18"İki melek (insanın) sağında ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadırlar. İnsan hiçbir söz söylemez ki» yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın" İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Mücâhid: "İki melek (insanın) sağında ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadırlar" âyetini açıklarken şöyle demiştir: "Her insanda biri sağında, biri de solunda olmak üzere iki tane melek vardır. Sağ tarafındaki melek iyi amellerini, sol tarafındaki melek ise kötü amellerini yazıp kayda geçer." Ebû Nuaym ve Deylemî'nin Muâz b. Cebel'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah hafaza meleklerine lütufta bulunup onları insanın azı dişlerine oturttu. İnsanın dilini onların kalemi, tükürüğünü de mürekkepleri kıldı." Ebû Nuaym'ın Hilye'de bildirdiğine göre Mücâhid: "İnsanın kötülüklerini yazan meleğin adı Ka'îd'dir" demiştir. İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid: "İnsanın sağ tarafında iyiliklerini yazan melek, sol tarafında ise kötülüklerini yazan melek bulunur" demiştir. İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın"âyetini açıklarken şöyle demiştir: Bu iki melek iyi olsun, kötü olsun ağzından çıkan her bir sözü kayda geçerler. Hatta kişinin: "Yedim, içtim, gittim, geldim, gördüm" demesini bile yazarlar. Perşembe günü olduğu zaman da sözleri ve amelleri huzura çıkarılır. Bunların içinden iyi ve kötü olanları bırakılırkan diğer şeyler silinir. İşte: "Allah, dilediğini siler, dilediğini de sabit kılıp bırakır..."âyetinde dile getirilen de budur. İbn Ebî Şeybe, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, Hâkim ve İbn Merdûye'nin İkrime vasıtasıyla bildirdiğine göre İbn Abbâs: "İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın" âyetini açıklarken şöyle demiştir: Kişinin iyi veya kötü sözleri yazılır. Ancak: "Oğlum! Atımı eyerle" veya: "Oğlum! Bana su ver" gibi sözleri kayda geçmez. İbnu'l-Münzir, İkrime'den bildirir: Kişinin ancak mükafatını alacağı veya karşılığında cezalandırılacağı sözleri yazılır. Ancak kişinin hanımına söylediği: "Gel şöyle şöyle yapalım" gibi sözleri yazılmaz. İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre İkrime: "Kişinin lehinde ve aleyhinde olacak her sözü kayda geçer" demiştir. İbn Ebi'd-Dünya et-Tevbe'de Kelbî vasıtasıyla Ebû Sâlih'ten bildirdiğine göre İbn Abbâs: "İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın" âyetini açıklarken şöyle demiştir: İnsanın iyiliklerini yazan melek sağ tarafında, kötülüklerini yazan melek ise sol tarafında bulunur. Kişi iyi bir şey yaptığı zaman sağ taraftaki melek bunu on katıyla kayda geçer. Kötü bir şey yaptığı zaman ise sağdaki melek soldakine: "Bunu yazma, belki Rabbini tesbih eder ve bağışlanma diler" der. Perşembe günü olduğu zaman yaptığı iyilik ile kötülükler bırakılırken diğer tüm şeyler silinir. Geriye kalanlar Ümmü'l-Kitab'ta yazılı olanlar ile karşılaştırılınca aynı oldukları görülür. İbn Ebî Şeybe ve Beyhakî Şuabu'l-îman'da Evzaî vasıtasıyla Hassân b. Atiyye'den bildirir: Adamın biri bir merkebe binmişti. Bu merkeb tökezleyince adam: "Kahrolasıca!" dedi. Bunun üzerine sağdaki melek: "Bu bir iyilik değil ki yazayım" derken, soldaki melek de: "Bu bir kötülük değil ki yazayım" der. Bunun üzerine soldaki meleğe: "Sağdaki meleğin yazmadığı şeyleri sen yaz" denilir veya vahyedilir. İbn Ebi'd-Dünya'nın es-Samfta