5

"Kitap ehlinden inkâr edenler ile Allah'a ortak koşanlar, kendilerine apaçık delil gelinceye kadar ayrılacak değillerdi. Allah tarafından gönderilen ve tertemiz sahifeleri okuyan bir elçidir. O sahifelerde dosdoğru hükümler vardır. Kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine o apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler. Halbuki onlara ancak, dini yalnız O'na has kılarak ve hanifler olarak Allah'a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekat vermeleri emrolunmuştu. Sağlam dîn de budur."

Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde: "Kitap ehlinden inkâr edenler ile Allah'a ortak koşanlar, kendilerine apaçık delil gelinceye kadar ayrılacak değillerdi" âyetini açıklarken: "Kafirler ve müşrikler kendilerine Kur'ân gelinceye kadar içinde bulundukları durumdan uzaklaşacak değillerdi" demiştir. "Allah tarafından gönderilen ve tertemiz sahifeleri okuyan bir elçidir" âyetini açıklarken: "Yüce Allah burada Kur'ân'ı en güzel sıfatlarla zikrederek övmüştür" demiştir. "Halbuki onlara ancak, dini yalnız O'na has kılarak ve hanifler olarak Allah'a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekat vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur" âyetini açıklarken de şöyle demiştir: "Hanif olmalarından kasıt, sünnet olmaları, yakın akrabalardan olan anne, kızçocuğu, kızkardeş, hala ve teyzelerle evlenmemeleri ve diğer ibadetleri ifa etmeleridir. Sağlam dinden kasıt, Yüce Allah'ın gönderdiği, meşru kıldığı, insanlara razı olduğu din olmasıdır."

İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) ifadesini açıklarken: "Ayrılmak, terk etmek anlamındadır" demiştir.

Firyâbî, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid: (.....) ifadesini açıklarken: "Hak açık bir şekilde onlara belli olmadıktan sonra iman edecek değillerdir" demiştir.

İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Cüreyc: "...Kendilerine apaçık delil gelinceye kadar..." âyetini açıklarken: "Bu delil Muhammed'dir (sallallahü aleyhi ve sellem)" demiştir. "...Sağlam din de budur" âyetini açıklarken de: "Sağlam olmasından kasıt, dosdoğru olmasıdır" demiştir.

İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İkrime: "Kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine o apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler" âyetini açıklarken: "Bu delil Muhammed'dir (sallallahü aleyhi ve sellem)" demiştir.

İbn Ebî Hâtim, Ma'kil'den bildirir: Zührî'ye: "Namaz ile zekatın imandan olmadığını söylüyorlar" dediğimde, Zührî: "Halbuki onlara ancak, dini yalnız O'na has kılarak ve hanifler olarak Allah'a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekat vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur" âyetini okudu ve: "Sence bunlar imandan mıdır, değil midir?" diye sordu.

İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Atâ b. Ebî Rebâh'a bazıları: "Namaz ile zekat dinden değildir" deyince, Atâ şu karşılığı verdi: "Yüce Allah: "Halbuki onlara ancak, dini yalnız O'na has kılarak ve hanifler olarak Allah'a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekat vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur" buyurur. Onun için namaz da, zekat da dindendir."

Abd b. Humeyd, Muğîre'den bildirir: Ebû Vâil'e iman konusunda bir şey sorulduğu zaman: "Kitap ehlinden inkâr edenler ile Allah'a ortak koşanlar, kendilerine apaçık delil gelinceye kadar ayrılacak değillerdi. Allah tarafından gönderilen ve tertemiz sahifeleri okuyan bir elçidir. O sahifelerde dosdoğru hükümler vardır. Kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine o apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler. Halbuki onlara ancak, dini yalnız O'na has kılarak ve hanifler olarak Allah'a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekat vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur" âyetlerini okurdu.

5 ﴿