16

"İtaat etme yemin edip duran aşağılık kimseye, koğuculuk eden, söz götürüp getirene, hayra engel olan, mütecaviz günahkâra, kaba ve soysuz olana! Mal ve oğullar sahibi olmuş diye... Yakında biz onun burnunu damgalayacağız."

İbn Merdûye, Ebû Osman en-Nehdî'den bildirir. İnsanlar Yezîd'e biat ettiklerinde Mervân b. el-Hakem: "Ebû Bekr ve Ömer'in de sünneti budur" dedi. Abdurrahman b. Ebî Bekr: "Bu Ebû Bekr ile Ömer'in sünneti değil, aksine bu (Bizans kiralı) Hirakl'in sünnetidir" karşılığını verince, Mervân: "Bu adam Yüce Allah'ın, hakkında: "Anne ve babasına, «Öf size! Benden önce nice nesiller gelip geçmiş iken, beni çıkartılmakla mı tehdit ediyorsunuz?» diyen kimse..." âyetini indirdiği kişidir" dedi. Hazret-i Âişe bunu duyunca Mervân'a şöyle dedi: "Bu âyet Abdurrahman hakkında nâzil olmadı. Ama senin baban hakkında: "İtaat etme yemin edip duran aşağılık kimseye, koğuculuk eden, söz götürüp getirene, hayra engel olan, mütecaviz günahkâra, kaba ve soysuz olana..." âyetleri nâzil oldu.

İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Abbâs: "İtaat etme yemin edip duran aşağılık kimseye" âyetini açıklarken: "Yemin edip duran bu aşağılık kişi Esved b. Abdi Yağûs'tur" demiştir.

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Âmir eş-Şa'bî: "İtaat etme yemin edip duran aşağılık kimseye" âyetini açıklarken: "Bu aşağılık kişi Sakîf kabilesinden Ahnes b. Şarîk adında biriydi" demiştir.

Abdurrezzâk ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî): "İtaat etme yemin edip duran aşağılık kimseye" âyetini açıklarken: "Zayıf biri olduğu için her şey için yemin edeni dinleme" demiştir.

Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid: "İtaat etme yemin edip duran aşağılık kimseye"' âyetini açıklarken: "Her şeyde yemin edip duran korkak ve ödlek olan kişiye itaat etme" demiştir. "Kaba ve soysuz olana" âyetini açıklarken de: "İbn Abbâs'a göre bundan kasıt, kaba saba hareketleri, asabi huyu olan, bir aileye sonradan katılan ve soy olarak kendilerinden olmayan kişidir" demiştir.

Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Katâde: "itaat etme yemin edip duran aşağılık kimseye" âyetini açıklarken: "Aşağılık (=muhîn) olması çokça kötülük yapmasındandır" demiştir. "Koğuculuk eden, söz götürüp getirene" âyetini açıklarken: "İnsanların etini yiyene" demiştir. "Hayra engel olan, mütecaviz günahkâra" âyetini açıklarken: "Herhangi bir iyilikte bulunmayan, sözlerinde de, işlerinde de haddini aşana" demiştir. "Kaba ve soysuz olana" âyetini açıklarken de şöyle demiştir: "Çirkin ve kötü bir huya sahip olan kişidir. Bize bildirilene göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kabalık, ahlâksızlık, kötü komşuluk ve akrabalarla bağların kesilmesi yayılmadıkça kıyamet kopmaz" buyurmuştur."

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Ebû Umâme: "Kaba ve soysuz olana" âyetini açıklarken: "Ahlaksız ve rezil kişidir" demiştir.

Abdurrezzâk ve Abd b. Humeyd, Hasan ile Ebu'l-Âliye'den aynısını bildirir.

Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir, Ebu'l-Âliye'den bildirir: (.....) ifadesi sağlıklı olan kişi anlamındadır, (.....) ifadesi ise günahkar anlamındadır. " Başka bir lafız da: (.....) ifadesi kafir anlamındadır" şeklinde geçer.