bildirdiğine göre Hz.Ali: "İnsanın dili (sağında ve solunda bulunan melekler için) kalem tükürüğü ise mürekkeptir" demiştir. İbn Ebi'd-Dünya ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Ahnef b. Kays: "İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın" âyetini açıklarken şöyle demiştir: Sağdaki melek kişinin iyiliklerini yazar ve soldaki meleğin de amiridir. Kişi bir günah işlediği zaman sağdaki melek soldakine: "Yazma!" der. Şayet kişi yaptığı bu günahtan dolayı bağışlanma dilerse Yüce Allah günahı yazdırmaz. Ancak kişi günahında ısrar ederse bu durumda soldaki melek bunu yazar. İbnu'l-Münzir ve Ebu'ş-Şeyh Azame'de İbnu'l-Mübârek vasıtasıyla İbn Cüreyc'den bildirir: "Biri insanın sağında, biri de solunda olmak üzere iki melek vardır ve sağdaki insanın iyiliklerini, soldaki ise kötülüklerini yazar. Ancak sağdaki melek soldaki meleğin onayını almadan yapılan iyilikleri kayda geçer. Soldaki melek ise sağdaki meleğin onayını almadan yapılan bir kötülüğü yazmaz. Kişi oturduğu zaman bu meleklerden biri sağında, biri de solunda oturur. Yürüdüğü zaman biri önünde biri de arkasında yürür. Uyuduğu zaman da biri başının ucunda, biri de ayaklarının yanında durur." İbnu'l-Mübârek der ki: "Her insan için beş melek görevlendirilmiştir. Bu meleklerden ikisi gece, ikisi de gündüz vakti görev yapar, her biri kendi vaktinde gelip giderler. Beşincisi ise gece olsun gündüz olsun kişinin yanından hiç ayrılmaz." Firyâbî ve ibn Cerîr'in bildirdiğine göre Mücâhid: (.....) ifadesini:"Gözetleyen" şeklinde açıklamıştır. İbnu'l-Mübârek ve Ebu'ş-Şeyh, Haccâc b. Dînâr'dan bildirir: Ebû Ma'şer'e: "Kişi içinden Allah'ı zikrettiği zaman melek bunu nasıl bilip yazacak?" diye sorduğumda: "Bunu nefesinden, kokusundan bilirler" dedi. Abdullah b. Ahmed Zühd'ün zevâidinde Ebû İmrân el-Cevnî'den bildirir: Bize bildirilene göre bütün hafaza melekleri her gün ikindi sonrası ellerindeki kitaplarla semaya çıkarlar. Orada sağdaki meleğe: "Şu sahifeyi çıkarıp at" denilir. Soldaki meleğe de: "Sen de şu sahifeyi çıkarıp at" denilir. Sağdaki melek: "Rabbimiz! Hayır olarak ne söyledilerse onları yazdık" deyince, kendisine: "Ama bu sözleri benim rızam için söylemedi. Ben de benim rızam dışında yapılan hiçbir şeyi kabul etmem" karşılığı verilir. Sonra yine sağdaki meleğe: "Filan kişi için şöyle şöyle yaptı yaz" denilir. Melek: "Rabbim! Ama böyle bir şeyi yapmadı" deyince, kendisine: "Ama böyle bir şeye niyet etti" karşılığı verilir. İbnu'l-Mübârek, İbn Ebi'd-Dünya Kitâbu'l-İhlâs'ta ve Ebu'ş-Şeyh'in Azame'de Damra b. Habîb'den bildirdiğine göre ,Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Melekler bir kulun amelleriyle birlikte semaya doğru yükselirler. Allah'ın dilediği yere ulaşıncaya kadar bu kulun iyi amellerini çok görür ve ne kadar iyi biri olduğunu düşünürler. Sonra Yüce Allah yanlarına gelir ve: «Sizler kulumun amellerini kayda geçiyorsunuz, oysa ben onun içinden geçen şeyleri de bilirim. Bu kulum da amellerini ihlas içinde rızamı gözeterek yapmadı. Onun için kaydını Siccîn'de yapın» buyurur. Yine melekler bir kulun amelleriyle birlikte semaya doğru yükselirler. Allah'ın dilediği yere ulaşıncaya kadar bu kulun iyi amellerini az görür ve ne kadar değersiz biri olduğunu düşünürler. Sonra Yüce Allah yanlarına gelir ve: «Sizler kulumun amellerini kayda geçiyorsunuz, oysa ben onun içinden geçen şeyleri de bilirim. Bu