4"Melekler ve Ruh ona süresi elli bin yıl olan bir günde yükselir." Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Âsim, "Melekler ve Ruh ona süresi elli bin yıl olan bir günde yükselir" âyetini: (.....) lafzıyla, "o" harfiyle okumuştur. Abd b. Humeyd, Ebû İshâk'tan bildirir: Abdullah (b. Mes'ûd), "Melekler ve Ruh ona süresi elli bin yıl olan bir günde yükselir" âyetini: (.....) lafzıyla, (.....) harfiyle okurdu. İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "...Süresi elli bin yıl olan bir günde..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: Yüce Allah'ın emrinin vardığı yerin en alt kısmından yedi kat semanın en son noktasına kadar olan mesafe elli bin yıllık mesafedir. "Süresi sizin hesabınızla bin yıl olan bir günde" âyetinde ise Allah'ın emrinin katından yere inmesi veya bir şeyin yeryüzünden katına çıkmasının bir gün sürdüğü ifade edilmiştir. Bu günün miktarı da insanların zaman ve hesabına göre bin yıl sürmektedir. Zira sema ile yer arasında beş yüz yıllık bir yolculuk mesafesi vardır. İbn Ebî Hâtim, İbn Abbâs'tan bildirir: "Yerin her bir tabakasının kalınlığı beş yüz yılık bir mesafedir. İki tabaka arasında da yine beş yüz yıllık bir mesafe vardır. Semanın her bir katından diğer katına kadar beş yüz yıllık bir mesafe vardır. Bu şekilde yerin yedi katı ile semanın yedi katı on dört bin yıllık bir mesafeyi oluşturmaktadır. Yedinci kat sema ile Arş'ın arasında da otuz altı bin yıllık bir mesafe vardır. İşte "...Süresi elli bin yıl olan bir günde..." âyetinde zikredilen elli bin yıllık süreden kasıt budur." İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve Beyhakî'nin el-Ba's'da bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Süresi sizin hesabınızla bin yıl olan bir günde" âyetini açıklarken: "Dünyada iken olan bir şeydir. Melekler miktarı bin yıl olan bir günde semaya çıkarlar" demiştir. "Süresi elli bin yıl olan bir günde" âyetini açıklarken de: "Bu da âhirettedir. Yüce Allah âhiretteki bir günü kafirler için elli bin yıl uzunluğunda yapar" demiştir. İbn Ebî Hâtim ve Beyhakî'nin el-Ba s'da bildirdiğine göre İbn Abbâs: "...Süresi elli bin yıl olan bir günde..." âyetini açıklarken: "Kıyamet günlerinden bir günü sizin şimdiki günlerinize göre ölçecek olursanız oradaki bir günün sizin elli bin yılınıza denk geldiğini görürdünüz" demiştir. İbn Merdûye, İkrime'den bildirir: Adamın biri İbn Abbâs'a: "Süresi elli bin yıl olan bir günde" âyeti, "Gökten yere kadar bütün işleri Allah yürütür. Sonra bu işler, süresi sizin hesabınızla bin yıl olan bir günde O'na yükselir" yükselir" âyeti ve "Bir de senden acele azap istiyorlar. Hâlbuki Allah asla vaadinden caymaz. Şüphesiz Rabbinin nezdinde bir gün, sizin saydığınız bin yıl gibidir" âyetinde bahsedilen süreler nedir?" diye sorunca, İbn Abbâs şu karşılığı verdi: "Kıyamet günü dünya günlerinden elli bin yıl kadardır. Yüce Allah gökleri ile yeri altı günde yaratmıştır. Bunlardan her bir gün de bizim hesabımıza göre bin yıldır. "Gökten yere kadar bütün işleri Allah yürütür. Sonra bu işler, süresi sizin hesabınızla bin yıl olan bir günde O'na yükselir" âyetinde bahsedilen de işlerin Allah katına ulaşana kadar alacağı yoldur." Abdurrezzâk ve Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Mücâhid ve İkrime: "...Süresi elli bin yıl olan bir günde..." âyetini açıklarken şöyle demişlerdir: "Başından sonuna kadar dünyanın ömrü elli bin yıldır. Bu da kıyamet gününe oranla bir günlüktür." Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd ve Azame'de Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Vehb b. Münebbih: "Yerin en altından Arş'a kadar olan mesafe elli bin yıllıktır" demiştir. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Katâde: "...Süresi elli bin yıl olan bir günde..." âyetini açıklarken: "Bu günden kasıt, kıyamet günüdür" demiştir. Ahmed, Ebü Ya'lâ, İbn Cerîr, İbn Hibbân ve Beyhakî el-Ba's'da Ebû Saîd el- Hudrî'den bildirir: Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem): ""...Süresi elli bin yıl olan bir günde..." âyetinde bahsedilen gün ne kadar da uzun bir günmüşî" denilince, Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem): "Canım elinde olana yemin olsun ki bu gün mümine dünyada iken kıldığı bir farz namazı uzunluğu kadar hafif ve kısa kılınır" buyurdu. Abdurrezzâk ve Abd b. Humeyd, İbrâhim et-Teymî'den bildirir: "Kıyamet gününün uzunluğu mümin için öğle ile ikindi arasındaki zaman kadardır." Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Abdullah b. Amr: "Kıyamet gününün sıkıntısı öyle ağır olur ki kafir boğazına kadar ter içinde kalır" dedi. Kendisine: "Öylesi bir günde müminlerin durumu ne olacaktır?" diye sorulunca da şöyle dedi: "Oturmaları için onlara altından tahtlar kurulur. Bulutlar onlara gölge yapar. O gün de kendilerine şimdiki günlerinizden bir gün kadarlık kısa ve hafif tutulur." Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî): "O gün müminlere dünyada iken bir farz namazı uzunluğu kadar kısa gelir" demiştir. İbn Ebî Hâtim, Hâkim ve Beyhakî'nin el-Ba's'da Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet günü müminler için ancak öğle ile ikindi arası kadarlık bir zaman uzunluğunda olur." |
﴾ 4 ﴿