60

Bir zamanlar Mûsa kavmi için su aramıştı. Biz de:

"Asanı taşa vur” dedik; ondan on iki pınar fışkırmıştı. Her kabile su alacak yerlerini öğrenmişlerdi. Onlara: Allah’ın rızkından yiyin, için, fesatçılar olarak yeryüzünde karışıklık çıkarmayın, dedik.

İstiska su istemektir, tıpkı istensara yardım istemek olduğu gibi.

Taş hususunda da iki görüş vardır:

Birincisi: Mûsa pınarı diye bilinen bir taştır, bunu İbn Abbâs, İbn Cübeyr, Katâde, Atıyye, İbn Zeyd ve Mukâtil demişlerdir. Onun nasıl olduğu hususunda da üç görüş vardır:

Birincisi: O dört köşeli bir taş idi, bunu İbn Abbâs demiştir.

İkincisi: Öküz başı gibi idi, bunu da Atıyye demiştir.

Üçüncüsü: Koyun başı gibi idi, bunu da İbn Zeyd demiştir.

Said b. Cübeyr de: Mûsa’nın elbiselerini kaçıran taş idi, demiştir. Cebrâil geldi: Allah sana bu taşı kaldırmanı söylüyor, onda güç ve senin için mucize vardır, dedi. Mûsa da suya ihtiyaç duyduğu zaman ona vururdu.

İkincisi: O, hangi taş olursa olsun ona vurmakla emrolundu. Birinci görüş daha sağlamdır.

Ondan fışkırdı: Sözün aslı şöyledir: Ona vurdu ve su fışkırdı, fışkırdı kelimesinden vurdu manası çıkınca onunla yetinildi, tekrar vurdu denilmedi. Şu âyet de öyledir:

"Asanı taşa vur, taş açıldı.” (Şuara: 63)

Ferrâ’ şöyle demiştir: Onlar on iki kabile olunca Allah da onlara on iki pınar çıkardı, bir de aralarında anlaşmazlık vardı, böylece barıştılar.

Lata’sev: Asv fesat manasınadır, asâ, âse lügattir. İbn Rakka şöyle demiştir:

Eğer haya olmasa ve saçım da bozulmasa (ağarmasa) idi,

Ben Kasım’ın anasını ziyaret ederdim.

60 ﴿