11

"Sana okutacağız ve sen onu unutmayacaksın. Ancak Allah'ın dilediği başka. Şüphesiz O, açık olanı da bilir, gizliyi de. Seni en kolaya muvaffak kılacağız. Faydalı olacaksa öğüt ver. Korkanlar öğüt alacaktır. Kötü kimse ise ondan kaçınacaktır."

Firyâbî, Abd b. Humeyd, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid: "Sana okutacağız ve sen onu unutmayacaksın" âyetini açıklarken: "Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) unutur endişesiyle âyetler henüz nazil olurken içinden tekrar edip dururdu" demiştir.

Taberânî ve İbn Merdûye, İbn Abbâs'tan bildirir: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Cebrâil kendisine vahiyle geldiği zaman vahyin ağırlığından giysileriyle sıkı sıkıya sarınmak zorunda kalırdı. Aynı şekilde kendinden geçip de nazil olan vahyi unutur endişesiyle vahiy nazil olurken tekrar etmeye çalışırdı. Bir defasında yine böyle yapınca Cerâil ona: "Neden öyle yapıyorsun?" diye sordu. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Unuturum endişesiyle bunu yapıyorum" karşılığını verdi. Bunun üzerine Yüce Allah bu konuda: "Sana okutacağız ve sen onu unutmayacaksın. Ancak Allah'ın dilediği başka..."âyetlerini indirdi. Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) nazil olan vahiylerden unuttuğu da olmuştur, ancak bunlar helal ile haram içermeyen âyetlerdi. Bu konuda da Cebrâil ona şöyle demiştir: "Senden önceki her bir peygamber kendisine nazil olan vahiylerden bir kısmını unutmuş veya bu vahiylerden bir kısmı tekrar göğe çekilmiştir. Yüce Allah, Mûsa peygambere on üç ayrı levha indirmiştir. Mûsa bu levhaları yere attığında da zümrütten oldukları için kırılıp parçalanmışlardır. Bu şekilde on üç levhadan dördü gitmiş geriye dokuz tanesi kalmıştır."

İbn Merdûye, İbn Abbâs'tan bildirir: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) vahiy nazil olurken unutur endişesiyle tekrar edip dururdu. Bunun üzerine kendisine: "Biz unutmamanı sağlayacağız" denildi ve: "Sana okutacağız ve sen onu unutmayacaksın" âyeti nazil oldu.

Hâkim, Sa'd b. Ebî Vakkâs'dan aynısını bildirir.

İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Sana okutacağız ve sen onu unutmayacaksın. Ancak Allah'ın dilediği başka..." âyetini açıklarken: "Ben istediğim şeyleri sana unuttururum" demiştir.

Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde: "Sana okutacağız ve sen onu unutmayacaksın. Ancak Allah'ın dilediği başka..." âyetini açıklarken: "Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), Yüce Allah'ın dilediği şeyler dışında nazil olan vahiylerden unuttuğu hiç olmazdı " demiştir. "...Şüphesiz O, açık olanı da bilir, gizliyi de" âyetini açıklarken de: "Gizli olandan kasıt vesvesedir" demiştir.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid: "...Şüphesiz O, açık olanı da bilir, gizliyi de" âyetini açıklarken: "Gizli olandan kasıt vesvesedir" demiştir.

İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr: "...Şüphesiz O, açık olanı da bilir, gizliyi de" âyetini açıklarken: "Yüce Allah içinde gizleyip dışa vurmadığın şeyleri de bilir" demiştir.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr: "...Şüphesiz O, açık olanı da bilir, gizliyi de" âyetini açıklarken: "Gizli olandan kasıt vesvesedir" demiştir.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Seni en kolaya muvaffak kılacağız" âyetini açıklarken: "Kolay olan şeyden kasıt, hayırlı olan şeylerdir" demiştir.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Abdullah b. Mes'ûd: "Seni en kolaya muvaffak kılacağız" âyetini açıklarken: "Kolay olan şeyden kasıt Cennettir" demiştir.

Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde: "Korkanlar öğüt alacaktır. Kötü kimse ise ondan kaçınacaktır" âyetlerini açıklarken şöyle demiştir. "Vallahi Allah'tan korkan ve sakınan herkes Kur'ân'dan gerekli öğütleri alır. Ona ihtiyacı olmadığım düşünen veya müslümanara olan öfkesinden dolayı ondan yüz çevirenler de herhaliyle bedbaht oldukları görülen kimselerdir."

11 ﴿