213

İnsanlar bir tek ümmet idi de Allah peygamberleri müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdi. Onlarla beraber kitabı hak olarak indirdi ki, insanlar arasında ihtilaf ettikleri şeyde karar versin. Onda ancak kendilerine kitap verilenler kendilerine apaçık deliller geldikten sonra aralarındaki kıskançlıktan dolayı ihtilaf ettiler. Allah iman edenleri ihtilaf ettikleri hakta izni ile gerçeğe ulaştırdı. Allah dilediğini doğru yola iletir.

"İnsanlar bir tek ümmet idi":

Buradaki insanlardan kimler kastedildiğinde üç görüş vardır:

Birincisi: Bütün ademoğullarıdır.

İkincisi: Yalnız Âdem’dir, bunu da Mücâhid demiştir.

İbn Enbari de şöyle demiştir: Bu yorum câizdir, çünkü Araplar çoğulu tekil şeklinde söylerler. Âyetin manası: Âdem tek dine sahip idi, evlatları onun arkasından ihtilafa düştüler.

Üçüncüsü: Âdem ve evlatları hak üzerinde idiler, Kabil Habil’i öldürdüğü zaman ihtilaf ettiler. Bunu da İbn Enbari demiştir.

Burada ümmet, hedefleri bir olan tek sınıftır.

Bu hedef konusunda da iki görüş vardır:

Birincisi: O İslâm’dır, bunu Übey b. Ka’b, Katâde, Süddi ve Mukâtil demişlerdir.

İkincisi: Küfürdür, bunu da Atıyye, İbn Abbâs’tan rivayet etmiştir.

Bu ne zaman idi? Bunda da beş görüş vardır:

Birincisi: O zürriyeti Âdem’e arz olunduğu ve kulluğu ikrar ettikleri zaman idi. Bunu Übey b. Ka'b demiştir.

İkincisi: Onlar İbrahim zamanında kâfir idiler. Bunu da İbn Abbâs demiştir.

Üçüncüsü: Âdem’le Nûh arasında, bunu da Katâde demiştir.

Dördüncüsü: Gemiye bindikleri zaman, hak üzerinde idiler, bunu da Mukâtil demiştir.

Beşincisi: Âdem zamanında, bunu da İbn Enbari, demiştir.

Allah peygamberleri (cennetle) müjdeci, (cehennemle de) uyarıcı olarak gönderdi. Bu cumhûrun görüşüdür.

Seleften bazıları da şöyle demişler: Ya Muhammed, sana iman edenleri müjdeleyici, seni inkâr edenleri de korkutucu olarak gönderdi.

"Onlarla beraber kitabı hak ile indirdi ki, insanlar arasında hükmetsin": Kitap cins ismidir, meselâ insanların ellerindeki dirhem çoğaldı sözündeki dirhem gibi. Bazıları da, bunun Tevrat olduğunu söylemişlerdir.

Burada haktan irade edilen şey üzerinde de iki görüş vardır:

Birincisi: O doğruluk ve adalet manasınadır.

İkincisi: ihtilaf ettikleri şeyde verilen karardır,

"insanlar arasında hüküm versin diye":

Hüküm veren üzerinde de üç görüş vardır:

Birincisi: O Allahü teâlâ hazretleridir.

İkincisi: O üzerine kitap indirilen Peygamber’dir.

Üçüncüsü: Kitaptır, meselâ

"bu kitabimizdir, size hakkı konuşur” (Casiye: 29) âyetinde olduğu gibi.

Ebû Cafer: Yenin zammesi ve kâfin fethasi ile "li-yuhkeme” okumuştur.

Mücâhid de: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e hitap olarak "li-tahküme” okumuştur.

"Üzerinde ihtilaf ettikleri şeyde": Yani dinde.

"Vemahtelefe fihi"deki “He” zamiri hakkında da üç görüş vardır:

Birincisi: O Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e râcîdir. Bunu İbn Mes’ûd demiştir.

İkincisi: Dine râcîdir, bunu da Mukâtil demiştir.

Üçüncüsü: Kitaba râcîdir, bunu da Ebû Süleyman Dimeşkî, demiştir. "Utuhu"daki “He” zamiri ise ihtilafsız olarak kitaba râcîdir.

Zeccâc şöyle demiştir:

"Bağyen” mef’ûl-i leh olarak mensûb okunmuştur.

Mana da şöyle olur: İhtilafa ancak kıskançlık için düştüler, çünkü onlar kitaplarında işin hakikatini biliyorlardı.

Ferrâ’ da ihtilaflarında iki ihtimal vardır demiştir:

Birincisi: Birbirlerinin kitabını inkâr etmeleridir.

İkincisi: Değiştirdikleri şeyleri değiştirmeleridir.

"Allah iman edenleri ihtilaf ettikleri hakta gerçeğe ulaştırdı": Yani ihtilaf ettikleri şeyi bilmeleri veya ihtilaf ettikleri şeyi düzeltmeleri için.

İhtilaf ettikleri şeyde de altı görüş vardır:

Birincisi: O Cuma günüdür, Yahudiler onu Cumartesi yaptılar, Hıristiyanlar da Pazar günü yaptılar. Buhârî ile Müslim, Sahihlerinde Ebû Hureyre hadisinde Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’den şöyle dediğini rivayet etmişlerdir: Bizler son ümmet isek de kıyamet gününde öndeyiz; ancak onlara bizden önce kitap verilmiş, bize de onlardan sonra verilmiştir. İşte onlara farz kılınan günleri, onda ihtilaf ettiler; Allah da onu bize bildirdi; bugün (Cuma) bizimdir, yarın Yahudilerindir, ertesi gün de Hıristiyanlarındır. 29

İkincisi: O namazdır; onlardan kimileri doğuya dönerek kılarlar, kimileri de batıya dönerek kılarlar.

Üçüncüsü: O, İbrahim’dir; Yahudiler, İbrahim Yahudi idi, dediler. Hıristiyanlar da: O Hıristiyan idi, dediler.

Dördüncüsü: O, İsa’dır, Yahudiler onu, gayri meşru saydılar, Hıristiyanlar da onu İlâhlaştırdılar.

Beşincisi: O kitaplardır; bir kısmına iman ettiler, bir kısmım da inkâr ettiler.

Altıncısı: O dindir, en doğrusu da budur, çünkü bütün görüşler onun içine dahildir.

29 - Hadis müttefekunaleyhtir, onu Müslim bu lafızla Cuma kitabında rivayet etmiştir, hadis no, 19.

"O'nun izniyle":

Zeccâc: O’nun ilminin izniyle, demiştir. Başkası da: Emriyle demiştir. Bazıları da: Tevfiki ile demişlerdir.

213 ﴿