22

"Geri dönerseniz, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya ve akrabalık bağlarını kesmeye dönmüş olmaz mısınız?"

Hâkim, Abdullah b. Muğaffel'den bildirir: Resûlullah'ın (sallallahu aleyhi vesellem) bu âyeti: "(=Eğer yönetime getirilirseniz...)" şeklinde okuduğunu işittim.

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Muhammed b. Ka'b: (.....) âyetini: "İnsanları yönetme işine getirilirseniz" şeklinde açıklamıştır.

Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Katâde: "Geri dönerseniz, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya ve akrabalık bağlarını kesmeye dönmüş olmaz mısınız?" âyetini açıklarken şöyle demiştir: "Allah'ın Kitâb'ından yüz çeviren o topluluğun halini gördünüz değil mi? Haksız yere kan akıtmadılar mı? Akrabalık bağlarını kesmediler mi? Rahmân olan Allah'a isyan etmediler mi?"

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Bekr b. Abdillah el-Müzenî: "Geri dönerseniz, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya ve akrabalık bağlarını kesmeye dönmüş olmaz mısınız?" âyetini açıklarken: "Bildiğim kadarıyla bu âyet, Harûrîler (Hariciler) hakkında nazil oldu" demiştir.

İbnu'l-Münzir ve Hâkim, Büreyde'den bildirir: Hz.Ömer'in yanında oturuyorken dışarından bağırtı sesleri duyuldu. Ömer, azatlısına: "Ey Yerfa! Çıkıp bu ses neymiş bir bak" dedi. Yerfa dışarı çıkıp geldikten sonra: "Annesi satılan Kureyşli bir kızın sesi" dedi. Ömer de: "Muhacir ile Ensar'ı yanıma çağır" dedi. Çok zaman geçmedi ki Ömer'in ev ile odası insanlarla doldu. Ömer, Allah'a hamdu sena ettikten sonra: "Muhammed'in (sallallahu aleyhi vesellem) getirdikleri içinde akrabalık bağlarını kesme var mıydı?" diye sordu. Oradakiler: "Hayır, yoktu" karşılığını verince, Ömer: "Ama aranızda akrabalık bağlarının kesilmesi yaygınlaştı" dedi ve: "Geri dönerseniz, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya ve akrabalık bağlarını kesmeye dönmüş olmaz mısınız?" âyetini okudu. Sonra: "Yüce Allah durumunuzu düzeltmiş, rızık vermişken birinizin annesinin satılmasından daha ağır bir akrabalık bağını kesme var mıdır?" dedi. Oradakiler: "O zaman bu konuda dilediğini yap" karşılığını verince, Ömer İslam devletinin dört bir tarafına hür olan kişinin annesinin satılmaması, bunun akrabalık bağını kesme anlamına geldiği ve helal olmadığı yönünde fermanlar yazıp gönderdi.

Abd b. Humeyd, Buhârî, Müslim, Nesâî, Hakîm et-Tirmizî, İbn Cerîr, İbn Hibbân, Hâkim, İbn Merdûye ve Beyhakî'nin Şuabu'l-îman'da Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah tüm mahlukatı yaratma işini bitirdiğinde akrabalık bağı kalktı ve Rahmân'ın yanına yaklaşmak istedi. Yüce Allah: «Yavaş ol!» diye çıkışınca, akrabalık bağı: «Senin yanın akrabalık bağını kesmekten sana sığınanların yeri olsun» dedi. Yüce Allah: «Olsun! Peki, seni gözeteni gözetmeme, seni kesenden de rahmetimi kesmeme razı olmaz mısın?» buyurunca, akrabalık bağı: «Tabi ki isterim!» karşılığını verdi. Yüce Allah da: «İstediğin olsun!» dedi." Sonra Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: "Bu konuda isterseniz: «Geri dönerseniz, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya ve akrabalık bağlarını kesmeye dönmüş olmaz mısınız? İşte bunlar, Allah'ın kendilerini lanetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir. Onlar Kur'ân'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri kilitli mi?» âyetlerini okuyun."

