8“Gizli toplantıdan menedilen, sonra menolundukları şeyi yapmaya kalkışarak günah işlemek, düşmanlık etmek ve Peygambere karşı gelmek konusunda gizli gizli konuşanları görmedin mi? Sana geldiklerinde, Allah'ın seni selamlamadığı bir şekilde seni selamlarlar; içlerinden: «Gerçekten peygamber olsaydı Allah'ın bizi, söylediklerimizden ötürü, cezalandırması gerekmez miydi?» derler. Cehennem onlara yeter. Oraya gireceklerdir. Ne kötü dönüş yeridir orası!" Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid: "Gizli toplantıdan menedilen... gizli gizli konuşanları görmedin mi..." kelâmını açıklarken: "Burada Yahudiler kastedilmektedir" dedi. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mukâtil b. Hayyân der ki: Yahudiler ile Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) arasında bir antlaşma vardı. Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabından bir kişi Yahudilerin yanına uğradığı zaman, onlar kendi aralarında oturup gizli gizli konuşurlardı. Öyle olunca da bu mümin kişi onların kendisini öldürmek veya hoşlanmayacağı bir şey yapmak için gizlice konuştuklarını sanırdı. Mümin bunu görünce onlardan korkar ve onların yanından geçen yolunu değiştirirdi. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Yahudilere gizlice konuşmayı yasakladı, ama onlar bundan vazgeçmeyip gizli gizli konuşmalarına devam ettiler. Bunun üzerine Yüce Allah: "Gizli toplantıdan menedilen, sonra menolundukları şeyi yapmaya kalkışarak günah işlemek, düşmanlık etmek ve Peygambere karşı gelmek konusunda gizli gizli konuşanları görmedin mi? Sana geldiklerinde, Allah'ın seni selamlamadığı bir şekilde seni selamlarlar; içlerinden: «Gerçekten peygamber olsaydı Allah'ın bizi, söylediklerimizden ötürü, cezalandırması gerekmez miydi?» derler. Cehennem onlara yeter. Oraya gireceklerdir. Ne kötü dönüş yeridir orası!"' âyetini indirdi. Ahmed, Abd b. Humeyd, Bezzâr, İbnu'l-Münzir, Taberânî, İbn Merdûye ve Şuabu'l-İmân'da Beyhakî'nin ceyyid bir isnâdla İbn Ömer'den bildirdiğine göre Yahudiler, Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) sövme amaçlı: "Sâmün aleyke (=ölüm üzerine olsun)" derdi. Sonra içlerinden: "Gerçekten peygamber olsaydı Allah'ın bizi, söylediklerimizden ötürü, cezalandırması gerekmez miydi?" derlerdi. Bunun üzerine Yüce Allah: "Sana geldiklerinde, Allah'ın seni selamlamadığı bir şekilde seni selamlarlar..." kelâmını indirdi. Ahmed, Abd b. Humeyd, Buhârî ve Tirmizî'nin Enes'ten bildirdiğine göre Yahudi biri Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ve ashâbının yanına gelip: "es- Sâmü aleyküm (=ölüm üzerinize olsun)" dedi. Ashâb da ona cevap verince, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Onun ne dediğini biliyor musunuz?" diye sordu. Ashâb: "Allah ve Resûlü en iyi bilir. O bize selam verdi ey Allah'ın Peygamberi!" deyince: "Hayır, o size şunu şunu dedi. Onu bana geri getirin" buyurdu. Ashâb onu geri getirince Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Sen : «es-Sâmü aleyküm» mü dedin?" diye sorunca, Yahudi: "Evet öyle dedim" karşılığını verdi. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Ehl-i Kitâb'dan bir kişi size selam verdiği zaman: "Aleyke (senin üzerine olsun)" deyin" buyurdu. Yani Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara: "Dediğin senin üzerine olsun" şeklinde cevap vermemizi emretti. Sonra da: "Sana geldiklerinde, Allah'ın seni selamlamadığı bir şekilde seni selamlarlar..." kelâmını okudu. Abdurrezzâk, Saîd b. Mansûr, Abd b. Humeyd, Buhârî, Müslim, İbnu'l- Münzir, İbn Ebî Hâtim, İbn Merdûye ve Şuabu'l-İmân'da Beyhakî'nin bildirdiğine göre Hazret-i Âişe der ki: Yahudiler, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yanına girip: "es-Sâmu aleyke (=ölüm üzerine olsun) ey Ebu'l-Kâsım" dediler. Ben de ona: "Ve aleykum es-sâmu (=Ölüm sizinde üzerine olsun)" dedim. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : "Ey Âişe! Muhakkak ki Allah, çirkinliği ve çirkin sözleri sevmez" buyurdu. Ben: "Onun: "es-Sâmu aleyke" dediğini işitmedin mi?" dediğimde, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Peki ona: «Ve aleyküm» dediğimi işitmedin mi" karşılığını verdi. Bunun üzerine Allah: "Sana geldiklerinde, Allah'ın seni selamlamadığı bir şekilde seni selamlarlar..." kelâmını indirdi. İbn Ebî Hâtim ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Abbâs bu âyeti açıklarken: "Münafıklar, Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) selam verdiği zaman: "Sâmun aleyke (=ölüm üzerine olsun)" şeklinde selam verirdi. Bunun üzerine bu âyet nâzil oldu" dedi. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Mücâhid: "Sana geldiklerinde, Allah'ın seni selamlamadığı bir şekilde seni selamlarlar..." kelâmını açıklarken: "Yahudiler: "Sâmun aleyke (=ölüm üzerine olsun)" şeklinde selam verir" dedi. |
﴾ 8 ﴿