216

Savaş size yazıldı; oysa o, hoşunuza gitmiyor. Olur ki, hoşlanmadığınız bir şey sizin için daha hayırlıdır. Ve olur ki, sevdiğiniz bir şey sizin için şerlidir. Allah bilir de siz bilmezsiniz.

"Savaş size yazıldı":

İbn Abbâs şöyle demiştir: Allahü teâlâ Müslümanlara cihadı yazınca onlara zor geldi ve ondan hoşlanmadılar, bunun üzerine bu âyet indi.

"Kütibe": cumhûra göre, farz kılındı manasınadır.

Zeccâc da şöyle demiştir: Kerihtüşşey’e ekrehuhu kerhen ve kürhen, ve keraheten ve karahiyeten, denir. Allah’ın kitabındaki bütün kerh maddesinde fetih câizdir. Ancak Ebû Ubeyd insanların bu ayetteki lâfzın kürh olduğunda icmaı vardır, demiştir. Savaştan hoşlanmamaları da nefislere zor gelmesindendir, yoksa onların Allah’ın farzından hoşlanmamaları değildir.

Ferrâ’ şöyle demiştir: Kürh de kerh de lügattir, nahivciler zorlanmadığın şeye kürh, zorlandığın şeye de kerh denildiğine kani olmuşlardır.

İbn Kuteybe de şöyle demiştir: Kerhin manası: Zorlama ve bastırmadır, kürhün manası da meşakkattir. Bunun bir benzeri de cühd ile cehttir. Bazıları da bu ikisinin bir olduğunu söylerler. Uzmüşşey', o şeyin en büyüğüdür, azmuşşey ise o şeyin kendisidir. Urdüşşey: Bir şeyin yanlarından biridir, ardı ise eni demektir. Eki ekelenin masdarıdır, ükl ise yiyecek şeydir.

Ebû Ali de: Bu ikisi de lügattir; tıpkı fakr ile fukr, da’f ile du’f; deff ile diiff, şehd ile şühd gibi, demiştir.

"Olur ki, hoşlanmadığınız şey": İbn Abbâs, yani cihad demiştir.

"O sizin için hayırdır": Fetih ve ganimet veya şehitliktir.

"Olur ki, sevdiğiniz şey": Bu da savaşa gitmemektir.

"O sizin için şerdir": Fetih yapamazsınız, ganimet ve şehitlik elde edemezsiniz.

"Allah bilir": Yani cihadın hayırlı olduğunu.

"Siz bilemezsiniz": Ona gitmediğiniz zaman.

Hüküm: Âlimler ve bu ayetteki nasih ve mensuh kısımlar üzerinde üç görüş beyan ederek ihtilaf etmişlerdir:

Birincisi: Bu muhkemdir, müşrikleri affetmeyi neshetmiştir.

İkincisi: O mensuhtur. Çünkü o cihadı herkese vacip kılmıştır; halbu ki, o:

"Mü’minler toptan cihada gidecek değildir” (Tevbe: 122) kavli ile neshedilmiştir.

Üçüncüsü: O bir yönden nasih ve bir yönden de mensuhtur.

Ve şöyle demişlerdir: Savaşın üç derecesi vardır:

Birincisi: Savaş men edilmiştir, meselâ şu âyette olduğu gibi:

"Kendilerine: Ellerinizi savaştan çekin, denenleri gördün mü?". (Nisa: 77)

İkincisi: Herkese savaşın emredilmesi; meselâ:

"Hafif ve ağır olarak savaşa katılın” (Tevbe: 41) gibi. Bu âyet de böyledir.

Üçüncüsü: Savaşın farz-i kifaye olmasıdır, meselâ:

"Mü'minlerin hepsi savaşa, gidecek değildir” (Tevbe: 122) âyeti gibi. O zaman bundan nasih olanı, yasaktan sonra savaşı vacip kılan tarafıdır, mensuh olanı da savaşı herkese vacip kılmasıdır.

216 ﴿