55

Hatırlayın ki, siz: Ey Mûsa, biz Allah’ı açıkça görmedikçe sana asla iman etmeyiz, demiştiniz de, siz de bakıp dururken sizi yıldırım çarpmıştı.

Bunu Mûsa'ya kimlerin dediği hakkında iki görüş vardır:

Birincisi: O seçilen yetmiş kişidir, bunu İbn Mes’ûd ile İbn Abbâs demiştir.

İkincisi: Allah'ın korudukları hariç bütün İsrâil oğulları, bunu da İbn Zeyd demiştir. Şöyle demiştir: Mûsa onlara Allah’ın kitabını getirince onlar da: Allah’a yemin ederiz ki, Allah’ı açıkça görmedikçe sözünü tutmayız, dediler. O da: İşte kitabım, dedi.

Cehreten (açıkça) sözü hakkında da iki görüş vardır:

Birincisi: O, sözlerinin sıfatıdır, yani bu sözü açıkça söylediler, demektir, bunu İbn Abbâs ile Ebû Ubeyde demişlerdir.

İkincisi: Bu, görmenin sıfatıdır, yani bize O’nu açıkça göster, O’nu hiçbir şey gizlemesin, dediler. Fülanün yetecehherü bilmaasi denir ki, insanlardan gizlenmeden günah işliyor demektir. Bunu Zeccâc demiştir. Saika öldüren şey demektir. Onların öldüklerine delil de, sonra sizi dirilttik cümlesidir. Bazıları da onların ölmediklerini iddia etmişlerdir, delil olarak da: Mûsa bayılıp düştü sözünü getirmişlerdir. Bu zayıf bir görüştür. Çünkü Allahü teâlâ iki yerde ayrı ayn ifade etmiştir: Bir yerde, ayılınca demiş, burada ise sonra sizi dirilttik, demiştir. Ayılmak baygın için, diriltmek de ölü için kullanılır.

Bakıp dururken: Bunda da üç görüş vardır:

Birincisi: Bunun manası, bazınız bazınıza nasıl ölüp düşüyor diye bakıyordu, demektir.

İkincisi: Bazınız bazılarının nasıl diriltildiğine bakıyordu, demektir.

Üçüncüsü: Azabın size nasıl indiğine bakıyordunuz demektir. Bu da: Bir ateş indi onları yaktı diyenlerin görüşüdür.

55 ﴿