3

"Andolsun burçlara sahip gökyüzüne, vaadedilmîş güne, şahide ve şahit olunana."

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Burçlar, gökyüzünde olan saraylardır" demiştir.

İbnu'l-Münzir, A'meş'ten bildirir: Abdullah'ın öğrencileri: "Andolsun burçlara sahip gökyüzüne" âyetini açıklarken: "Sarayları bulunan gökyüzüne andolsun, anlamındadır" derlerdi.

Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Ebû Sâlih: "Andolsun burçlara sahip gökyüzüne" âyetini açıklarken: "Burçlardan kasıt, büyük yıldızlardır" demiştir.

İbn Merdûye, Câbir b. Abdillah'tan bildirir: Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem), "Andolsun burçlara sahip gökyüzüne" âyeti sorulunca: "Burçlardan kasıt yıldızlardır" buyurdu. "Gökte burçlar vareden, orada ışık saçan Güneş ve aydınlatan Ay'ı yaratan Allah, yücelerin yücesidir" âyeti sorulunca:

"Burada da burçlardan kasıt yıldızlardır" buyurdu. "Nerede olursanız olun, sağlam burçlar içinde bulunsanız bile, ölüm size yetişecektir..." âyeti sorulunca: "Buradaki burçlardan kasıt saraylardır" buyurdu.

Abdurrezzâk ve Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Katâde: "Andolsun burçlara sahip gökyüzüne, vaadedilmiş güne, şahide ve şahit olunana" âyetlerini açıklarken şöyle demiştir: "Gökyüzünün burçları yıldızlarıdır. Vaadedilmiş günden kasıt da kıyamet günüdür. Şahid olan ile şahit olunan da Yüce Allah'ın değerini yüksek kıldığı ve dünyada olan iki gündür. Bu günlerden birinin kıyamet günü, diğerinin ise Arafe günü olduğu bize anlatılırdı."

Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî): "Andolsun burçlara sahip gökyüzüne, vaadedilmiş güne, şahide ve şahit olunana" âyetlerini açıklarken şöyle demiştir: "Gökyüzü en güzel bir şekilde dokunup yaratıldıktan sonra yıldızlarla süslenmiştir. Vaadedilmiş bu gün kıyamet günüdür. Şahid olan gün Cuma günü, şahit olunan da kıyamet günüdür."

Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid: "Andolsun burçlara sahip gökyüzüne" âyetini açıklarken: "Gökyüzünün burçlarından kasıt yıldızlarıdır" demiştir. "Şahide ve şahit olunana" âyetini açıklarken de: "Şahit olan insanoğludur. Şahit olunan da kıyamet günüdür" demiştir.

İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Vaadedilmiş güne, şahide ve şahit olunana" âyetlerini açıklarken şöyle demiştir: "Vaadedilmiş gün kıyamet günüdür. Şahit olan gün Cuma günü, şahit olunan gün de Arafe günüdür ki bir diğer adı Haccı Ekber'dir. Yüce Allah Cuma gününü Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) ile ümmetine bayram günü kılmıştır. Bu günü onların bayramı yaparak da İslam ümmetini diğer ümmetlerden daha üstün kılmıştır. Cuma günü Allah katında günlerin efendisidir. Yüce Allah'ın en sevdiği ameller de böylesi bir günde yapılan amellerdir. Bugünde de öyle bir an vardır ki namaz kılıp hayır duasını bu ana denk getiren Müslüman kula Yüce Allah istediği şeyi verir."

Abd b. Humeyd, Tirmizî, İbn Ebi'd-Dünya Ehvâl'de, İbn Cerîr, İbnu'l- Münzir, İbn Ebî Hâtim, İbn Merdûye ve Beyhakî'nin Sünen'de Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

"Vaadedilmiş gün kıyamet günü, şahit olunan gün Arafe günü, şahit olan gün de Cuma günüdür. Güneş bu günden daha üstün bir günün üzerine doğmuş veya batmış değildir. Bu günde de öyle bir an vardır ki hayır duasını bu ana denk getiren mümin kula Yüce Allah mutlaka icabet eder. Böylesi bir anda bir şeyden sığınan kişiyi de Yüce Allah sığındığı şeye karşı korur. "

Hâkim, İbn Merdûye ve Beyhaki, Ebû Hureyre'den bildirir: "Şahide ve şahit olunana" âyeti konusunda Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Şahit olan gün Arafe günü ile Cuma günüdür. Şahit olunan gün de vaad edilmiş olan gündür ki o da kıyamet günüdür" buyurmuştur.

Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Hazret-iAli: "Vaadedilmiş gün kıyamet günü, şahit olan gün Cuma günü, şahit olunan gün de Kurban bayramı günüdür" demiştir.

