10

"İnsan neden yaratıldığına bir baksın! Atılan bir sudan yaratıldı. O, sırt ile göğüs kemikleri arasından çıkar. Elbette (Allah'ın) onu döndürmeye gücü yeter. O gün bütün sırlar ortaya dökülür. O gün insanın gücü de, yardımcısı da Olmaz."

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İkrime: "İnsan neden yaratıldığına bir baksın!" âyetini açıklarken şöyle demiştir: "Burada kastedilen kişi Ebu'l- Eşüddeyn'dir. Zira bir deri parçasının üzerinde durur ve: "Ey Kureyşliler! Beni bu deri parçasının üzerinden atana şunu şunu vereceğim" derdi. Yine şöyle derdi: "Muhammed, Cehennem bekçilerinin on dokuz tane olduğunu söylüyor. Ben tek başıma onlardan on tanesiyle baş ederim. Siz de kalan dokuzla baş edin."

Abd b. Humeyd ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "O, sırt ile göğüs kemikleri arasından çıkar" âyetini açıklarken: "Erkeğin sırtı ile kadının göğüs kemikleri arasından çıkan bir sudur ki bu ikisi olmadan çocuk da olmaz" demiştir.

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre İbn Ebzâ: "Sulb erkekte, terâib ise kadında olur" demiştir.

Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "O, sırt ile göğüs kemikleri arasından çıkar" âyetini açıklarken: "Boyun ile boğaz arasından gelen bir sudan çıkmıştır" demiştir.

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Mücâhid: "Terâib, köprücük kemiğinden daha aşağıda olan bir yerdir" demiştir.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) ifadesini açıklarken: "Bundan kasıt, kadının terâibi'dir ki o da gerdanlığın yeridir" demiştir.

Tastî'nin bildirdiğine göre Nâfi' b. el-Ezrak, İbn Abbâs'a: (.....) ifadesinin anlamı nedir?" diye sorunca, İbn Abbâs: "Terâib, kadının gerdanlık yeri, gerdanıdır" dedi. Nâfi': "Araplar öylesi bir ifadeyi bilir mi ki?" diye sorunca da İbn Abbâs şu karşılığı verdi: "Evet, bilirler. Şairin:

"Gerdanına sürdüğü zafiranla

Boynu ile boğazı parıldıyor" dediğini işitmez misin?"

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre İkrime'ye: "O, sırt ile göğüs kemikleri arasından çıkar" âyetini sorulunca şöyle dedi: "Erkeğin sırtı ile kadının gerdanı altından çıkan bir sudur, anlamındadır. Şairin:

"Gerdanına taktığı inci kolye ile

Boynu ile boğazı parıldıyor" dediğini işitmez misin?"

İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Terâib, kadının iki göğüs arasındaki yeridir" demiştir.

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr: "Terâib, göğüstür" demiştir.

Abd b. Humeyd, İkrime, Atiyye ve Ebû İyâd'dan aynısını bildirir.

Hâkim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Terâib, göğsün alt kısmında her iki taraftan dörder kaburga kemiğidir" demiştir.

Abdurrezzâk ve İbnu'l-Münzir, A'meş'ten bildirir: "Çocuktaki kemik ile sinirler erkeğin suyundan, et ile kan da kadının suyundan oluşur."

Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Katâde: "O, sırt ile göğüs kemikleri arasından çıkar" âyetini açıklarken: "Erkeğin beli ile boğaz arasındaki bölgeden çıkan bir suyla yaratılır" demiştir.

"Elbette onu döndürmeye gücü yeter" âyetini açıklarken: "Yüce Allah öldükten sonra tekrar onu diriltmeye, eski haline getirmeye kadirdir" demiştir. "O gün bütün sırlar ortaya dökülür" âyetini açıklarken: "Gizlediğiniz ne varsa bir gün ortaya dökülecektir. Onun için gizlediğiniz ve açıkladığınız şeyler hep hayırlı şeyler olsun" demiştir. "O gün insanın gücü de yardımcısı da olmaz" âyetini açıklarken de şöyle demiştir: "O gün kişinin başına gelecekleri engellemeye gücü yetmez. Allah'a karşı da kendisine yardım edecek kimseyi de bulamaz."

Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Elbette onu döndürmeye gücü yeter" âyetini açıklarken: "Yüce Allah ihtiyarı genç, genci de ihtiyar gibi yapmaya kadirdir" demiştir.

Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid: "Elbette onu döndürmeye gücü yeter" âyetini açıklarken: "Yüce Allah kişiden çıkan nutfeyi çıktığı yere geri döndürmeye kadirdir" demiştir.

Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İkrime: "Elbette onu döndürmeye gücü yeter" âyetini açıklarken: "Yüce Allah kişiyi (nutfeyi) çıktığı omurgaya geri döndürmeye kadirdir" demiştir.

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre İbn Ebzâ: "Elbette onu döndürmeye gücü yeter" âyetini açıklarken: "Yüce Allah kişiyi nutfe olarak babasının sulbüne geri çevirmeye kadirdir" demiştir.

İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî): "Elbette onu döndürmeye gücü yeter" âyetini açıklarken: "Yüce Allah kişiyi öldükten sonra tekrar diriltmeye kadirdir" demiştir.

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Rabî' b. Huseym: "O gün bütün sırlar ortaya dökülür" âyetini açıklarken; "Bu sırlar insanlardan gizlediğiniz şeylerdir. Oysa bunlar Allah için aşikardır. Bu tür şeyleri de kendi ilaçlarıyla tedavi edin" dedi. Kendisine: "Bunların tedavisi nedir?" diye sorulunca: "Tövbe edip aynı şeyi bir daha yapmarnandır" dedi.

İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Atâ: "O gün bütün sırlar ortaya dökülür" âyetini açıklarken: "Ortaya dökülecek bu sırlardan kasıt namaz, gusül ve cenabetliktir" demiştir.

İbnu'l-Münzir, Yahya b. Ebî Kesîr'den aynısını bildirir.

Beyhakî'nin Şuabu'l-îman'da Ebu'd-Derdâ'dan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah namaz, zekat, Ramazan orucu ve gusül olmak üzere dört konuda kullarına güveni esas kılmıştır. «O gün bütün sırlar ortaya dökülür» âyetinde bahsedilen ve ortaya dökülecek olan sırlar da bunlardır."

10 ﴿