Abd b. Humeyd ve İbn Asâkir, İkrime'den o da İbn Abbâs'tan bildirir: (.....) ifadesi soysuz olan, başkaları tarafından sahiplenilen kişidir. Şaririn:

"Başhalan tarafından sahiplenilen soysuz Liridir

Paçaların derinin kenarlarına eklenmesi gibi" dediğini İşitmez misin?"

İbnu'l-Enbârî'nin eî-Vakf ve'l-İbtidâ'da bildirdiğine göre İkrime'ye (.....) ifadesi sorulunca: "Veledi zinadır" dedi ve anlamı konusunda bir şairden şöyle bir beyit okudu:

"Zenîm biridir babası kim belli değildir

Annesi fahişe olan rezil bir soya sahiptir. "

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Mücâhid: (.....) âyetini açıklarken şöyle demiştir: "Bu kişi iri yarı (=utull) bir adamdı. Elinde fazlalık olan bir et parçası (zeneme) vardı ve bu et parçası onun bir sıfatı (zenîm) olarak bilinirdi."

Abd b. Humeyd, Şehr b. Havşeb'den bildirir: (.....) ifadesi sağlıklı, çokça yiyip içen kişi kişi anlamındadır. (.....) ifadesi ise günahkar anlamındadır."

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre İkrime: (.....) âyetini açıklarken şöyle demiştir: "Keçinin küpelerinden tanınması gibi kafir olan kişi de müminden öyle ayrılır. Keçinin küpeleri de gerdanında memeye benzer iki uzantıdır."

Abd b. Humeyd, Mücâhid'den bildirir: "Keçinin gerdan memesinin olup olmaması nasıl bilinebiliyorsa zenîm olan kişi de böylesi bir özellikten tanınıp bilinir."

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Saîd b. el-Müseyyeb: (.....) âyetini açıklarken: "Zenîm, başka bir soya sonradan katılan, kendilerinden olmadığı halde onlardan sayılan kişidir" demiştir.

Abd b. Humeyd, Şehr b. Havşeb'den bildirir: İbn Abbâs: "Altı kişi Cennete asla girmez. Bunlar ana babasına asi olan, alkolik olan, ca'sel olan, cevvâz olan, kattât olan ve utul ve zenîm olan kişilerdir" dedi. Kendisine: "Ey İbn Abbâs! İlk ikisini anladık da diğer dördü ne oluyor?" diye sorduğumda da şöyle dedi: "Ca'sel kırıcı, kaba saba davranan kişidir. Cevvâz mal biriktirip cimri davranan kişidir. Kattât gıybet yaparak insanların etini yiyen kişidir. Utul ve zenîm ise insanlar arasında koğuculuk yapan kişidir."

Ahmed, Abd b. Humeyd, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, İbn Merdûye ve İbn Asâkir, Şehr b. Havşeb'den bildirir: Abdurrahman b. Ğanm'ın bana bildirdiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Cevvâz, Ca'zarî ve utullun zenîm olan kişiler Cennete giremez" buyurmuştur. Müslümanlardan biri: "Cevvâz, Ca'zarî ve utullun zenîm olmak nedir?" diye sorunca, Allah Resûlü şöyle buyurmuştur: "Cevvâz mal biriktirip cimri davranandır. Derileri kavurup soyan alevli Cehennem ateşi bu kişiyi kendine doğru çağıracaktır. Ca'zarî ise kırıcı, kaba saba olan kişidir. Yüce Allah bu konuda: «Allah'ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi...» buyurur. Utullun zenîm'e gelince katı, sert, umursamaz, sağlıklı, bolca yiyip içen, istediği kadar yiyecek ve içecek bulan, insanlara zulmeden kişidir."

İbn Sa'd ve Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Amir(-i Şa'bi)'ye Zenîm ifadesinin anlamı sorulunca şöyle dedi: "Kötülük kendisinin bir sıfatı olan ve bununla tanınan kişidir. Sakîf kabilesinden Ahnes b. Şarîk adında birisidir."

