49"Doğrusu zakkum ağacı, günahkârların yemeğidir. O, maden eriyiği gibidir. Erimiş maden gibi karınlarda kaynar. Sıcak suyun kaynaması gibi. Onu tutun ve Cehennemin ortasına atın! Sonra başına azap olarak kaynar su dökün! Tat bakalım. Hani sen kendince üstündün, şerefliydin!" Saîd b. Mansûr, Ebû Mâlik'ten bildirir: Ebû Cehil hurma ile tereyağı getirip: "Zıkkımlanın! Muhammed'in size vaad ettiği zakkum da işte budur" derdi. Bunun üzerine: "Doğrusu zakkum ağacı, günahkârların yemeğidir" âyetleri nazil oldu. İbn Ebî Hâtim ve Hatîb'in Târih'de bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr: "Doğrusu zakkum ağacı, günahkârların yemeğidir" âyetlerini açıklarken: "Burada günahkâr kişiden kasıt Ebû Cehil'dir" demiştir. Ebû Ubeyd Fadâil'de, İbnu'l-Enbârî ve İbnu'l-Münzir, Avn b. Abdillah'tan bildirir: İbn Mes'ûd adamın birine: "Doğrusu zakkum ağacı, günahkârların yemeğidir" ayetlerini (.....) lafzıyla okuturken adam bunu 'yetimlerîn yemeğidir' anlamına gelecek şekilde (.....) okudu. İbn Mes'ûd bunu birkaç defa tekrarladı, ancak adamın dili dönmediği için hep 'yetimlerin yemeğidir' anlamına gelecek şekilde okudu. Sonrasında İbn Mes'ûd adama: (.....) " (=Facirlerin yemeğidir)" şeklinde okuyabilir misin?" diye sordu. Adam: "Evet, okuyabilirim" karşılığını verince, İbn Mes'ûd: "O zaman böyle oku" dedi. Saîd b. Mansûr, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve Hâkim, Hemmâm b. el-Hâris'ten bildirir: Ebu'd-Derdâ adamın birine "Doğrusu zakkum ağacı, günahkârların yemeğidir" âyetlerini (.....) lafzıyla okuturken adam bunu 'yetimlerin yemeğidir' anlamına gelecek şekilde " okudu. Ebu'd-Derdâ adamın anlamadığını ve 'Esîm' ifadesini söyleyemediğini farkedince: "Bunu "(Facirlerin yemeğidir)" şeklinde oku" dedi. Firyâbî, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid: (.....) âyetini: Onu tutup (Cehennemin ortasına) atın" şeklinde açıklamıştır. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Tat bakalım. Hani sen kendince üstündün, şerefliydin" âyetini açıklarken: "Sen iddia ettiğin gibi ne üstün, ne de şereflisin, anlamındadır" demiştir. el-Umevî Meğâzi'de İkrime'den bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), Ebû Cehil ile karşılaşınca ona: "Yüce Allah sana «Bu azap sana lâyıktır, lâyık! Evet, lâyıktır sana, lâyık!» dememi emretti" dedi. Ebû Cehil giysisini Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) elinden kurtardı ve: "Ne sen, ne de bunu söylemeni isteyen bana bir şey yapabilir. Mekke ahalisinin başında bulunduğumu, üstün ve şerefli biri olduğumu da biliyorsun!" karşılığını verdi. Ancak Bedir savaşında Yüce Allah onun canını aldı ve söylediği bu söz üzerine de: "Tat bakalım. Hani sen kendince üstündün, şerefliydin" âyetini indirdi. Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr, Katâde'den bildirir: Ebû Cehil: "Mekke'nin en üstün ve güçlü adamı ben iken Muhammed beni tehdit mi ediyor!" deyince, "Tat bakalım. Hani sen kendince üstündün, şerefliydin" âyeti nazil oldu. İbnu'l-Münzir, Abdulmelik'ten bildirir: Bana bildirilene göre Ebû Cehil: "Ey Kureyşliler! Benim adım nedir?" diye sorunca, Amr, Cülâs ve Ebu'l-Hakem olmak üzere kendisine üç isim söylediler. Ebû Cehil: "Bilemediniz! Ben size adımı söyleyim mi?" deyince: "Söyle" karşılığını verdiler. Ebû Cehil: "Benim adım Azîzu'l-Kerîm (üstün şerefli)dir" dedi. Bunun üzerine: "Doğrusu zakkum ağacı, günahkârların yemeğidir. O, maden eriyiği gibidir. Erimiş maden gibi karınlarda kaynar. Sıcak suyun kaynaması gibi. Onu tutun ve Cehennemin ortasına atın! Sonra başına azap olarak kaynar su dökün! Tat bakalım. Hani sen kendince üstündün, şerefliydin!" âyetleri nazil oldu. Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir, Katâde'den bildirir: "Onu tutun ve Cehennemin ortasına sürükleyin!" âyeti nazil olduğu zaman Ebû Cehil: "Mekke'de benden daha üstün ve şerefli biri yoktur!" dedi. Yüce Allah da buna cevaben: "Tat bakalım. Hani sen kendince üstündün, şerefliydin" âyetini indirdi. İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Doğrusu zakkum ağacı, günahkârların yemeğidir" âyetlerini açıklarken: "Burada günahkâr kişiden kasıt Ebû Cehil'dir" demiştir. İbn Merdûye'nin başka bir kanaldan bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Doğrusu zakkum ağacı, günahkârların yemeğidir" âyetlerini açıklarken: "Burada günahkâr kişiden kasıt Ebû Cehl b. Hişâm'dır" demiştir. İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre Ubey b. Ka'b adamın birine birine "Doğrusu zakkum ağacı, günahkârların yemeğidir" âyetlerini (.....) lafzıyla okuturken, adam dili dönmediği için bunu 'yetimlerin yemeğidir' anlamına gelecek şekilde (.....) okuyordu. Ubey, Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) ile karşılaşınca durumu aktardı. Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) de Ubey'ye: "Bunu «Şilili (Zalimlerin yemeği)» şeklinde okusun" buyurdu. Ubey adamın bu şekilde okumasını isteyince dili bunu rahat bir şekilde söyledi. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî) ile Amr b. Meymûn, "O, maden eriyiği gibidir. Erimiş maden gibi karınlarda kaynar" âyetini (.....) lafzıyla, 'kaynar' ifadesini "o" harfiyle okumuşlardır. Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid: "Onu tutun ve Cehennemin ortasına atın!" âyetini açıklarken: "Onu tutun ve odunun atılması gibi Cehennemin orta yerine atın" demiştir. Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Dahhâk: (.....) âyetini: "Onu tutun ve Cehennemin ortasına atın" şeklinde açıklamıştır. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr: (.....) âyetini: "Cehennemin ortasına" şeklinde açıklamıştır. İbnu'l-Münzir, Ebû Sâlih'ten bu yorumun aynısını bildirir. İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Cüreyc: "Tat bakalım. Hani sen kendince üstündün, şerefliydin" âyetini açıklarken şöyle demiştir: "Böylesi bir günde Ebû Cehil zelil biri olacaktır, ancak kendisine istihza babında böyle denecektir. Madem dünyada Allah'ın üstünlüğü ve keremi dışında bir üstünlük ve şeref ile övünüyordun, bunlarla birlikte gir bakalım ateşe, anlamındadır." |
﴾ 49 ﴿