10"Yüzünü ekşitti ve geri döndü. Âmânın kendisine gelmesinden ötürü. Ne bilirsin, belki de o arınacak. Yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek. Kendisini ihtiyaçsız görene gelince, sen ona yönetiyorsun. Arınmak istememesinden sana ne? Fakat koşarak sana gelen, Allah'tan korkarak gelmişken sen onunla ilgilenmiyorsun." Tirmizî, İbnu'l-Münzir, İbn Hibbân, Hâkim ve İbn Merdûye, Hazret-i Âişe'den bildirir: Abese Sûresi âma olan İbn Ümmü Mektûm hakkında nazil oldu. İbn Ümmi Mektûm, Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip: "Yâ Resûlallah! Bana irşatta bulun" demeye başladı. Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) de o an yanında müşriklerin ileri gelenlerinden biri vardı. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) yüzünü ondan çeviriyor ve müşrikle ilgilenip: "Bu söylediklerimde kötü bir şey var mı?" diye soruyordu. Müşrik olan da: "Hayır! Görmüyorum" diye karşılık veriyordu. İşte bu sûre bunun üzerine nazil oldu. İbnu'l-Münzir ve İbn Merdûye, Hazret-i Âişe'den bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Kureyşlilerin ileri gelenlerinin bulunduğu bir meclisteydi. İçlerinde Ebû Cehil ve Utbe b. Rabîa da vardı. Onlara: "Şu şu şeylerle gelmiş olmam iyi değil mi?" diye soruyor, onlar da: "Vallahi iyi" diyorlardı. Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) onlarla bu şekilde meşgul iken İbn Ümmi Mektûm geldi ve ona sorular sormaya başladı. Allah Resûlü müşriklerle ilgilendiği için ona yüz vermeyince, Yüce Allah: "Kendisini ihtiyaçsız görene gelince, sen ona yöneliyorsun. Arınmak istememesinden sana ne? Fakat koşarak sana gelen, Allah'tan korkarak gelmişken sen onunla ilgilenmiyorsun" âyetlerini indirdi. Son âyette zikredilen ve Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) ilgilenmediği kişiden kasıt da İbn Ümmi Mektûm'dur. Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd ve Ebû Ya'lâ, Enes'ten bildirir: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Ubey b. Halef ile konuşuyorken İbn Ümmi Mektûm geldi. Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem), Ubey'le konuştuğu için onunla ilgilenmeyince, Yüce Allah: "Yüzünü ekşitti ve geri döndü. Âmânın kendisine gelmesinden ötürü..." âyetlerini indirdi. Bu âyetlerin nüzulundan sonra Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), İbn Ümmi Mektûm'u ne zaman görse ilgilenir ve ikramlarda bulunurdu. İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir, İbn Abbâs'tan bildirir. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), Utbe b. Rabîa, Abbâs b. Abdilmuttalib ve Ebû Cehil b. Hişâm ile konuşuyordu. Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) imana gelmeleri için bunlarla ilgilenip, bir yandan yürüyor bir yandan da konuşuyorken Abdullah b. Ümmi Mektûm adında kör biri geldi. Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem)'e: "Yâ Resûlallah! Yüce Allah'ın sana öğrettiğinden bana da öğret" deyip kendisine âyetlerden okumasını istedi. Ancak Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ondan yüz çevirdi, ona karşı yüzünü ekşitti. Onunla konuşmak istemedi ve diğerleriyle ilgilendi. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlarla olan konuşmasını bitirince evine doğru dönüşe geçti. Yolda iken Yüce Allah görmesinin bir kısmını aldı. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) böyle olunca kafasını sallamaya başladı. Sonrasında: "Yüzünü ekşitti ve geri döndü. Âmânın kendisine gelmesinden ötürü..." âyetleri nazil oldu. Bu konuda bu âyetler nazil olunca Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Abdullah b. Ümmi Mektûm'la ilgilenip konuştu. Her gördüğünde de: "Bir ihtiyacın var mı? Bir şey ister misin?" diye sormaya başladı. Saîd b. Mansûr, Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Ebû Mâlik: "Yüzünü ekşitti ve geri döndü. Âmânın kendisine gelmesinden ötürü" âyetlerini açıklarken şöyle demiştir: Abdullah b. Ümmi Mektûm, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yanına geldiğinde ona karşı yüzünü ekşitip