İbn Ebî Şeybe, Buhârî, Müslim ve Beyhakî'nin Hz. Âişe'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Akrabalık bağı Arş'a asılıdır ve şöyle der: "Beni gözeteni Yüce Allah da gözetir. Beni kesenden de Yüce Allah rahmetini keser. "

İbn Ebî Şeybe, Hâkim ve Beyhaki, Ebû Hureyre'den bildirir: Resûlullah'ın (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Kıyamet gününde akrabalık bağının konuşan bir dili olur. Arş'ın yanında: «Rabbim! Gözetilmedim! Rabbim! Bana zulmedildi! Rabbim! Bana kötü davranıldı» der. Bunun üzerine Rabbi gelip: «Seni gözeteni gözetmeme, seni kesenden de rahmetimi kesmeme razı olmaz mısın? » buyurur."

Beyhakî'nin Abdullah b. Amr b. el-Âs'tan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet gününde akrabalık bağının fasih konuşan bir dili olur ve: «Rabbim! Beni gözeteni sen de gözet. Beni kesenden sen de rahmetini kes» der."

Abdurrezzâk Musannefte ve Beyhakî'nin Katâde'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet gününde akrabalık bağı Arş'ın altında bir yerde asılı durur ve çok açık, fasih bir dille: «Rabbim! Beni gözeteni sen de gözet. Beni kesenden sen de rahmetini kes» der."

Abdurrezzâk ve Beyhakî'nin Tâvus'tan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Akrabalık bağı Yüce Allah'ın Rahman sıfatının bir parçasıdır. Kıyamet gününde Arş'ın altında bir yerde asılı durur. Çok açık ve fasih konuşan bir dili de olur. Dünyada iken kendisini gözetene işaret edince Yüce Allah o kişiyi gözetir. Kendisini kesene işaret edince de Yüce Allah o kişiden rahmetini keser. "

Beyhakî'nin Câbir b. Abdillah'tan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Akrabalık bağı Arş'a asılıdır ve çok fasih olan bir dille: «Allahım! Beni gözeteni sen de gözet. Beni kesenden sen de rahmetini kes» der."

İbn Ebî Şeybe, Ebû Dâvud, Tirmizî, Hâkim ve Beyhakî'nin Abdurrahman b. Avf'tan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah buyurur ki: «Ben Rahmân'ım! Akrabalığı yarattım ve Rahman olan ismimden ona bir isim (Rahim) verdim. Akrabalık bağını gözeteni gözetir, bu bağı kesenden de rahmetimi keserim. Akrabalık bağlarını kesen kişiyle ben de tüm ilişkimi keserim!»"

Beyhaki, Abdullah b. Ebî Evfâ'dan bildirir: Arafe akşamı bir halkada Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) ile birlikte otururken: "Akrabalık bağını keserek bu akşamı eden biriyle oturmamız uygun değildir. Onun için böyle biri varsa kalkıp gitsin" buyurdu. Bu söz üzerine halkanın en uzak köşesinden sadece bir tane genç kalkıp gitti. Genç, teyzesinin yanına gidince, teyzesi: "Neden geldin?" diye sordu. Genç, Hz. Peygamber'in (sallallahu aleyhi vesellem) dediğini teyzesine söyledi ve dönüp Resûlullah'ın (sallallahu aleyhi vesellem) bulunduğu halkaya tekrar oturdu. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem) : "Senden başka kimsenin kalktığını göremedim" buyurunca, genç adam teyzesini ziyaret ettiğini ve teyzesinin kendisine söylediği şeyi anlattı. Bunun üzerine Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem): "iyi yapmışsın! Otur! Yüce Allah'ın rahmeti akrabalık bağlarını kesen bir topluluğun üzerine inmez" buyurdu.

Ahmed ve Beyhakî'nin Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Âdem oğlunun yaptığı ameller Perşembe günü Cuma gecesi Yüce Allah'a sunulur. Akrabasıyla bağını kesen kişinin yaptığı ameller kabul edilmez. "

Hâkim, Amr b. Abese'den bildirir: Mekke'ye Hz. Peygamber'in (sallallahu aleyhi vesellem) yanına gittim. Peygamberliği yeni başlamıştı ve davasını gizli tutuyordu. Ona: "Sen kimsin?" diye sorduğumda: "Peygamberim" karşılığını verdi. "Ne ile gönderildin?" diye sorduğumda da: "Sadece Allah'a ibadet edilmesi, putların kırılması ve akrabalık bağlarının gözetilmesi üzere gönderildim" buyurdu.

