93

Bir vakitler sizden teminatlı söz almış ve Tûr’u tepenize kaldırmıştık. Size verdiğimizi kuvvetle tutun ve dinleyin. Onlarsa: Dinledik, isyan ettik, dediler. İnkârları yüzünden kalplerine buzağıya tapma tutkusu sızdırıldı. De ki: Eğer mü’minler idiyseniz imanınızın size emrettiği şey ne kötüdür!

"Dinledik ve isyan ettik":

İbn Abbâs şöyle demiştir: Onlar dağa baktıkları zaman: Dinledik ve itâat ettik; kitaba baktıkları zaman da: Dinledik ve isyan ettik, derlerdi.

"Kalplerine buzağıya tapma sızdırıldı": Yani buzağıya tapma sevgisi sızdırıldı demektir, bu durumda sevgi olan muzaf hazfedilmiş ve muzafunileyh onun yerine geçirilmiştir, örneğin şu âyetlerde olduğu gibi:

"Hac bilinen aylardır” (Bakara: 197);

"hacılara su vermeyi şöyle mi saydınız?” (Tevbe: 19);

"Köye sor” (Yûsuf: 82);

"o zaman sana hayatın iki katını tattırırız” (İsra: 75), yani hayat azabının demektir.

"Kiliseler, havralar ve namazlar yıkılırdı” (Hac: 40), yani namaz kılınan evler;

"bilakis gecenin ve gündüzün tuzağı” (Sebe’: 30), yani onlarda yapılan tuzaklar;

"meclisini çağırsın” (Alak: 17), yani meclis üyelerini demektir.

Şairin şu sözü de bu kabildendir:

Haber aldığıma göre senden sonra savaş ateşi yakılmış

Ve ey Küleyb, senden sonra meclis birbirine sövmüşler.

Yani meclistekiler demektir. Bir başkası da şöyle demiştir:

Ölümlerin en kötüsü ailesinin arasındaki ölüdür.

Yani, ölümlerin en kötüsü ailesi arasındaki ölünün ölmesidir demektir.

"De ki: îmanınızın size emrettiği şey ne kötüdür": Yani elçileri inkâr etmeniz, peygamberleri haksız yere öldürmeniz ve doğruyu gizlemeniz, demektir.

"Eğer mü’minler iseniz":

"İn” edatı hakkında da iki görüş vardır:

Birincisi: O inkâr manasınadır, o zaman mana şöyle olur: Siz Allah'a isyan etmek ve buzağıya tapmakla mü'minler değilsiniz.

İkincisi: în in şart edatı olup makabline muallak olmasıdır, o zaman da mana şöyle olur: Eğer mü’minler iseniz, size buzağıya tapmayı ve peygamberleri öldürmeyi emreden iman ne kötü imandır! Bu iki görüş İbn Enbari'ye aittir.

93 ﴿