83

Hani İsrâil oğullarından:

"Allah’tan başkasına ibadet etmeyin; anaya babaya, akrabalara, yetimlere, yoksullara iyilik edin, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekâtı verin” diye kesin söz almıştık. Sonra içinizden pek azı hariç yüz çevirerek arka döndünüz.

Hani İsrâil oğullarından kesin söz almıştık: Bu kesin söz onlardan Tevrat’ta alınmıştır.

Lata büdune; Âsım, Nâfi, Ebû Amr ve İbn Âmir, hitap sigası ile te îi okumuşlar; İbn Kesir, Hamze ve Kisâi de, onlardan haber manasına ye ile okumuşlardır.

"Anaya babaya iyilik": Yani babalarına ve atalarına hayır yapmalarını tavsiye ettik.

Ferrâ’ şöyle demiştir: Araplar: Usiyke bihi hayren derler ki, manası, âmuruke en tefale bihi hayren (ona iyilik etmeni emrederim) demektir. Sonra

"en” atıldı, hayır kelimesi vasiyet ve emre bitişti. Şair de şöyle demiştir:

Dehma’ya şaştım, bizi şikayet ederken,

Dehma’nın babasından şaştım, bize vasiyet ederken,

Ona iyilik etmemizi, sanki biz ona haksızlık etmişiz!

Ana babaya iyilik, onlara itâat etmektir.

İbn Abbâs şöyle demiştir: Elbiseni silkme, sonra onlara tozu gider. Hazret-i Âişe de şöyle demiştir: Babasına sert bakan ona isyan etmiştir. Urve de şöyle demiştir: Onların sevdiği hiçbir şeyi onlardan esirgeme!

Akrabalara: Yani onlara sıla-i rahim yapan diye vasiyet ettik.

Yetama (yetimler) kelimesi ise çoğul olup tekili yetimdir.

Esmaî şöyle demiştir: İnsanlarda yetim babası olmayandır, insanlardan başkasında ise anası olmayandır.

İbn Enbari de şöyle demiştir:

Sa’leb şöyle dedi: Arapça’da yetm kelimesi teklik anlamındadır, çocuğa yetim denmesi de babasından ayrı kaldığı içindir. Bize şöyle bir şiir okudular:

Ey Fatıme, ben öleceğim, bunu iyi bil,

Telaş etme, bütün kadınlar yetimdir.

Şöyle demiştir: Bu beyitte yetim ve yeim şeklinde iki rivayet vardır. Ye ile yetim diyen, bütün kadınlar zayıftır, yalnızdır, demek istemiştir. Yeim rivayet eden de: Bütün kadınların kocalan ölür demek istemiştir. Ve şöyle demiştir: Bize İbnu’l-A’râbî şöyle bir beyt okudu:

Üç sevgi vardır: İlişki sevgisi,

Yağcılık sevgisi ve ölümüne sevgi.

Sa’leb diyor ki: Bize daha fazla söyle dedik, o da: Ev yetimdir, yani yalnızdır dedi. Şeyhimiz Ebû Mansur el - Lügavi’den şöyle okudum, dedi ki: Bir çocuk buluğ çağına varınca artık ona yetim denmez. Fi’lin çekimi şöyledir: Yetüme yeytümü yütrnen ve yetemen, yetimin çoğulu da yetama ve eytam gelir. Araplara göre her yalnız erkek yetim ve her yalnız kadın yetimedir. Demiştir ki: Yütm kelimesi aslında gaflet manasınadır, yetime böyle denmesi, iyiliğinden gafil kalınmasındandır. Kadın da evlenmediği sürece yetimedir, evlendiği zaman ona artık yetim denmez. Ondan yetimlik hiçbir zaman gitmez diyenler de olmuştur. Ebû Amr da şöyle demiştir: Yetm gecikmek manasınadır, yetim de bundan alınmıştır, çünkü ona iyilik gecikir. Miskinlere (yoksullara): Mesakin de miskinin çoğuludur, bu da sükundan alınmıştır, sanki fakirlik onu sükuna itmiştir.

"Kûlû lin-nâsi hüsnen": İbn Kesir, Ebû Amr, Nâfi, Âsım ve İbn Âmir ha’nın zammesi ve hafif olarak (sin'in sükunu ile) hüsnen; Hamze ile Kisâi de, hanın fethi ve ağır olarak (hareke ile) hasenen okumuşlardır.

Ebû Ali de şöyle demiştir: Kim hüsnen okursa, hasenen okumak da câizdir, meselâ buhl ve bahal, rüşd ve reşed gibi. Bu, isimlerde olduğu gibi sıfatlarda da gelmiştir, baksanıza, onlar: Urb ve arab derler. Hüsn’ün küfr, şükr ve şıığl gibi mas dar olması da câizdir. Muzafı hazfedilmiştir, sanki kulu lehu kavlen za husnin demiş gibi olur. Kim de hasenen okursa takdiri şöyle olur: Kulu linnasi kavlen hasenen, o zaman mevsuf hazfedilmiş olur.

Bununla kim muhatap olduğu hususunda da iki görüş vardır:

Birincisi: Bunlar Yahudilerdir, bunu İbn Abbâs, İbn Cübeyr, İbn Cüreyc demiştir. Manası da: Peygamberin sıfatını tasdik ve beyan edin demek olur.

İkincisi: Onlar Muhammed ümmetidir. Ebû’l-Âliyye de: insanlara iyi konuşun demiştir. Muhammed b. Ali b. el - Hüseyn de: Onlarla size demelerim istediğiniz sözlerle konuşun, demiştir. Bir topluluk da şöyle demiştir: Bundan maksat kâfirleri İslâm’a davet ederken onlara toleranslı davranmaktır. Buna göre bu âyet, kılıç âyeti ile neshedilmiş olur.

"Sonra yüz çevirdiniz": Ancak içinizden pek azı hariç: Bunlar hakkında da iki görüş vardır:

Birincisi: Onlar Tevrat’ı değiştirmeyen ilkleridir.

İkincisi: Onlar kendi zamanında Peygamber Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e iman edenlerdir.

83 ﴿