslam nimetidir" demiştir. Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir, Ebû Miclez'den bildirir: Hasan b. Ali, bineğine binerken: "...Bunu hizmetimize veren Allah'ın şanı yücedir. Bunlara bizim gücümüz yetmezdi" diyen bir adamla karşılaştı. Adama: "Böyle demen mi söylendi?" deyince, adam: "O zaman ne demeliyim?" diye sordu. Hasan şöyle dedi: "Bizi İslam'a yönlendiren Allah'a hamdolsun. Bize ihsanda bulunup Muhammed'i (sallallahü aleyhi ve sellem) gönderen Allah'a hamdolsun. Beni, insanlar için çıkarılan en hayırlı ümmetten biri kılan Allah'a hamdolsun, diye dua edersin. Sonra da: "...Bunu hizmetimize veren Allah'ın şanı yücedir. Bunlara bizim gücümüz yetmezdi" dersin." Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Tâvus bineğine bindiği zaman: "Bismillah! Allahım! Lütfün ve ihsanınla bunu bana veren sensin. Rabbimiz! Hamd ancak sanadır. "...Bunu hizmetimize veren Allah'ın şanı yücedir. Bunlara bizim gücümüz yetmezdi. Şüphesiz biz Rabbimize döneceğiz" derdi. İbnu'l-Enbârî'nin Mesâhif de bildirdiğine göre Ali, "...Bunu hizmetimize veren Allah'ın şanı yücedir..." âyetini: (.....) lafzıyla okumuştur. Firyâbî, Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Mücâhid: "...Bunlara bizim gücümüz yetmezdi" âyetini açıklarken: "Bunlardan kasıt; develer, atlar, katırlar ve eşeklerdir" demiştir. İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) âyetini: "Bizim bunlara gücümüz yetmezdi" şeklinde açıklamıştır. Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Katâde: "...Bunlara bizim gücümüz yetmezdi"" âyetini açıklarken: "Buna ne gücümüz, ne de imkanımız yeterdi" demiştir. Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir, Süleyman b. Yesâr'dan bildirir: Topluluğun biri bir yolculuktaydı. Bunlar bineklerine binecekleri zaman: "...Bunu hizmetimize veren Allah'ın şanı yücedir. Bunlara bizim gücümüz yetmezdi" derlerdi. İçlerinde de çelimsiz devesi olan bir adam vardı. Bu adam da devesine binerken: "Ben ise böylesi bir deveye kalmışım" deyince deve onu üzerinden yere çaldı ve boynunu kırdı. |
﴾ 14 ﴿