81Hayır, kim bir kötülük kazanır ve suçu onu kuşatırsa, işte onlar cehennemin dostlarıdır. Onlar orada ebedi kalacaklardır. "Hayır, kim bir kötülük kazanır": Belâ (hayır), naam (evet) gibidir, ancak belâ olumsuza cevap, naam ise olumluya cevap içindir. Ferrâ’ şöyle demiştir: Bir adam arkadaşına: Maleke aleyye şeyün der de, ötekisi de, naam derse, onda bir şeyi olmadığını tasdik etmiş olur. Eğer belâ (hayır) derse, sözünü reddetmiş olur. İbn Enbari şöyle demiştir: Neden belâ inkârda kullanılmıştır? Çünkü o inkârdan kabule dönmek içindir, o bel gibidir, bel ise inkârdan sonra gelir. Meselâ, makame ehuke, bel ebuke denir. Bir adam bir adama: "Ela tekumu?” dese, o da belâ dese, kalkacağım demek olur. Bel’e elifin ilâve edilip de belâ denmesi üzerinde vakfın daha güzel olması içindir. Çünkü bel diye vakfederse, daha konuşacağı akla gelir, onun için mutahataptan bu kuruntuyu kaldırmak maksadıyla elif ilâve edilmiştir. Belâ men kesebe seyyieten, bel men kesebe seyyieten manasınadır. Zeccâc şöyle demiştir: Belâ, onların: Bize ateş ancak belli günlerde dokunur iddialarını ret içindir. Burada kötülük; İbn Abbâs, İkrime, Ebû Vâil, Ebû’l - Âliyye, Mücâhid, Katâde ve Mukâtil’e göre şirk manasınadır. "Suçu onu kuşatırsa": Sararsa, çevrelerse demektir. Nâfi, cemi sigasıyla hatîâtuhu okumuştur. İkrime de: Tevbe etmeden ölürse demiştir. Ebû Vâil de: Hatîe şirkin sıfatıdır, demiştir. Ebû Ali de şöyle demiştir: Mana ya şöyle olur: Kötülüğü iyiliğini kuşatırsa, yani onu yok ederse, çünkü kuşatan kuşatılandan daha çoktur. O zaman şu âyetler gibi olur: "Gerçekten cehennem kâfirleri kuşatıcıdır” (Tevbe: 49); "duvarları onları kuşattı.” (Kehf: 29) Yahutta kuşatmanın manası helak etti olur, meselâ "meğer ki, kuşatılasınız (helak olasınız)” (Yûsuf: 66) âyetinde olduğu gibi. |
﴾ 81 ﴿