15

Allah da onlarla alay ediyor; taşkınlıkları içinde bocalamalarına onlara süre veriyor.

"Allah onlarla alay ediyor":

Ulema Allah’ın onlarla alay etmesi hususunda dokuz görüş beyan etmişlerdir:

Birincisi: Onlar cehennemde iken onlara cennetten bir kapı açar, onlar da oraya koşunca kapatılır, sonra onlara başka bir kapı açılır, yine koşarlar, o da kapatılır. Buna da mü’minler gülerler. Bu İbn Abbâs’tan rivayet edilmiştir.

İkincisi: Kıyamet günü olduğu cehennem ateşi tencerede içyağının dondurulması gibi dondurulur, onlar da üzerinde yürürken birden batarlar. Bu da Hasen Basri'den rivayet edilmiştir.

Üçüncüsü: Onlarla şöyle alay edilir:

"Onlarla mü’minlerin arasına iç kısmında rahmet, dış kısmında azap olan ve kapısı açık bir sur çekildiği zaman onlar karanlıkta kalırlar. Onlara: Geriye dönün, kendinize bir ışık arayın” (Hadid: 13) denir. Bunu da Mukâtil demiştir.

Dördüncüsü: Bundan maksat alaylarının cezasını çekmeleridir. Böyle olmakla beraber istihza kelimesi aynen tekrar edilmiştir, meselâ şu âyetlerde olduğu gibi:

"Kötülüğün cezası misli ile kötülüktür.” (Şura: 40)

"Size kim saldırırsa ona misli ile saldırın.” (Bakara: 194)

Amr b. Kelsum da şöyle demiştir:

Aklınızı başınıza alın, bize karşı kimse cahillik etmesin;

Biz de onunkinden daha çok cahillik ederiz.

Maksat, ona daha ağır ceza veririz, demektir.

Beşincisi: Allah'ın onlarla alay etmesi onların hatalı ve cahil olduklarını söylemesidir. Bunun manası, Allah onların fiillerini yanlış buluyor ve küfürde inat etmelerinden dolayı da onları cahil sayıyor, demek olur.

Altıncısı: Onlarla alay etmek, onları yavaş yavaş helake sürüklemektir.

Yedincisi: Alaylarını onlara tatbik etmek, aldatmak ve hilelerini onlara çevirmektir. Bu görüşleri Muhammed b. Kasım el - Enbari zikretmiştir.

Sekizincisi: Onlarla alay etmek, meselâ birileri ateşin içinde zilletle yanarken ona:

"Azabı tat, hani sen, onurlu ve soylu idin!” (Duhan: 49) denilir. Bunu da şeyhimiz kitabında söylemiştir.

Dokuzuncusu: Ahirette dünyada sergiledikleri imanın tersini görünce onlarla alay edilmiş gibi olur.

"Bir süre taşkınlıkları içinde bocalamalarına onlara süre veriyor":

Bunda da dört görüş vardır:

Birincisi: Onlara imkan veriyor, bunu İbn Mes’ûd demiştir.

İkincisi: Onlara zaman tanıyor, bunu da İbn Abbâs demiştir.

Üçüncüsü: Onların süresini uzatıyor, bunu da Mücâhid demiştir.

Dördüncüsü: Onlara mühlet veriyor, bunu da Zeccâc demiştir.

Taşkınlık: Normalin üzerine çıkmaktır, itidalden daha fazla olmaktır. Deniz dalgalandığı zaman, taştı denir. Sel de suyu çoğaldığı zaman taştı denir.

Taşkınlıkları hususunda da iki görüş vardır:

Birincisi: Küfürleridir ki, bu cumhûrun görüşüdür.

İkincisi: Azgınlık ve kibirleridir, bunu da

İbn Kuteybe demiştir.

Bocalamak ise şaşkınlık manasınadır. Bir halk şairi şöyle demiştir:

Uçsuz bucaksız ıssız çöllerde

Kör cahiller bocalarlar.

İbn Kuteybe de:

Tepelerine binerler, etraflı görmezler, demiştir.

15 ﴿