14

İman edenlerle karşılaştıkları zaman, biz de iman ettik, derler. Şeytanları ile baş başa kaldıkları zaman da: Şüphesiz sizinleyiz, biz ancak alay ediyoruz, derler.

"İman edenlerle karşılaştıkları zaman, biz de iman ettik, derler. Şeytanları ile baş başa kaldıkları zaman da: Şüphesiz sizinleyiz, biz ancak alay ediyoruz", derler:

Bu âyetin kimler hakkında indiği hususunda iki görüş üzerinde ihtilaf etmişlerdir:

Birincisi: Bu Abdullah b. Übey ve arkadaşları hakkında inmiştir. Bunu İbn Abbâs söylemiştir.

İkincisi: Peygambere bir türlü ve reislerine başka bir türlü iman gösteren münafıklarla ehl-i kitap hakkında inmiştir. Bunu da Hasen demiştir.

Tefsir: Âyette geçen ilâ edatı beraberlik manasınadır:

"Benim Allah ile beraber yardımcılarım kimlerdir?” (Al-i İmran: 52, Saf: 14) âyetlerinde de bu manayadır.

Şeytanlar ise şeytanın çoğuludur. İmam Halil: Araplara göre her dikkafalı şeytandır.

Bu isim üzerinde de iki görüş vardır:

Birincisi şatana kökündendir ki, hayırdan uzak olmak manasınadır. Buna göre nun kelimenin aslına dahildir.

Ümeyye b. Salt, Süleyman aleyhisselam'ı anlatırken şöyle demiştir:

Hangi şeytan ona isyan ederse, onu bağlar,

Sonra da onu zincire vurarak zindana atar.

Nabiğa da şöyle demiştir:

Şeytanlar Suad’ı alıp uzaklara götürdüler,

Gönlüm ise ona bağlı olarak kaldı.

İkincisi: Şâta yeşitu kökünden gelir ki, alevlenip yanmak manasınadır, bu durumda nun zaid olur. Bu hususta şöyle bir mısra demişlerdir:

Bizim mızraklarımızla kahramanlar helak olur.

Şeytanlarından kimler kastedildiği hususunda da üç görüş vardır:

Birincisi: Onlar kâfirlerin reisleridir, bunu İbn Mes’ûd, İbn Abbâs, Hasen ve Süddi demişlerdir.

İkincisi: Müşrik kardeşleridir, bunu da Ebû’l-Âliyye ile Mücâhid, demişlerdir.

Üçüncüsü: Kahinleridir ki, bunu da Dahhâk ile Kelbî demişlerdir.

"Biz sizinle beraberiz": Bunda da iki görüş vardır:

Birincisi: Biz sizinle dininizin üzerinde beraberiz, demektir.

İkincisi: Biz yardım ve desteklemede sizinle beraberiz, demektir. Âyette geçen istihza da alay etmek manasınadır.

14 ﴿