18

Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, artık dönmezler.

"Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler": Burada geçen samem, işitme kanallarının tıkanmasıdır. Bu, sağırlığın en ileri safhasıdır.

Dilsizlikle ifade edilen bükm’de de üç görüş vardır:

Birincisi: Ahresliktir, bunu Mukâtil, Ebû Ubeyd ve İbn Fâris demişlerdir.

İkincisi: Dilde bir kusurdur ki, kişi onunla konuşma imkanı bulamaz. Ahresliğin bundan meydana geldiği de söylenmiştir.

Üçüncüsü: Kalpte bir kusurdur ki, kişiyi hiçbir şeyi anlamaz hale getirir; anlama merkezi ile konuşma merkezi birlikte bozulur. Bu iki görüş şeyhimize aittir.

Artık dönmezler: Bunda da üç görüş vardır:

Birincisi: Onlar sapıklıklarından dönmezler, bunu Katâde ile Mukâtil demişlerdir.

İkincisi: İslâm’a dönmezler, bunu da Süddi demiştir.

Üçüncüsü: Sağırlıktan, dilsizlikten ve körlükten dönmezler. Neden dönmeme onlara nispet edilmiştir? Çünkü kendi istekleri ile hareket etmişlerdir. Nefsani hevesleri onları mağlup etmiş, doğru yolu araştırmaktan alıkoymuştur. Aslında onlarda ne sağırlık ne de dilsizlik vardır, ancak onlar gerçeği dinleyip onu konuşmaktan yüz çevirince sağır ve dilsizler gibi olmuşlardır. Araplar bir şeyden yüz çevirene kör, dinlemekten yüz çevirene de sağır, derler. Miskin ed - Darimi şöyle demiştir:

Kapı bir komşumun perdesinin olmaması

Ona zarar vermez.

O evinden çıkıp da tekrar odasına çekilinceye kadar

Gözüm ona karşı kör olur.

Aralarında geçen konuşmalara karşı da

Kulağım da ağırlık varmış gibi sağır olur.

18 ﴿