Hâkim'in Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah buyurur ki: «Ben Rahmanın! O da (akrabalık bağı da) rahim'dir. Bundan dolayı bu bağı gözeteni gözetir, kesenden de rahmetimi keserim.»"

Hâkim'in Sa'd b. Zeyd'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Akrabalık bağı (= Sıla-i Rahim) Yüce Allah'ın Rahman sıfatının bir parçasıdır. Bundan dolayı Yüce Allah bu bağı gözeteni gözetir, bu bağı kesenden de rahmetini keser. "

Buhârî, Müslim ve Beyhakî'nin el-Esmâ' ve's-Sifât'ta Hz. Âişe'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Akrabalık bağı Yüce Allah'ın (Rahman sıfatının) bir parçasıdır. Bundan dolayı Yüce Allah bu bağı gözeteni gözetir, bu bağı kesenden de rahmetini keser. "

İbn Ebî Şeybe, Ebû Dâvud, Tirmizî, Hâkim ve Beyhakî'nin Abdullah b. Amr'dan bildirdiğine göre Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur:

"Merhamet edenlere Rahmân (olan Yüce Allah) da merhamet eder. Onun için yeryüzünde bulunanlara merhamet edin ki semadakiler de sizlere merhamet etsinler! Akrabalık bağı (Sıla-i Rahim) Yüce Allah'ın (Rahmân sıfatının) bir parçasıdır. Yüce Allah bu bağı gözeteni gözetir, bu bağı kesenden de rahmetini keser.'"

Hâkim, İbn Mes'ûd'dan bildirir: Hz. Peygamber'in (sallallahu aleyhi vesellem) yanına geldiğimde kırmızı deriden bir çadırdaydı ve yanında kırka yakın adam vardı. Bir ara şöyle buyurdu: "Yüce Allah sizlere fetihler bahşedecektir. Zaferler elde edip ganimetlere nail olacaksınız. O günleri görenler Allah'a karşı takvayı elden bırakmasın. İyiliği emretsin, kötülükten sakındırsın ve akrabalarını gözetsin. Hak olmayan bir konuda kavmine yardım eden kişi bir yere düşüp de kuyruğundan çekilmek istenen deve gibidir."

Hâkim, İbn Abbâs'tan bildirir: "Yâ Resûlallah! Bana nasihatta bulun" dediğim zaman Allah Resûlü (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: "Namazı kıl, zekatı ver, Ramazan orucunu tut, haccın ile umreni ifa et, anne babana iyi davran, akrabalarını gözet, misafirini ağırla, iyiliği emredip kötülükten sakındır ve hak neredeyse sen de orada ol. "

İbn Ebî Şeybe, Tirmizî, İbn Mâce ve Hâkim'in Abdullah b. Selâm'dan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Aranızda selamı yayın, yoksullara yemek yedirin, akrabalarınızı gözetin ve herkes uykudayken siz namaza kalkın ki selametle Cennete giresiniz. "

Ahmed, Hâkim, Beyhakî el-Esmâ' ve's-Sifât'ta, İbn Nasr es-Salât'ta ve İbn Hibbân, Ebû Hureyre'den bildirir: "Yâ Resûlallah! Ne zaman seni görsem içim neşeyle doluyor ve huzur buluyorum. Bana her şeyden haber ver" dediğimde, Allah Resûlü (sallallahu aleyhi vesellem): "Her şey sudan yaratıldı" buyurdu. "Bana, yaptığımda Cennete gireceğim bir şey söyle" dediğimde de şöyle buyurdu: "Selamı yay, yoksullara yemek yedir, akrabalarını gözet ve herkes uykudayken sen namaza kalk. Sonra selametle Cennete gir."