kulumun yaptığı iyi amelleri katlayıp çoğaltın ve kaydını İlliyyîn'de yapın» buyurur. " Taberânî, İbn Merdûye ve Beyhakî'nin Şuabu'l-îman'da Ebû Umâme'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "İnsanın sağında bulunan melek solunda bulunan meleğin amiridir. Kişi iyilik yaptığı zaman bu iyilik on katıyla yazılır. Bir kötülük yapıp da soldaki melek bunu yazmak istediği zaman sağdaki melek ona: «Bekle!» der. Soldaki melek bunun üzerine altı veya yedi saat bekler. Kişi şayet bağışlanma dilerse yaptığı bu kötülük yazılmaz. Bağışlanma dilememesi halinde de sadece bir kötülük olarak kayda geçer."' Ebu'ş-Şeyh Tefsîr'de Hassan b. Atiyye'den bildirir: "İçlerinde Mekhûl ile İbn Ebî Zekeriya'nın da bulunduğu bir mecliste amellerin kayda geçmesi konusu müzakere edildi. Bu müzakerede kulun bir kötülük yapması halinde bunun üç saat boyunca kayda geçmeyeceği, bağışlanma dilemesi halinde görmezden gelineceği, dilememesi halinde ise kayda geçeceği ifade edildi." İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre Atâ b. Ebî Rebâh şöyle demiştir: Sizden öncekiler Allah'ın Kitab'mı okuma, bir iyiliği emretme, kötülükten alıkoyma veya ihtiyaçları giderme konusunda yapılan zorunlu konuşmalar haricinde fazladan konuşmaları hoş görmezlerdi. Yanınızda yaptığınız her şeyi kayda geçen şerefli yazıcıların olduğunu bilmiyor musunuz? Ki Yüce Allah: "İki melek (insanın) sağında ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadırlar. İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın" buyurur. Birinizin amel defteri açılıp da gününün çoğunun ne dini ne de dünyası konusunda olmayan şeylerle dolu olduğunu görse mahçup olmaz mı?" İbn Ebî Şeybe, Bekr b. Mâiz'den bildirir: Rabî' b. Huseym, arkadaşları da yanındayken kızı geldi ve: "Babacığım! Gidip oynayayım mı?" dedi. Rabî': "Hayır!" karşılığını verdi. Arkadaşları: "Ey Ebû Yezîd! Bırak da gidip oynasın" dediklerinde, Rabî' şu karşılığı verdi: "Amel defterimde «Git ve oyna« sözünün geçmesini istemem. Bunun yerine «Hayırlı bir söz söyle» veya «Hayırlı bir şey yap» gibi sözlerin geçmesini isterim." Beyhaki, Şuabu'l-îman'da Huzeyfe b. el-Yemân'dan bildirir: "Sözün yedi kilidi vardır. Bunlardan kurtulup çıkanlar yazılır, çıkamayanlar ise yazılmaz. Bu yedi kilit de kalp, küçük dil, dil, iki yanak ile iki dudaktır." Hatîb Ruvâtu Mâlik'de ve İbn Asâkir, Mâlik'den bildirir: "Bana ulaşana göre hastanın inlemesi dahil insandan çıkan her söz kayda geçer." İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid: "Hastayken inlemesi dahil kişinin ağzından çıkan her şey kayda geçer" demiştir. İbn Ebi'd-Dünya ve İbn Asâkir, Fadl b. İsa'dan bildirir: Kişi yaşlanıp bastonla yürümeye başladığı zaman iyi amellerini yazan meleğe: "Artık yazma" denilir. Ancak bu melek: "Hayır! Belki 'Lâ ilâhe illallah' der, onu yazarım" karşılığını verir. İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre Mücâhid: "Hasta olan kişinin inlemesi dahil ağzından çıkan her şey kayda geçer" demiştir. İbn Ebî Şeybe'nin Atâ b. Yesâr'dan bildirdiğine göre Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Kul hastalandığı zaman Yüce Allah amellerini yazan meleğe: «İyileştirinceye veya yanıma alıncaya kadar sağlıklıyken işlediği amellerin aynısından yaz» buyurur. " İbn Ebî Şeybe, Selmân'dan bildirir: Kul hastalandığı zaman melek: "Rabbim! Kulunu bu hastalıkla mübtela kıldın!" der. Yüce Allah