115Doğu da batı da Allah’ındır. Nereye dönerseniz Allah’ın yüzü oradadır. Şüphesiz Allah’ın rahmeti geniş, O her şeyi bilir. "Doğu da batı da Allah’ındır": İnişi hakkında dört görüş vardır: Birincisi: Ashap bir gazada karanlık bir gecede Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber idiler, kıbleyi bilemediler; her biri kendi kıblesine göre namaz kıldılar. Sabah olunca kıbleye isabet edemediklerini gördüler. Bunu Resûlüllah’a anlattılar, Allahü teâlâ da bu âyeti indirdi. Bunu Amir b. Rebia rivayet etmiştir. İkincisi: Bu nafile namaz hakkında indi, bunu da İbn Ömer demiştir. Üçüncüsü: "Bana dua edin, kabul edeyim” (Ğafir: 60) âyeti inince: "Hangi tarafa dönelim?” dediler, bunun üzerine bu âyet indi. Bunu da Mücâhid demiştir. Dördüncüsü: (Habeş Kralı) Necaşi öldüğü zaman, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem namazının kılınmasını emretti, onlar da: O kıbleye dönerek namaz kılmazdı, dediler, bunun üzerine bu âyet indi. Bunu da Katâde demiştir. "Allah’ın vechi/yüzü oradadır": Bunda da iki görüş vardır: Birincisi: Sizin nerede olduğunuzu bildiği ilmi sizinledir, demektir. Bu İbn Abbâs ile Mukâtil’in görüşüdür. İkincisi: Allah’ın kıblesi oradadır, bunu da İkrime ile Mukâtil demişlerdir. Geniştir: Zenginliği kulların ihtiyaçlarını, rızkı da bütün mahlukatım kaplamıştır, demektir. Genişlik Arap dilinde, zenginlik demektir. Bu âyet içtihat ederek kıbleden başka tarafa namaz kılan, binek üzerinde namaz kılan ve korku halinde namaz kılan içindir. Bazıları bunun mensuh olduğuna kail olmuşlar ve şöyle demişlerdir: Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem namazında Beytü’l - Mukaddes’e döndü, sonra bu, "nerede olursanız Kabe tarafına dönün” (Bakara: 144) âyetiyle neshedildi. Bu İbn Abbâs'tan rivayet edilmiştir. Şeyhimiz Ali b. Ubeydullah da şöyle demiştir: Kur’ân’da namazın Beytü’l - Mukaddes’e dönülerek kılınacağına dair özel bir emir yoktur. "Nereye dönerseniz Allah’ın yüzü oradadır” âyeti Beytü’l - Mukaddes’e dönerek namaz kılma hakkında açık değildir, bilakis o, bütün yönlerin bu hususta eşit olduğunu göstermektedir. Bu sabit olunca Beytü’l - Mukaddes’e dönerek namaz kılmanın sünnetle vacip olduğu, sonra da Kur’ân’lâ neshedildiği meydana çıkar. |
﴾ 115 ﴿