İbn Ebî Şeybe ve İbnu'l-Enbârî el-Vakf ve'l-İbtidâ'da bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Zenîm, başkaları tarafından sahiplenilen, soysuz, kendi soyundan başka bir soya katılan rezil kişidir" demiş ve:

"Başkaları tarafından sahiplenilen soysuz biridir

Paçaların derinin kenarlarına eklenmesi gibi" şeklinde bir beyit okumuştur.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Süddî: "itaat etme yemin edip duran aşağılık kimseye" âyetini açıklarken: "Ahnes b. Şarîk hakkında nâzil oldu" demiştir.

Abdurrezzâk ve İbnu'l-Münzir, Kelbî'den aynısını bildirir.

İbn Cerîr ve İbn Merdûye, İbn Abbâs'tan bildirir: "İtaat etme yemin edip duran aşağılık kimseye, koğuculuk eden, söz götürüp getirene, hayra engel olan, mütecaviz günahkâra..." âyetleri Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) nâzil olduğu zaman bunun kim olduğunu bilmiyorduk. Ancak: (.....) âyeti de nâzil olunca bu kişinin kim olduğunu anladık. Zira onun da keçinin gerdan küpesi gibi boğazında sarkan bir et parçası (=zeneme) vardı."

Tayâlisî, Ahmed, Buhârî, Müslim, Tirmizî, Nesâî, İbn Mâce ve İbn Merdûye, Hârise b. Vehb'den bildirir: Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Sizlere Cennet ahalisinin kim olduklarını söyleyeyim mi? Bunlar zayıf olan ve zayıf görülen , yemin edecek olsa Yüce Allah tarafından bu yemini doğru çıkarılan kişilerdir. Peki, Cehennem ahalisinin kimler olduğunu söyleyeyim mi? Bunlar da kaba, kırıcı, mal biriktirip cimri davranan ve böbürlenen kimselerdir. "

Abdurrezzâk, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in Zeyd b. Eslem'den bildirdiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Sema, Yüce Allah tarafından kendisine sağlıklı bir beden, huzur içinde bir kalp, yeteri kadar mal ihsan ettiği halde insanlara karşı zalim olan bir kula ağlar. (Ayette geçen) utullun zenîm de işte böyle bir kişidir."

İbn Ebî Hâtim, Muâviye'nin azatlısı Kâsım ile Mûsa b. Ukbe'den bildirir: Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) utullun zenîm olan kişinin kim olduğunu sorulunca: "Kaba ve rezil olan kişidir" buyurdu.

Ebu'ş-Şeyh, İbn Merdûye ve Deylemî, Ebu'd-Derdâ'dan bildirir: (.....) âyeti konusunda Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Utull olan kişi umursamaz, huysuz, yiyecek ve içecek konusunda obur, mal biriktirip iyilik yapmaktan uzak duran kişidir."

Ahmed, Hâkim ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre Abdullah b. Amr: "Hayra engel olan, mütecaviz günahkâra, kaba ve soysuz olana"' âyetlerini okudu ve şöyle dedi: Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Cehennem ahalisi kaba saba, kırıcı, böbürlenen, malk biriktirip cimri davranan kişilerden oluşmaktadır. Cennet ahalisi de zayıf görülen ve çaresizlerden oluşmaktadır."

İbn Merdûye, Hârise b. Vehb'den bildirir: Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Sizlere Cennet ahalisinin kim olduklarını söyleyeyim mi? Bunlar zayıf olan ve zayıf görülen, (buna karşılık) yemin edecek olsa Yüce Allah tarafindan bu yemini doğru çıkarılan kişilerdir. Peki, Cehennem ahalisinin kimler olduğunu söyleyeyim mi? Bunlar da kaba, kırıcı, mal biriktirip cimri davranan ve böbürlenen kimselerdir."

Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim, İbn Abbâs'tan bildirir: "Utull soysuz olan, başkaları tarafından sahiplenilen kişidir. Zenîm ise kötülükle tanınan ve kendilerinden şüphe duyulan kişilerdir."

