130Kendini bilmeyenden başka İbrahim’in dininden kim yüz çevirir? Yemin olsunki biz onu dünyada seçmişizdir ve şüphesiz o, ahirette de iyi kimselerdendir. "Kendini bilmeyenden başka İbrahim’in dininden kim yüz çevirir?": Âyetin sebeb-i nüzulü şöyledir: Abdullah b. Selam iki kardeşi oğulları Muhacir ile Seleme’yi İslâm’a davet etti, Seleme Müslüman oldu, Muhacir ise İslâm’dan yüz çevirdi. Bu âyet bunun üzerine indi. Bunu Mukâtil demiştir. Zeccâc da şöyle demiştir: "Men” edatı lâfız itibarı ile istifham ise de manası tesbit ve azarlamadır. Mana şöyle olur: Kendini bilmeyenden başkası İbrahim’in dininden yüz çevirmez. Rağiptü fişşey, istemek manasına, rağibtü anhü ise yüz çevirmek manasınadır. İbrahim’in milleti ise dinidir. "İlla men sefihe nefseh": Bunda da dört görüş vardır: Birincisi: Bunun manası, ancak nefsini alçaltan demektir, bunu Ahfeş ile Yûnus demişlerdir. Yûnus; Bu nedenledir ki, nefse taaddi etmiş ve onu nasbetmiştir, demiştir. Ahfeş de, nefs kelimesinin mensûb olması harfi çerin düşmesinden dolayıdır, çünkü mana: İlla men sefihe fi nesihi demiştir. Şair de şöyle demiştir: Bizde çiğ et misafirler için pahalıdır, Biz onu tencerede piştiği zaman ucuzlatırız. İkincisi: Ancak nefsini helak eden demektir, bunu da Ebû Ubeyde demiştir. Üçüncüsü: Ancak nefsi sefih olan yapar demektir, meselâ, filanca görüşünü aldattı denir. Bu, Ferrâ’ ile İbn Kuteybe'nin görüşüdür. Ferrâ’ şöyle demiştir: Fiil nefisten "men” zamirine nakledildi, nefs de tefsire (temyize) benzetilmekle mensûb kılındı, meselâ, dıktü bilemri zeran denir ki: Bundan sıkıldım demektir, "veştealerre’sü şeyben” (Meryem: 4) de böyledir. Dördüncüsü: Kendini bilmeyen, onun üzerinde düşünmeyen demektir, bu da Zeccâc’ın tercih ettiği bir görüştür. "Şüphesiz o ahirette elbette iyi kimselerdendir": Allah katında hali düzgün kimselerdendir demektir. Zeccâc da: Ahirette salih olan, kazanandır, demiştir. |
﴾ 130 ﴿