da: "Ona verdiğim bu hastalığı geçene kadar eskiden olduğu gibi amellerini aynen yazmaya devam et" buyurur. İbn Ebî Şeybe ve Beyhakî Şuabu'l-îman'da Muâz'dan bildirir: Yüce Allah kulunu bir hastalığa maruz bıraktığı zaman soldaki meleğe: "Kalemini tut" der. Sağdaki meleğe de: "Kuluma eskiden yaptığı amellerinin aynısını yazmaya devam et" buyurur. İbn Ebî Şeybe, Nadr b. Enes'ten bildirir: Elli yıl boyunca bizlere hasta olan kişinin iyileştiği zaman annesinden yeni doğmuş gibi olacağı anlatılırdı. Yine elli yıl boyunca bizlere, kul hasta düştüğü zaman Yüce Allah'ın hafaza meleklerine: "Sıhhatinde olduğu gibi yaptığı amelleri aynen yazmaya devam edin" buyurduğu anlatılırdı. İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre Ebu'l-Âliye: "Kişi salih ameller yaparken hasta düştüğü zaman iyileşene kadar sağlıklıyken yaptığı salih ameller aynen yazılmaya devam eder" demiştir. İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre İkrime: "Kul hasta düştüğü zaman her gün sağlıklı iken yaptığı amellerin aynısı huzura çıkar" demiştir. İbn Ebî Şeybe'nin Sâbit'ten bildirdiğine göre Müslim b. Yesâr: "Kul hasta düştüğü zaman iyileşene kadar sağlıklıyken yaptığı en güzeller ameller aynen yazılmaya devam eder" demiştir. İbn Ebî Şeybe, Dârakutnî el-Efrâd'da, Taberânî ve Beyhakî'nin Şuabu'l- îman'da Abdullah b. Amr'dan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Müslümanlardan biri bedeninde bir hastalığa maruz kaldığı zaman Yüce Allah hafaza meleklerine: «Kulum bu hastalıktan kurtuluncaya kadar sağlıklıyken işlediği amellerin aynısını yazın» buyurur." İbn Ebî Şeybe'nin Ebû Mûsa'dan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem): "Hasta olan veya yolculuğa çıkan kişiye (iyileşinceye veya geri dönene kadar) sağlıklıyken veya mukim iken işlediği amellerin aynısı yazılır" buyurmuştur. İbn Ebî Şeybe, Ahmed ve Beyhakî'nin Enes b. Mâlik'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah Müslümanlardan birini bedeninde bir hastalığa maruz bıraktığı zaman hafaza meleklerine: «Kulum bu hastalıktan kurtuluncaya kadar sağlıklıyken işlediği salih amellerin aynısını yazın» buyurur. Yüce Allah bu kişiyi iyileştirdiği zaman günahlarından temizlenmiş bir şekilde iyileştirmiş olur. Canını alması halinde de onu bağışlayıp rahmetine kavuşturur. " Ebu'ş-Şeyh Azame'de ve Beyhakî'nin Şuabu'l-îman' da Enes'ten bildirdiğine göre Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah kulunun amellerini yazmak üzere iki meleği görevlendirmiştir. Kul öldüğü zaman bu iki melek: «Kulun öldü! İzin verirsen semaya geri çıkacağız» derler. Yüce Allah: «Semalar beni tesbih eden meleklerle doludur» karşılığını verir. Melekler: «Yeryüzünde mi kalalım?» dediklerinde, Yüce Allah: «Yeryüzü de beni tesbih eden mahlûkatlarla doludur» buyurur. Melekler: «O zaman nereye gidelim?» dediklerinde, Yüce Allah: «Bu kulumun kabrinde durun. Beni tesbih edin, bana hamdedin ve tekbirler getirin. Kıyamet gününe kadar da bunları onun hesabına yazın» buyurur." İbn Ebî Şeybe, Ahmed Zühd'de, Hakîm et-Tirmizî, Ebû Nuaym ve Beyhakî'nin Şuabu'l-îman'da Amr b. Zer'den, o da babasından bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem): "Yüce Allah kişinin sözünün yanındadır. Onun için kişi konuşacağı zaman Allah'tan korksun ve ne diyeceğine dikkat etsin" buyurmuştur. Hakîm et-Tirmizî, İbn Abbâs'tan merfû olarak aynısını bildirir. |
﴾ 18 ﴿