4

"O, ümmîlere, içlerinden, kendilerine âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara kitabı ve hikmeti öğreten bîr peygamber gönderendir. Hâlbuki onlar, bundan önce apaçık bîr sapıklık içinde idiler. (Allah, o peygamberi) onlardan henüz kendilerine katılmayan başkalarına da göndermiştir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. Bu, Allah'ın dilediğine verdiği lütfudur. Allah, büyük lütuf sahibidir."

Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Katâde: "O, ümmîlere, içlerinden, kendilerine âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara kitabı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderendir. Hâlbuki onlar, bundan önce apaçık bir sapıklık içinde idiler" âyetini açıklarken: "Bu topluluk okuma yazma bilmeyen ve okuyacak kitapları bulunmayan (indirilmeyen) Araplardan ümmî bir topluluktur. Allah, Muhammed'i (sallallahü aleyhi ve sellem) onları hidayete erdirecek bir rahmet olarak gönderdi" dedi.

Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Nesâî, İbnu'l-Münzir ve İbn Merdûye'nin İbn Ömer'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Biz yazmayı ve hesabı bilmeyen ümmî bir ümmetiz" buyurmuştur.

İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Dahhâk: "O, ümmîlere, içlerinden, kendilerine âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara kitabı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderendir..." kelâmını açıklarken: "Onlara Kur'ân'ı okuyan Muhammed'i (sallallahü aleyhi ve sellem) gönderdik, mânâsındadır" dedi. "...Hâlbuki onlar, bundan önce apaçık bir sapıklık içinde idiler" kelâmı hakkında ise: "Burada sapıklık ifadesi ile şirk kastedilmektedir" dedi.

Saîd b. Mansûr, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid: "O, ümmîlere, içlerinden, kendilerine âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara kitabı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderendir..." kelâmını açıklarken: "Burada Araplar kastedilmektedir" dedi. (Allah, o peygamberi) onlardan henüz kendilerine katılmayan başkalarına da göndermiştir..." kelâmı hakkında ise: "Burada da Acemler (Arap olmayanlar) kastedilmektedir" dedi.

Saîd b. Mansûr, Buhârî, Müslim, Tirmizî, Nesâî, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Merdûye, Ebû Nuaym ve Delâil'de Beyhakî'nin bildirdiğine göre Ebû Hureyre der ki: Cuma Sûresi indiği zaman biz Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) yanında oturmuştuk. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bu sûreyi bize okudu ve: "(Allah, o peygamberi) onlardan henüz kendilerine katılmayan başkalarına da göndermiştir..." âyetine ulaşınca bir kişi: "Ya Resûlallah! Kendilerine henüz katılmayanlardan kasıt kimdir?" diye sordu. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) elini Selmân el-Fcrisî'nin başına koyarak: "Canım elinde olana yemin olsun ki, eğer iman Süreyya yıldızının yanında olsa bile bunlardan (Farisilerden) bazı kimseler onu elde ederdi" buyurdu.

Saîd b. Mansûr ve İbn Merdûye'nin Kays b. Sa'd b. Ubâde'den bildirdiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Eğer iman Süreyya yıldızının yanında olsa bile Farisilerden bazı kimseler onu elde ederdi" buyurdu.

Taberânî, ibn Merdûye ve Diyâ'nın Sehl b. Sa'd'dan bildirdiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Benim ashâbımın soylarının soylarının soyunda Cennete hesapsız olarak girecek erkekler ve kadınlar vardır" buyurdu ve: "(Allah, o peygamberi) onlardan henüz kendilerine katılmayan başkalarına da göndermiştir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir." âyetini okudu.

Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid: "(Allah, o peygamberi) onlardan henüz kendilerine katılmayan başkalarına da göndermiştir..." kelâmını açıklarken: "Burada sonradan İslam'ı destekleyen herkes kastedilmektedir" dedi.

Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İkrime: "(Allah, o peygamberi) onlardan henüz kendilerine katılmayan başkalarına da göndermiştir..." kelâmını açıklarken: "Burada tâbiiler kastedilmektedir" dedi.

İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Dahhâk: "(Allah, o peygamberi) onlardan henüz kendilerine katılmayan başkalarına da göndermiştir..." kelâmını açıklarken: "Burada Arap olsun Acem olsun kıyamet gününe kadar her Müslüman olup da salih amel işleyen kişiler kastedilmektedir" dedi.

İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Bu, Allah'ın dilediğine verdiği lütfudur..." kelâmını açıklarken: "Burada lütuf ifadesi ile din kastedilmektedir" dedi.

4 ﴿