45

Sabır ve namazla (Allah’tan) yardım dileyin. Gerçi bu, elbette büyük bir şeydir; ancak Allah’a saygı gösterenlere (zor) değildir.

Sabır:

Aslında hapsetmek, nefsi telaş etmekten alıkoymaktır. Oruçluya sabırlı denmesi de nefsini yemekten, içmekten ve cimadan alıkoymasındandır. Masbura da canlı canlı hedef yapılan hayvandır.

Mücâhid: Burada sabır oruçtur demiştir.

Sabretmekle emrolundukları şey hakkında da üç görüş vardır:

Birincisi: Farzı eda etmektir, bunu İbn Abbâs ile Mukâtil demişlerdir.

İkincisi: Günahları terk etmektir, bunu da Mukâtil demiştir.

Üçüncüsü: Başkanlığı terk etmektir, bu da ehl-i kitaba hitaptır. Namazdan yardım istemedeki espiri, onda ahirete teşvik ve dünyadan soğutan şeylerin okunmasıdır.

"Şüphesiz o” ifadesinden ne kastedildiği hakkında da üç görüş vardır:

Birincisi: Namazdır, bunu İbn Abbâs, Hasen, Mücâhid ve cumhûr demişlerdir.

İkincisi: Ka’be ile kıbledir, çünkü namazdan bahsedilince onun kıble olduğu anlaşılır, bunu da Dahhâk, İbn Abbâs’tan nakletmiş ve Mukâtil de böyle demiştir.

Üçüncüsü: Yardım dilemektir, çünkü yardım dileyin deyince, bunun yardım dileme olduğu anlaşılır, bunu Muhammed b. Kasım en - Nahvi demiştir.

"O elbette büyük bir şeydir": Hasen ile

Dahhâk şöyle demişlerdir: Büyük, ağır demektir, meselâ:

"Ona davet ettiğiniz şey müşriklere ağır geldi” (Şura: 13) âyetinde olduğu gibi. Huşu da lügatte huzur, tevazu manasınadır. Sükun diyenler de olmuştur.

45 ﴿