237

Onları kendilerine dokunmadan ve bir mehir tesbit etmiş olarak boşarsanız, tayin ettiğiniz mehrin yarısını verin; meğer onlar afvede veyahut nikah bağı elinde olan kimse afvede. Afvetmeniz takvaya daha yakındır. Aranızdaki üstünlüğü unutmayın. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı görmektedir.

"Onları dokunmadan boşarsanız": Yani cimâ etmeden önce, demektir.

"Ve kad faradtüm lehünne": Üstlendiğiniz şeyi onlar için vacip kılarak, ki, bu da mehirdir.

"Meğer ki, kadınlar afvede": Kadının afvetmesi mehirdeki hakkından vazgeçmesidir.

Nikah bağı elinde olanda da üç görüş vardır:

Birincisi: O, kocadır, bu da Hazret-i Ali, İbn Abbâs, Cübeyr b. Mut’im, İbn Müseyyeb, İbn Cübeyr, Mücâhid, Şiireyh, Gabir b. Zeyd, Dahhâk, Muhammed b. Ka’b el - Kurazi, Rebi’ b. Enes, İbn Şübriime, Şâfiî ve Ahmed radıyallahu anhuma ve daha başkalarının görüşleridir.

İkincisi: O velidir, bu da İbn Abbâs, Hasen, Alkam, Tâvûs, Şa’bî, İbrahim ve diğerlerinin görüşüdür.

Üçüncüsü: O bakire kızın babasıdır, bu da İbn Abbâs, Zührî, Süddi ve diğerlerinden rivayet edilmiştir. Birinci görüşe göre, kocanın affetmesi, mehri tam vermesidir. İkinciye göre, velinin affetmesi, kadın kabul etmediği takdirde hakkına dokunmamaktır, bu da İbn Abbâs ile Ebû’ş - Şa’sa’dan rivayet edilmiştir. Üçüncüye göre, kadınların affetmesi dullara, erkeğin affetmesi de bakirenin babasına has olur. Bunu da Zührî demiştir. Birincisi en doğru olanıdır. Çünkü nikah bağı velinin elinden çıkmış kocanın eline geçmiştir. Af ise ancak insanın sahip olduğu şeye denir, velinin affı ise sahip olmadığı bir şeyi affetmektir.

"Aranızdaki üstünlüğü unutmayın": Üstünlük de insanın başkasının malını değil de kendi malını hibe etmesidir.

"Affetmeniz takvaya daha yakındır": Bunda da iki görüş vardır:

Birincisi: O, karı kocaya birlikte hitaptır. İbn Abbâs ile Mukâtil’den rivayet edilmiştir.

İkincisi: O, yalnız kocaya hitaptır, bunu da Şa’bî demiştir. O, ye ile "ve en yafüve” şeklinde okurdu.

"Aranızdaki üstünlüğü unutmayın": Bu, eşlere hitaptır.

Mücâhid: O da erkeğin mehri tam vermesi, kadının da yarısını terk etmesidir, demiştir.

237 ﴿