234

İçinizden ölenlerin geride bıraktıkları eşleri kendi başlarına dört ay on gün iddet beklerler. İddetlerinî bitirdikleri zaman onların meşru surette yaptıklarında size günah yoktur. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

"içinizden ölenler": Yani ölümle ruhları kabz olunanlar demektir. Mufaddal, Âsım’dan rivayetle iki yerde de yenin fethi ile

"yeteveffevne” okumuştur.

İbn Kuteybe de şöyle demiştir: Bu, sayıyı tamamlamak, bir şeyi eksiz olarak almaktır. Meselâ teveffeytuhu ve istevfeytuhu denir, tıpkı teyekkantüi habere vesteykatuhu (haberi kesin aldım) denildiği gibi. Aslı böyledir, sonra bu, ölüm için kullanılıp vefat ve teveffi denildi.

"Yeterabbesne": Beklerler, demektir.

Ferrâ’ şöyle demiştir: "Ve aşra” deyip de aşreten dememesi şunun içindir; çünkü Araplar gecelerin ve gündüzlerin sayısı tam belli olmadığı zaman onu geceden sayarlar, hatta; Sumna aşren min şehriramazane, derler. Bu da günleri de geceden saymalarındandır. Sayı ile birlikte açıklamasını da zikrederlerse, eğer müennes ise he’siz, müzekker ise he’li söylerler, tıpkı

"sahhereha aleyhim seb’a leyalin ve semaniyete eyyamin husuman” (Hakka: 7) âyetinde olduğu gibi.

Eğer:

"Bu on sayısının ilâve edilmesinde ne hikmet var?” denilirse, cevabı şöyledir: O, ruh üfürülmekle hamileliği tam olarak meydana çıkarmak içindir. Bunu da Said b. Müseyyeb , Ebû’l-Âliyye demişlerdir. Buna da Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’den sahih olarak rivayet edilen şu hadis şahitlik eder: Şüphesiz biriniz anasının karnında kırk gün meni olarak yaratılır, sonra o kadar da kan pıhtısı olur, sonra o kadar da bir çiğnem et olur. Sonra ona melek gönderilir; ona ruh üfler. 42

42 - Buhârî, Bed'ü'l - Halk, bab, 6; Ahadisü'l - Enbiya, bab, 1; Kader, bab, 82; Tevhid, bab, 28; Müslim, Kader, hadis no, 1.

Bu âyet, kendinden birkaç âyet sonra geleni neshetmektedir, o da şudur:

"Sizden ölüp de dul eşler bırakan kimseler, zevcelerinin, evlerinden çıkarılmadan, bir yıla kadar bıraktıkları maldan faydalanmaları hususunda vasiyet etsinler". (Bakara: 240) Çünkü o âyet bir sene iddet beklemeyi vacip kılıyordu. Orada konu ile ilgili şeyleri zikredeceğiz, inşaallah. Tefsirini yapmakta olduğumuz ayete gelince,

İbn Abbâs’tan şöyle dediği rivayet edilmiştir: Bunu da:

"Hamilelerin iddeti doğum yapmakla sona erer” (Talâk: 4) âyeti neshetmiştir. Doğrusu o geneldir, tahsis edilmiştir. Çünkü zahiri kocası ölen kadının dört ay on gün iddet beklemesini gerektirmektedir, o da ister hamile olsun isterse hamile olmasın. Ancak Allahü teâlâ’nın bu âyeti hamileri tahsis etmiştir. O da hür olan gebelere hastır. Zira cariyenin iddeti iki ay beş gündür. Bundan da onun tahsis edilmiş bir umum olduğu meydana çıkar.

"İddetlerini bitirdikleri zaman": Yani iddetleri sona erdiği zaman demektir.

"Size günah yoktur":

Bunda da iki görüş vardır:

Birincisi: Bunun manası: Erkeklere bundan sonra onların evlenmelerinde günah yoktur, demektir.

İkincisi: Kadınlar süslenip de evlendikleri takdirde onları kötülememede erkeklere günah yoktur, demektir. Ebû Süleyman Dımeşki de: Bu, kadının velilerine hitaptır, demiştir.

"Kendi başlarına meşru surette yaptıklarında":

Bunda da iki görüş vardır:

Birincisi: Bu süslenme ve evlenme özlemidir. Bunu da Dahhâk ile Mukâtil demişlerdir.

İkincisi: O evlenmedir, bunu da Zührî ile Süddi demişlerdir.

"Habîr” ise Allahü teâlâ’nın isimlerindendir, manası da her şeyin gerçeğini bilir, hakikatinden haberdar, demektir. Habîr mahlukların sıfatı olarak da ancak bir çeşit bilgide kullanılır ki, o da akıl için çok açık olan değil de içtihatla varılan ilimdir. Allah’ın ilmi ise kapalı ve ince olanla açık ve zahir olanda birdir.

234 ﴿