Taberânî ve Hâkim, İbn Abbâs'tan bildirir: Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem): "Yüce Allah bazen bir topluluğa uzun ömür ve bol rızık verir, ancak onları yarattığından beri öfkesinden dolayı onlara nazar etmiş değildir" buyurdu. Ashâb: "Yâ Resûlallah! Neden?" diye sorunca, Allah Resûlü (sallallahu aleyhi vesellem): "Akrabalarıyla olan münasebetleri yüzünden" karşılığını verdi.

Tayâlisî, Hâkim ve Beyhakî'nin İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Nesebinizi bilin ki akrabalık bağlarınızı hakkıyla gözetesiniz. Gözetilmeyip kesildiği sürece çok yakın da olsa akrabalık yoktur. Aynı şekilde gözetilip korunduğu sürece uzak da olsa uzak akrabalık yoktur."

İbn Ebî Şeybe ve Hâkim'in Abdullah b. Amr'dan bildirdiğine göre Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Akrabalık bağı, kıyamet gününde kirmen çengeli gibi bir çengeli olduğu halde huzura çıkarılır ve açık, anlaşılır bir dille konuşur. Orada dünyada iken kendisini gözeteni gözetir, kendisini kesenden ise uzak durur."

Bezzâr ve Beyhakî'nin el-Esmâ' ve's-Sifât'ta Sevbân'dan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Üç şey Arş'ta asılıdır. Bunlardan akrabalık bağı: «Allahım! Sen varken asla kesilmem!» der. Emanet: «Allahım! Sen varken asla ihanete uğramam» der. Nimet de: «Allahım! Sen varken bana nankörlük edilmez» der. "

Hakîm et-Tirmizî'nin Abdurrahman b. Avf'tan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Kur'ân, akrabalık bağı ve emanet olmak üzere üç şey Arş'ın altındadır. Kur'ân'ın kullarla tartışacak şekilde zahiri ve batını olur. Akrabalık bağı da: «(Allahım!) beni gözeteni gözet, beni kesenden de rahmetini kes» diye seslenir."

Hakîm et-Tirmizî'nin İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah akrabalık bağına (rahim'e) şöyle buyurur: «Seni kendi ellerimle yarattım. İsmini benim (Rahman olan) ismimden türeterek koydum ve seni kendime yakın tuttum. İzzetim ile celalime andolsun ki seni gözeteni gözetecek, seni kesenden rahmetimi kesecek ve sen birinden razı olmadıkça ben de razı olmayacağım .»'"

Hakîm et-Tirmizî, İbn Abbâs'tan bildirir: "Akrabalık bağı Arş'ta asılı durur. Dünyadayken onu kesmeyip gözeten biri geldiği zaman yüzüne karşı güler ve onunla konuşur. Ancak gözetmeyip kesen biri geldiği zaman ondan saklanır."

İbn Ebî Şeybe, Ahmed, İbn Hibbân, Taberânî, Beyhakî ve Hakîm et- Tirmizî'nin Abdullah b. Amr'dan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem): "Akrabalık bağı, Arş'ta asılı duran bir dal gibidir" buyurmuştur.

İbn Ebî Şeybe ve Taberânî'nin Ümmü Seleme'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Akrabalık bağı, Rahnıân olan Allah'ın katında insanlarda olan hakkını ister. Yüce Allah da ona: «Seni gözeteni gözetmeme, seni kesenden de rahmetimi kesmeme razı olmaz mısın? Bil ki seni gözeten beni gözetmiş, seni kesen de benden uzaklaşmış demektir» buyurur."

Taberânî ve Harâitî Mesâviu'l-Ahlâk' da İbn Abbâs'tan bildirir: Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem): "İçkiye düşkün olanlar, anne babasına asi olanlar ve yaptığı iyiliği başa kokanlar Cennete giremez" buyurdu. Bu sözü çok ağırımı gitti, çünkü müminler bu yönde pek çok günah işlemektedirler. Yüce Allah'ın Kitâb'ında anne babaya asi olma konusunda: "Geri dönerseniz, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya ve akrabalık bağlarını kesmeye dönmüş olmaz mısınız?" âyetini buldum. Başa kakma konusunda: "...Sadakalarınızı başa kakma ve eza etmekle boşa çıkarmayın..." âyetini buldum. İçki hakkında da: "...İçki, kumar, putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi pisliklerdir..." âyetini buldum.

22 ﴿