235Kadınları çıtlatarak (üstü kapalı) şekilde istemenizde yahut içinizde saklamanızda size günah yoktur. Allah onları anacağınızı bildi. Ancak uygun bir söz söylemeniz dışında onlarla gizlice va’atleşmeyin. Farz olan iddet süresine varıncaya kadar nikah akdetmeye karar vermeyin. Bilin ki, Allah sizin içinizdekini biliyor; O’ndan sakının. Ve bilin ki, şüphesiz Allah bağışlayıcıdır, yumuşaktır. "Kadınları üstü kapalı şekilde istemenizde size günah yoktur": Bu iddet bekleyen kadınla evlenmek isteyene hitaptır. Ta’riz: Çok açmadan ima ve işaret etmek, dokundurmaktır. Bu da kelâmda geçmeyen şeye işaretle olur. Hıtbe, ha’nın kesri ile evlenmek istemek, dünür düşmektir. Hutbe ise kalabalık huzurunda konuşmak, hutbe irat etmektir. Bunun mektup gibi başı ve sonu olur. İbn Abbâs şöyle demiştir: İma etmek: Ben evlenmek istiyorum, demekle olur. Mücâhid de: Sen güzelsin, hoş bir cemalin vardır, senin sonun hayırlıdır gibi sözlerle olur, demiştir. "Ev eknentüm fi enfüsiküm": Ferrâ’ şöyle demiştir: Bunda iki lügat vardır: Kenentüş şey’e ve eknentuhu, gibi. Sa’leb de: Eknentüşşey’e denir ki, bir şeyi içinde gizlemektir. Kenentuhu ise bir şeyi örtmektir. İbn Kuteybe de şöyle demiştir: Eknentüşşey’e denir ki, bir şeyi kapattım, demektir. Bu âyet de ondan gelir. Kenentuhu, onu sakladım demektir, "sanki huriler saklı yumurtalardır” (Saffat: 49) âyeti de bundandır. Bazıları da: Kenentuhu ile eknentuhu aynı manayadır, demişlerdir. "Allah onları hatırlayacağınızı (zikredeceğinizi) bildi": Mücâhid: Onları içinizde zikredeceğinizi, demiştir. "Ancak onlarla sirren (gizlice) vaatleşmeyin": Bunda da dört görüş vardır: Birincisi: Burada sirren nikah manasınadır, bunu İbn Abbâs demiş ve îmruulkays’in şu beytini okumuştur: Duyun, Besbase kadın bugün benim yaşlandığımı Ve benim gibilerinin sir (nikah) yapamayacağını iddia etti. Bir rivayette de: Eğlenceye şahit olamayacağımı iddia etti, denilmiştir. Ferrâ’ da şöyle demiştir: Biz burada Allahü teâlâ’nın kinaye yollu konuştuğunu görüyoruz, meselâ "yahut birinizin ayakyolundan gelmesi gibi” âyetinde olduğu, gibi. (Nisa: 43) Zeccâc da Ebû Ubeyde’den sirrin haram yolla cimâ manasına olduğunu söylemiş ve şu şi’ri şahit getirmiştir: Onlara komşu kadım ile sir (gizli ilişki) yapmak haramdır, Onların komşuları tabağın tepesinden yer İbn Kuteybe de şöyle demiştir: Nikaha istiare yolu ile sir denilmiştir. Çünkü nikah (cimâ) gizli olur. Buna göre mana: O kadınlarla evlenme va’dleşmesinde bulunmayın, onlar iddette iken bunu açıkça konuşmayın, demek olur. "Ancak uygun bir söz söylemeniz başka": Onlara cimâ ve nikah gibi söz etmezsiniz. İkincisi: Gizli vaatleşmedir, meselâ ona: Ben seni seviyorum, benden başkasıyla evlenmeyeceğine bana söz ver gibi. Bunlar da İbn Abbâs'tan rivayet edilmiştir. Üçüncüsü: Sir’den maksat zinadır. Bunu da Hasen, Cabir b. Zeyd, Ebû Miclez, İbrahim, Katâde ve Dahhâk demişlerdir. Dördüncüsü: Mana şöyledir: Onları iddetlerinde gizlice nikahlamayın, iddeti bittiği zaman ona açıklarsınız. Bunu da İbn Zeyd demiştir. "Uygun söz"de de iki görüş vardır: Birincisi: O ima etmektir, bunu da İbn Abbâs, Said b. Cübeyr, Atâ’, Kasım b. Muhammed, Şa’bî, Mücâhid, İbrahim, Katâde ve Süddi demişlerdir. İkincisi: O kadının velisine onda gözü olduğunu bildirmektir, bu da Ubeyde’nin görüşüdür. "Nikah akdetmeye karar vermeyin": Zeccâc şöyle demiştir: "Lâ tazimu alâ ukdetinnikahi” akıcılık için “alâ” hazfedilmiştir. Nitekim Araplar: Darebe Zeydün ezzahre velbatne derler ki, manası: Alazzahi velbatni (sırtına ve karnına vurdu), demektir. "Hatta yebluğal kitabu eceleh": Yani kitabın farzı süresine varıncaya kadar demektir. Kitabın farz manasına olması da câizdir, meselâ "kütibe aleykümüs sıyamü” (Bakara: 183) âyetinde olduğu gibi. O zaman mana: Farz süresine varınca demek olur. İbn Abbâs, Mücâhid, Şa’bî, Katâde ve Süddi de: Kitap süresine varınca, yani iddet bitince, demişlerdir. "Bilin ki, Allah nefislerinizdekini bilir": İbn Abbâs: Nefislerinizdeki vefayı bilir; O’nun emrine muhalefet etmekten sakının, demiştir. Halîm’in ise manası yukarıda geçmiştir. |
﴾ 235 ﴿