35

Biz:

"Ey Âdem, sen ve zevcen cennete yerleşin, orada nerede olursanız bol bol yiyin; ancak şu ağaca yaklaşmayın; sonra zâlimlerden olursunuz” demiştik.

"Ey Âdem, sen ve zevcen cennete yerleşin": Zevci Havva’dır.

Ferrâ’ şöyle demiştir: Hicazlılar erkeğin karısına zevç derler, ezvac olarak da çoğul yaparlar. Temim ile Kays’in çoğu ve Necitliler ise: Zevce derler ve zevcat şeklinde çoğul yaparlar.

Şair şöyle demiştir:

Zevcemi kışkırtanlar,

Bir sürü aslanın üzerine yürüyüp de idrarını almak isteyene benzerler.

Ebû'l - Cerrah da bana şöyle bir şiir aktardı:

Arkadaşım, bütün zevce sahiplerini ulaştır ki,

Kuyruk koptuğu zaman bir daha dikilmez.

Âdem’in yerleştiği cennet hakkında da iki görüş vardır:

Birincisi: Adn cennetidir.

İkincisi: Huld cennetidir. Rağed ise, bol ve çok rızk demektir. Erğade fulanun denir ki, bolluğa ve genişliğe çıktı demektir.

"Şu ağaca yaklaşmayın": Yani meyvesini yemeye, yoksa yanına yaklaşmayın, değildir.

Ağaç hakkında da altı görüş vardır:

Birincisi: O buğday başağıdır, İbn Abbâs, Abdullah b. Selam, Ka’bu’l - Ahbar, Vehb b. Münebbih, Katâde, Atıyye el - Ufi, Muharib b. Disar ve Mukâtil bu görüştedirler.

İkincisi: Asma ağacıdır, bu da İbn Mes’ûd, İbn Abbâs, Said b. Cübeyr ve Ca'de b. Hubeyre’den rivayet edilmiştir.

Üçüncüsü: İncir ağacıdır, bu da Hasen, Atâ’ b. Ebi Rebah ve İbn Cüreyç’ten rivayet edilmiştir.

Dördüncüsü: O ilim ağacıdır, bunu da Ebû Salih, İbn Abbâs’tan nakletmiştir.

Beşincisi: Kâfur ağacıdır, bu da Ali b. Ebi Talib’ten nakledilmiştir.

Altıncısı: Hurma ağacıdır, bu da Ebû Mâlik’ten rivayet edilmiştir.

Vehb b. Münebbih'den yedinci bir yorum zikredilmiştir, onun huld (ölümsüzlük) ağacı olduğu söylenmiştir. Söz ağacın cinsi üzerindedir.

"Sonra zâlimlerden olursunuz":

İbn Enbari şöyle demiştir: Zulüm, bir şeyi yerinin dışına koymaktır. Zalemerrecüle sikaehu denir ki, kırbanın içindeki süt iyice yoğunlaşmadan birine içirmektir.

Şair de şöyle demiştir:

Süt kırbasının şikâyeti beni hiç endişelendirmedi,

Ona zulmettim, açıktan zulmetmemde de sevap vardır.

Ona zulmetmesi, yağı çıkmadan, yani yoğurt olmadan içirmektir.

Araplar: O yılandan daha zalimdir, derler, çünkü o kendinin kazmadığı deliğe girer, orada kalır. Su dereye zulmetti denir ki, daha önce varmadığı yere varmasıdır.

Eğer: "Özellikle o ağacın yasaklanmasında ne hikmet vardı?” denilirse, şöyle cevap verilir: Bu Allahü teâlâ’nın irade ettiği bir denemedir. Ebû’l - Âliyye de şöyle demiştir: Cennet ağaçları arasında yalnız onun posası vardı, ondan yiyince, kendisine: Buradan çık, posanı (dışkını) atacak bir yer bul, dediler.

35 ﴿