Firyâbî, Abd b. Humeyd, İbnu'l-Münzir, Harâitî Mesâviu'l-Ahlâk'ta ve Beyhakî'nin bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) âyetini açıklarken: "Keçinin gerdan küpesiyle (.zeneme) bilinmesi gibi kötülüğüyle tanınıp bilinen kişidir" demiştir.

İbn Ebî Hâtim, İbn Abbâs'tan bildirir: Zenîm, bir topluluğun yanından geçerken onun hakkında: "Ne kötü adamdır" denilen kişidir.

Buhârî, Nesâî, İbn Ebî Hâtim, İbn Merdûye ve Ebû Nuaym'ın bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) âyetini açıklarken şöyle demiştir: "Bu kişi Kureyş'ten bir adamdı. Keçinin gerdan küpesi gibi boğazında bir et parçası vardı ve bununla tanınırdı."

İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Abbâs bu âyetleri açıklarken şöyle demiştir: "Bu kişinin âyetlerde özellikleri anlatıldı, ancak kim olduğu bilinemedi. En sonunda Zenîm denilince anlaşıldı. Zira bu kişinin boynunda keçinin gerdan küpesini andıran bir et parçası vardı ve bununla biliniyordu."

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Zenîm, başkalarının soyuna katılan soysuz kişidir" demiştir.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Zenîm, başkaları tarafından sahiplenilen soysuz, ahlâksız ve rezil kişidir" demiştir.

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Zenîm, zalim kişidir" demiştir.

Tastî'nin Mesâü'de bildirdiğine göre Nâfi' b. el-Ezrak, İbn Abbâs'a: (.....) ifadesinin anlamını sorunca, İbn Abbâs: "Zinadan olma soysuz kişi anlamındadır" dedi. Nâfi': "Araplar öylesi bir ifadeyi bilir mi ki?" diye sorunca da İbn Abbâs şu karşılığı verdi: "Evet, bilirler. Şairin:

"Başkaları tarafından sahiplenilen soysuz biridir

Paçaların derinin kenarlarına eklenmesi gibi" dediğini İşitmez misin?"

Abdurrezzâk ve Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Ali b. Ebî Tâlib: "Zenîm, rezil ve kafir olan kişidir" demiştir.

İbn Cerîr, İbn Ebî Hâtim ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) ifadesini: "Yalancı" şeklinde açıklamıştır, (.....) ifadesini: "Gıybetçi" şeklinde açıklamıştır, (.....) ifadesini: "Acımasız, katil" şeklinde açıklamıştır. (.....) ifadesini: "Başkalarının soyuna katılan, soysuz" şeklinde açıklamıştır. "Yakında biz onun burnunu damgalayacağız" âyetini açıklarken de: "Bu kişi Bedir savaşına katılmış ve kılıçla burnu kesilerek damgalanmıştır" demiştir.

Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Katâde: "Yakında biz onun burnunu damgalayacağız" âyetini açıklarken: "Burnuna devamlı olarak taşıyacağı bir işaret konulacaktır" demiştir.

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Katâde: "Yakında biz onun burnunu damgalayacağız" âyetini açıklarken: "Ona öyle bir işaret koyacağız ki bunu hep üzerinde taşıyacaktır" demiştir.

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Âsim, "Mal ve oğullar sahibi olmuş diye" âyetini "Malı ve oğulları var diye mi?" anlamına gelecek şekilde: (.....) lafzıyla okurdu.

İbn Ebî Hâtim, Taberânî, İbn Merdûye ve Şuabu'l-îman'da Beyhakî'nin Abdullah b. Amr'dan bildirdiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kişi başkaları hakkında konuşan, onlarla alay eden, lakap takan biri olarak öldüğü zaman kıyamet gününde Yüce Allah her iki yanağının üzerine kendisiyle tanınacağı bir işaret koyacaktır. "

16 ﴿