İbn Cerîr, Taberânî ve İbn Merdûye, Şurayh b. Ubeyd vasıtasıyla Ebû Mâlik el-Eş'arî'den bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Vaadedilmiş gün kıyamet günü, şahit olan gün Cuma günü, şahit olunan gün de Arafe günüdür. Cuma gününü Yüce Allah bizim için seçmiştir. Orta namazdan (=Salâtu'l-Vustâ) kasıt da ikindi namazıdır."

Saîd b. Mansûr, Şurayh b. Ubeyd'den mürsel olarak aynısını bildirir.

İbn Merdûye ve İbn Asâkir, Cübeyr b. Mut'îm'den bildirir: "Şahide ve şahit olunana" âyeti konusunda Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Şahit olan gün Cuma günü, şahit olunan gün de Arafe günüdür" buyurmuştur.

Abd b. Humeyd de İbn Abbâs ve Ebû Hureyre'den mevkûf (yani onun sözü) olarak aynısını bildirir.

Saîd b. Mansûr, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbn Merdûye'nin Saîd b. el- Müseyyeb'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Günlerin efendisi Cuma günüdür ki şahit olan gün de budur. Şahit olunan gün de Arafe günüdür" buyurmuştur.

İbn Mâce, Taberânî ve İbn Cerîr'in Ebu'd-Derdâ'dan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Cuma günü bana çokça salatu selam edin. Zira bu gün şahit olunan bir gündür ki melekler bu güne şahit olurlar" buyurmuştur.

Abdurrezzâk, Firyâbî, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Ali b. Ebî Tâlib: "Şahide ve şahit olunana" âyetini açıklarken: "Şahit olan gün Cuma günü, şahit olunan gün de Arafe günüdür" demiştir.

İbn Cerîr ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre adamın biri Hasan b. Ali'ye, "Şahide ve şahit olunana" âyetini sordu. Hasan: "Benden önce bunu kimseye sordun mu?" deyince, adam: "Senden önce İbn Ömer ile İbnu'z- Zübeyr'e sordum. Bunların Kurban bayramı günü ile Cuma günü olduğunu söylediler" karşılığını verdi. Bunun üzerine Hasan: "Değil! Şahit olandan kasıt Muhammed'dir (sallallahü aleyhi ve sellem) dedi ve: "...Seni de onların üzerine bir şahit yaptığımız zaman halleri nice olacak" âyetini okudu. Ardından: "Şahit olunan da kıyamet günüdür" dedi ve: "...Bu, insanların toplanacağı gündür. Bu, şahit olunacak bir gündür" âyetini okudu."

Abd b. Humeyd, Taberânî M. el-Evsat ile M.es-Sağîr'de ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre Hasan b. Ali: "Şahide ve şahit olunana" âyetini açıklarken: "Şahit olandan kasıt, dedem Resûlullah'tır (sallallahü aleyhi ve sellem), şahit olunandan kasıt da kıyamet günüdür" dedi ve: "Ey Peygamber! Biz seni hakikaten bir şahit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik" âyeti ile "...Bu, şahit olunacak bir gündür" âyetini okudu.

Abd b. Humeyd, Nesâî, İbn Ebi'd-Dünya Ehvâl'de, Bezzâr, İbn Cerîr, İbnu'l- Münzir, İbn Merdûye ve İbn Asâkir'in değişik kanallardan bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Vaadedilmiş güne, şahide ve şahit olunana" âyetlerini açıklarken: "Vaadedilmiş günden kasıt, kıyamet günüdür. Şahit olandan kasıt, Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem), şahit olunandan kasıt, da kıyamet günüdür" dedi ve: "...Bu, insanların toplanacağı gündür. Bu, şahit olunacak bir gündür" âyetini okudu.

İbn Cerîr'in Ali vasıtasıyla bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Şahit olandan kasıt, Yüce Allah, şahit olunandan kasıt da kıyamet günüdür" demiştir.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Şahit olandan kasıt, Yüce Allah'tır" demiştir.

Abd b. Humeyd, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Şahit olandan kasıt, Yüce Allah, şahit olunandan kasıt da kıyamet günüdür" demiştir.

İbnu'l-Münzir'in Ebû Zabyân vasıtasıyla bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Şahit olandan kasıt insan, şahit olunandan kasıt da kıyamet günüdür" demiştir.

Abdurrezzâk, Saîd b. Mansûr, Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İkrime: "Şahit olandan kasıt insanın amellerine şahitlik edecek olandır. Şahit olunandan kasıt ise kıyamet günüdür" demiştir.

3 ﴿