78Onlardan kimileri ümmidir; bazı kuruntulardan başka kitabı bilmezler. Onlar yalnız zanda bulunurlar. "Onlardan kimileri ümmidir": Yani Yahudilerden. Ümmi okuyup yazması olmayan demektir. Bunu Mücâhid demiştir. Ona ümmi denilmesi hakkında da iki görüş vardır: Birincisi: Çünkü o yaratıldığı gibi kalmış yazı öğrenmemiştir, o cibilletinin üzerinde durmaktadır, bunu Zeccâc demiştir. İkincisi: O anasına nispet edilmiştir, çünkü yazma erkeklerde idi, kadınlarda değildi. Şöyle de denilmiştir: Çünkü o anasından doğduğu gibi durmaktadır. "Kitabı bilmezler": Katâde: Onda olan şeyleri bilmezler, demiştir. "Bazı kuruntulardan başka": Cumhûr buradaki emaniy kelimesini ye’nin şeddesi ile okurlar; Hasen ile Ebû Cafer de ye’yi şeddesiz okurlar. "Bütün emanileri odur” (Bakara: 111); "ne sizin ne de ehl-i kitabın emanisi değildir” (Nisa: 123); "onun ümniyyesinde” (Hac: 52), "sizi emaniler aldattı” (Hadid: 14) âyetlerinde emanihim kelimesinde ye şeddesiz ve he kesre iledir. Emaniyye’nin ye’” sîn “ in fethalı olduğunda ise ihtilaf yoktur. Bu Kelâmın manasında da üç görüş vardır: Birincisi: Onlar yalanlardır, demektir. İbn Abbâs şöyle demiştir: Bazı emanilerden (kuruntulardan) başka: Ağızlarıyla söyledikleri bazı yalan sözden başka. Bu Mücâhid’in de görüşüdür, Ferrâ’’nın da tercihidir. Ferrâ’ şöyle demiştir: Bir Arap henüz sakalı çıkan oğluna: "Ehaza şeyün reveytehu em şeyün temenneytehu demiştir ki, bu, rivayet ettiğin mi veya uydurduğun bir söz mü?” demiştir. İkincisi: Emani okumak manasınadır, o zaman: Kitabı anlamazlar, sadece kendilerine okunanı dinlemekle yetinirler demek olur. Şair şöyle demiştir: Allah’ın kitabını ilk gecede okudu, Dâvud’un Zebur’unu da ağır ağır akudu. Bu, Kisâi ile Zeccâc’ın görüşüdür. Üçüncüsü: Onlar Allah’tan temenni ettikleri şeylerdir, bunu da Katâde demiştir. "Onlar yalnız zanda bulunurlar": Mukâtil: Yakin üzerinde değiller; reisleri yalan söylese de doğru söylese de ona tabi olurlar, demiştir. |
﴾ 78 ﴿