ilgilenmedi, zira Umeyye b. Halef ile konuşuyordu. Bunun üzerine Yüce Allah: "Kendisini ihtiyaçsız görene gelince, sen ona yöneliyorsun" âyetlerini indirdi. İbn Ebî Hâtim, Hakem'den bildirir: "Bu âyetlerin nazil olmasından sonra Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) bir zengine ilgi gösterdiği veya bir fakirden yüz çevirdiği görülmedi." İbn Ebî Hâtim, İbn Zeyd'den bildirir: "Şayet Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) nazil olan vahiyden bir şey gizlemiş olsaydı bu âyetleri gizlerdi." Taberânî ve İbn Merdûye, Ebû Umâme'den bildirir: Hakkında, "Yüzünü ekşitti ve geri döndü. Âmânın kendisine gelmesinden ötürü" âyetlerinin nazil olduğu âma Abdullah b. Ümmi Mektûm, Allah Resülü'ne (sallallahü aleyhi ve sellem) geldi ve: "Yâ Resûlallah! Gördüğün gibi yaşlandım, kemiklerim zayıfladı. Gözlerim gitti. Beni namaza götüren kişi de artık bana ayak uyduramıyor. Namazlarımı evimde kılma ruhsatım var mı?" dedi. Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) ona: "Müezzinin sesini duyuyor musun?" diye sorunca, Abdullah: "Evet, duyuyorum" dedi. Bunun üzerine Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem): "O zaman namazları evinde kılma ruhsatın yoktur" buyurdu. İbn Merdûye, Ka'b b. Ucre'den bildirir: Hakkında, "Yüzünü ekşitti ve geri döndü. Âmânın kendisine gelmesinden ötürü" âyetlerinin nazil olduğu âma Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) geldi ve: "Yâ Resûlallah! Namaz için ezanı duyduğumda bazen beni Mescid'e götürecek birini bulamıyorum" dedi. Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem): "Ezanı duyduğun zaman müezzinin bu davetine icabet eti" buyurdu. Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid: "Âmânın kendisine gelmesinden ötürü" âyetini açıklarken: "Bu âma kişi Fihr oğullarından Abdullah b. Ümmi Mektûm adında biridir" demiştir. "Kendisini ihtiyaçsız görene gelince" âyetini açıklarken de: "Bunlar Utbe b. Rabîa, Şeybe b. Rabîa ve Umeyye b. Haleftir" demiştir. İbn Sa'd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Dahhâk: "Yüzünü ekşitti ve geri döndü" âyetini açıklarken şöyle demiştir: "Yüzünü ekşitenden kasıt Resûlullah'tır (sallallahü aleyhi ve sellem). Kureyş'in eşrafından bir adamı görünce onu İslam'a davet etti. O sırada Abdullah b. Ümmi Mektûm geldi ve Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) İslam'ın emirleri hakkında bazı sorular sormaya başladı. Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) diğer adamla ilgilendiği için Abdullah'a karşı yüzünü ekşitti. Yüce Allah da ona sitem babında bu âyetleri indirdi. Bu âyetler nazil olunca da Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Abdullah'ı çağırdı ve ona ikramlarda bulundu. Daha sonraları onu iki defa Medine'ye halefi olarak bıraktı." Hâkim, İbn Merdûye ve Beyhakî Şuabu'l-îman'da Mesrûk'tan bildirir: Hazret-i Âişe'nin yanına girdiğimde yanında âma biri vardı ve ona kestiği ağaç kavununu bal ile yediriyordu. "Ey müminlerin annesi! Bu kim?" diye sorduğumda Hazret-i Âişe şöyle dedi: "Kendisi yüzünden Yüce Allah'ın Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) sitem ettiği İbn Ümmi Mektûm'dur. Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) yanında Utbe ve Şeybe varken yanına gelmişti. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona yüz vermeyip Utbe ve Şeybe ile ilgilenince: "Yüzünü ekşitti ve geri döndü. Âmânın kendisine gelmesinden ötürü" âyetleri nazil oldu. Buradaki âma da İbn Ümmi Mektûm'dur." Abd b. Humeyd, Mücâhid'den bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Kureyş'in liderlerinden biriyle Müslüman olur umuduyla baş başa konuşurken âma olan Abdullah b. Ummi Mektûm geldi. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Onu görünce gelişinden pek hoşlanmadı ve içinden: "Şimdi bu Kureyşli onu görürse: «Ona körler, fakirler ve köleler tâbi oluyor» diyecek" şeklinde düşünmeye başladı. Yüzünü ekşitince de: "Yüzünü ekşitti ve geri döndü. Âmânın kendisine gelmesinden ötürü..." âyetleriyle başlayan sûre nazil oldu. |
﴾ 10 ﴿