4"Odaların ötesinden sana bağıranların çoğu aklı ermeyen kimselerdir" Ahmed, İbn Cerîr, Ebu'l-Kâsım el-Bağavî, Taberânî ve İbn Merdûye'nin - sahîh bir isnâdla- Ebû Seleme b. Abdirrahman vasıtasıyla bildirdiğine göre Akra' b. Hâbis, Hz. Peygamber'e (sallallahu aleyhi vesellem) geldi ve: "Ey Muhammedi Yanımıza çık!" diye bağırdı. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem) kendisine cevap vermeyince bu sefer: "Ey Muhammedi Benim övgüm kişiyi yüceltir, yergim ise alçaltır" dedi. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem) bunu duyunca: "Bunu yapan Allah'tır" karşılığını verdi. Yüce Allah da: "Odaların ötesinden sana bağıranların çoğu aklı ermeyen kimselerdir" âyetini indirdi. Tirmizî, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre Berâ b. Âzib: "Odaların ötesinden sana bağıranların çoğu aklı ermeyen kimselerdir" âyetini açıklarken şöyle demiştir: Adamın biri geldi ve: "Ey Muhammedi Benim övgüm kişiyi yüceltir, yergim ise alçaltır" dedi. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem) bunu duyunca: "Bunu yapan Allah'tır" karşılığını verdi. İbn Râhûye, Müsedded, Ebû Ya'lâ, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, Taberânî ve İbn Merdûye -hasen bir isnâdla- Zeyd b. Erkam'dan bildirir: Araplardan bazı insanlar: "Haydi şu adamın yanına gidelim. Şayet Peygamber ise insanlar içinde en fazla mutlu olmak bize düşer. Yok, eğer bir kral ise de himayesinde yaşarız" dediler. Ben de Hz. Peygamber'in (sallallahu aleyhi vesellem) yanına gidip bunların söylediklerini aktardım. Daha sonra bu adamlar Hz. Peygamber'in (sallallahu aleyhi vesellem) odasının önüne geldiler ve: "Ey Muhammedi Ey Muhammedi" diye seslenmeye başladılar. Bunun üzerine Yüce Allah: "Odaların ötesinden sana bağıranların çoğu aklı ermeyen kimselerdir"âyetini indirdi. Bu âyet nazil olunca Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem) kulağımdan tuttu ve: "Ey Zeyd! Yüce Allah senin sözünü doğruladı" buyurdu." Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr, Katâde'den bildirir: Adamın biri Hz. Peygamber'e (sallallahu aleyhi vesellem) geldi ve: "Ey Muhammed! Benim övgüm kişiyi yüceltir, yergim ise alçaltır" dedi. Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) bunu duyunca: "Bunu yapan Allah'tır" karşılığını verdi. Bu konuda da: "Odaların ötesinden sana bağıranların çoğu aklı ermeyen kimselerdir" âyeti nazil oldu. İbnu'l-Münzir, İbn Cüreyc'den bildirir: Saîd b. Cübeyr'den naklen bana bildirildiğine göre Temîm oğullarından bir adam ile Esed b. Huzeyme oğullarından bir adam karşılıklı birbirlerine sövdüler. Esed oğullarından olan adam diğerine: "Odaların ötesinden sana bağıranların çoğu aklı ermeyen kimselerdir" âyetinde kastedilenler Temîm oğullarının bedevileridir" deyince, Saîd: "Temîm oğullarından olan adam akıllı biri olsaydı bu âyetin ilk bölümünün Temîm oğulları, son bölümünün ise Esed oğulları hakkında olduğunu bilir ve ona cevap verirdi" karşılığını verdi. İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir, Habîb b. Ebî Amre'den bildirir: Esed oğullarından bir adam ile aramda tatsız bir olay olmuştu. Esed oğullarından olan adam bana: "Odaların ötesinden sana bağıranların çoğu aklı ermeyen kimselerdir" âyetinde kastedilenler Temîm oğullarıdır" demişti. Bunu Saîd b. Cübeyr'e anlattığımda şöyle dedi: "Esed oğullarından olan adama "Müslüman oldular diye seni minnet altında bırakmak isterler..." âyetiyle cevap verseydin ya! Zira onlar: "Araplar ancak onlarla savaştığında Müslüman oldular. Oysa biz savaş olmadan Müslüman olduk" dediklerinde Yüce Allah onlar hakkında bu âyeti indirdi. Abd b. Hurneyd, Katâde'den bildirir: Esed oğullarından bir adam Temîm oğullarından bir adama: "Odaların ötesinden sana bağıranların çoğu aklı ermeyen kimselerdir" âyetinde kastedilenler Temîm oğullarıdır" dedi. Temîm oğullarından olan adam oradan kalkıp gidince Saîd b. Cübeyr: "Şayet Temîm oğullarından olan adam Esed oğulları hakkında nazil olanı bilseydi ona karşı sessiz kalmazdı" dedi. Biz: "Onlar hakkında ne nazil oldu ki?" diye sorduğumuzda Saîd şöyle dedi: "Esed oğulları Hz. Peygamber'e (sallallahu aleyhi vesellem) gelip: "Biz kendi rızamızla Müslüman olduk dolayısıyla (ganimetlerde) diğerlerinden daha fazla haklarımız vardır" dediler. Bunun üzerine Yüce Allah: "Müslüman oldular diye seni minnet altında bırakmak isterler..."âyetini indirdi. Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve Beyhakî'nin Şuabu'l-îman'da bildirdiğine göre Mücâhid: "Odaların ötesinden sana bağıranların çoğu aklı ermeyen kimselerdir" âyetini açıklarken: "Bunlar Temîm oğullarının bedevileridir" demiştir. İbn Mende ve İbn Merdûye, Ya'lâ b. el-Eşdak vasıtasıyla Sa'd b. Abdillah'tan bildirir: Hz. Peygamber'e (sallallahu aleyhi vesellem), "Odaların ötesinden sana bağıranların çoğu aklı ermeyen kimselerdir" âyetindeki söz konusu kişilerin kimler olduğu sorulunca: "Bunlar Temîm oğullarının çıplak ayaklı insanlarıdır. Şayet kör Deccâl'e karşı en çetin savaşı verecek olanlar bunlar olmasaydı helak olmaları için Allah'a dua ederdim" buyurdu. İbn İshâk ve İbn Merdûye, İbn Abbâs'tan bildirir: Temîm oğullarından yetmiş veya seksen kişilik bir heyet Medine'ye Resûlullah'ın (sallallahu aleyhi vesellem) yanına geldi. İçlerinde Zibrikân b. Bedr, Utârid b. Ma'bed, Kays b. Âsim, Kays b. el-Hâris ve Amr b. Edhem de vardı. Resûlullah'ın (sallallahu aleyhi vesellem) yanına giderlerken her kötü olayda hazır bulunan Uyeyne b. Hısn b. Bedr ei- Fezârî'de onlara katıldı. Resûlullah'ın (sallallahu aleyhi vesellem) evine vardıklarında odaların ötesinden: "Ey Muhammedi Yanımıza çık! Ey Muhammedi Yanımıza çık! Ey Muhammedi Yanımıza çık!" diye bağırmaya başladılar. Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) yanlarına çıkınca: "Ey Muhammedi Bizim övgümüz kişiyi yüceltir, yergimiz ise alçaltır. Biz ki Arapların en saygın insanlarıyız!" dediler. Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem): "Yalan söylediniz! Kişiyi yücelten Allah'ın övgüsü, alçaltan da yine O'nun yergisidirl Yusuf b. Yâkub b. îshâk b. İbrahim de sizden daha değerlidir" karşılığını verince onlar: "Biz buraya sana karşı övünmeye geldik!" dediler. Sonrasında ravi arada geçen olayları uzunca anlattıktan sonra şöyle devam eder: Bunun üzerine Temîm oğulları kalktılar ve: "Vallahi bu adamda bir iş var. Zira onun adına konuşan kişi bizim konuşmacıdan daha hatip, onun şairi de bizim şairden daha usta çıktı. Yüce Allah da onlar hakkında: "Temîm oğullarından odaların ötesinden sana bağıranların çoğu aklı ermeyen kimselerdir. "Eğer onüar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi şüphesiz onlar için daha iyi olurdu. Allah bağışlayandır, merhamet edendir" âyetini indirdi. Ravi der ki: "Odaların ötesinden sana bağıranların çoğu aklı ermeyen kimselerdir" âyeti ilk kıraatlerde: "Temîm oğullarından odaların ötesinden sana bağıranların çoğu aklı ermeyen kimselerdir" şeklindeydi. İbn Sa'd, Buhârî Edeb'de, İbn Ebi'd-Dünya ve Beyhakî Şuabu'l-îman'da Hasan(-ı Basrî)'den bildirir: "Osmân b. Affân'ın hilafeti döneminde Hz. Peygamber'in (sallallahu aleyhi vesellem) eşlerinin odalarına girerdim. Elimi kaldırdığımda tavana değebilirdi." Buhârî Edeb'de, İbn Ebi'd-Dünya ve Beyhaki, Dâvud b. Kays'tan bildirir: Hz. Peygamber'in (sallallahu aleyhi vesellem) eşlerine ait odaları gördüm. Hurma dallarıyla yapılmış ve dışarıdan kıldan çullarla kaplanmıştı. Evin iç genişliği oda kapısından evin dış kapısına kadar sanırım altı veya yedi zira' kadar vardı. Evin iç uzunluğu sanırım on zira' kadardı. Genişliği ise sanırım yedi veya sekiz zira' kadardı." İbn Sa'd, Atâ el-Horasânî'den bildirir: Hz. Peygamber'in (sallallahu aleyhi vesellem) eşlerinin odalarının nasıl olduklarını görebildim. Bu odalar kuru hurma dallarıyla yapılmıştı ve kapılarında kıldan yapılmış siyah çullar asılmıştı. Mescid'in düzenlenmesi konusunda Velîd b. Abdilmelik'in gönderdiği mektubun okunmasına da şahit oldum. Bu mektupta Resûlullah'ın (sallallahu aleyhi vesellem) eşlerinin bu odalarının (Yakup) Mescid'e katılmasını söylüyordu. Bu tnektub okunduğunda insanlar öyle bir ağladı ki daha önce böyle ağladıklarını görmüş değildim. O gün Saîd b. el-Müseyyeb: "Vallahi bu odaların eski halinde bırakılmasını isterdim. Zira Medine'de yetişen yeni nesiller ile dünyanın dört bir tarafından gelen insanlar Resûlullah'ın (sallallahu aleyhi vesellem) hayatta iken evinin nasıl olduğunu ve ne ile yetindiğini görürlerdi. Belki bu şekilde insanlar çok fazla ev edinmekten ve bu konuda birbirlerine karşı övünmekten uzak dururlardı" demişti. O gün Ebû Umâme b. Sehl b. Huneyf de şöyle demişti: "Keşke yıkılıp Mescid'e katılmasaydılar ve eski halinde bırakılsalardı. Belki insanlar onları görüp lüks binalar yapmazlardı. Dünya hazinelerinin anahtarları ellerinde iken Yüce Allah'ın Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem) için uygun gördüğü şeyi de görürlerdi." |
﴾ 4 ﴿