238Namazları ve orta namazı muhafaza edin. Huşu ile Allah’ın divanına durun. "Namazları muhafaza edin": Muhafaza etmek, onlara gayret ve devam etmektir. Salâvat elif lâm ile bilinen namazı çağrıştırır, maksat beş vakit namazdır. "Orta namazı": Zeccâc: Bu vav tahsis edici olarak gelince, tahsis ettiği şeyin faziletini gösterir, demiştir, meselâ: "Ve Cibrile ve Mikale” (Bakara: 98) âyetinde olduğu gibi. Said b. Müseyyeb de: Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem'in ashabı orta namazda şöyle idi, dedi ve parmaklarını birbirine geçirdi. Sonra bunda da beş görüş vardır: Birincisi: O, ikindi namazıdır. Müslim, fert hadislerinde Hazret-i Ali radıyallahu anh’ten rivayetle Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’den şöyle dediğini rivayet etmiştir: O Ahzab savaşında: Bizi orta namazdan, ikindi namazından alıkoydular, Allah onların mezarlarını ve evlerini ateşle doldursun” demiştir. 43 43 - Buhârî, Cihad, bab, 98; Mağazi, bab, 29; Müslim, Mesacid, hadis no, 202, 206; Ahmed, Müsned, 1/79, 81, 113, 126, 135, 146, 150, 152, 404, 456; Nesâî, Salat, bab, 14; İbn Mâce, Salat, bab, 6 İbn Mes’ûd, Semüre ve Hazret-i Âişe Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’den onun ikindi namazı olduğunu rivayet etmişlerdir. 44 44 - İmam Ahmed, Müsned, 1/122; Tirmizî, Cami. Müslim, fert hadislerinde Bera b. Azib’ten şöyle rivayet etmiştir: "Namazları, orta namazı ve ikindi namazını muhafaza edin âyeti indi, biz de onu Allah’ın dilediği süre kadar okuduk, sonra Allahü teâlâ onu neshetti: "Namazları ve orta namazı muhafaza edin” âyeti indi. Bu da Ali b. Ebû Talib radıyallahu anh, İbn Mes’ûd, Übey Ebû Eyyub, İbn Ömer - bir rivâyetinde - Semüre b. Cündeb, Ebû Hureyre, İbn Abbâs - Atıyye rivâyetinde - Ebû Said el - Hudri, Hazret-i Âişe - bir rivayette - Elafsa, Hasen, Said b. Müseyyeb , Said b. Cübeyr, Atâ’ - bir rivayette - Tâvûs, Dahhâk, Nehaî, Ubeyd b. Umeyr, Zir b. Hubeyş, Katâde, Ebû Hanife, Mukâtil ve diğerlerinin görüşüdür. Arkadaşlarımızın mezhebi de böyledir. İkincisi: O sabah namazıdır, bu da Hazret-i Ömer, Hazret-i Ali - bir rivayette - Ebû Mûsa, Muaz, Cabir b. Abdullah, Ebû Umame, İbn Ömer - Mücâhid rivâyetinde - Zeyd b. Eslem, İbn Abbâs - Ebû Recâ’ el - Utar idi rivâyetinde -fİkrime, Cabir b. Zeyd, Enes b. Malik, Atâ’, İkrime, Tâvûs - oğlunun rivâyetinde - Abdullah b. Şedda, Mücâhid, Malik ve Şâfiî’den rivayet edilmiştir. Ebû’l - Âliyye şöyle demiştir: Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem'in ashabı ile birlikte sabah namazını kıldım, onlara "Orta namaz hangisidir?” dedim. Onlar da: Az önce kıldığın namazdır, dediler. Üçüncüsü: O öğle namazıdır, bu da İbn Ömer, Zeyd b. Sabit, Üsame b. Zeyd, Ebû Said el - Hudri ve bir rivayette Hazret-i Âişe’den rivayet edilmiştir. Dördüncüsü: O akşam namazıdır, bu da İbn Abbâs ile Kabisa b. Züeyb’ten rivayet edilmiştir. Beşincisi. O yatsı namazıdır, bunu da Ali b. Ahmed en -Neysaburi, "Tefsir"inde zikretmiştir. Ortadan da ne murat edildiği hususunda da üç görüş vardır: Birincisi: O yer itibarı ile namazların ortasıdır. İkincisi: Miktar bakımından ortasıdır. Üçüncüsü: Fazilet bakımından ortasıdır. Her şeyin ortası hayırlı ve dengelidir. "Sizi orta bir ümmet kıldık” (Bakara: 143) âyeti de böyledir. Eğer biz, o fazilet bakımından üstündür dersek, her mezhep kendi görüşünün öyle olduğunu iddia eder. Eğer: O, miktar bakımından üstündür, dersek, o akşam namazıdır, çünkü farzların en azı iki, en çoğu da dört rekattır. Eğer: O yer itibarı ile ortadır, dersek, o ikindidir diyenlerin: Gündüz ondan önce iki namaz vardır, gece de ondan sonra iki namaz vardır, orta namaz odur deme hakları vardır. Kim de: Sabah namazıdır, derse, İkrime: O, gece ile gündüzün ortasındadır, demiştir. İbn Enbari de: O gece ile gündüzün ortasıdır, demiştir. Ebû’l - Abbas'tan yani Sa’leb’ten şöyle dediğim işittim: Araplara göre gündüzün başı güneşin doğmasıdır. İbn Enbari şöyle demiştir: Buna göre sabah namazı gece namazmdandır. Diyor ki: Başkaları da şöyle demişler: Hayır, o gündüz namazmdandır, çünkü onun ilk vakti oruç vaktinin ilkidir. Diyor ki: Bizce doğrusu şöyle demektir: Katışıksız gecenin sonu şafağın sökmesidir. Katışıksız gündüzün başı da güneşin doğmasıdır. Şafağın sökmesi ile güneşin doğması arasındaki şeye gündüz demek de gece demek de câizdir, çünkü onda karanlık da aydınlık da vardır. Bu her iki görüşü de doğrulayan bir görüştür, İbn Enbari şöyle demiştir: Kim, orta namaz ikindidir derse, gündüzün ortasıdır demiş olur. Kim de akşam derse, ilk farz olan namazın öğle olduğunu, dolayısıyla akşamın da orta olduğunu söylemiş olur. Kim de: Yatsıdır, derse, kısaltılmayan iki namazın ortasıdır demiş olur. "Allah’ın divanına huşu ile durun": Burada durup kıyam etmekten maksat, namazda kıyam etmektir. Kunutun manasını da yukarıda açıklamıştık. Burada ondan ne murat edildiği hususunda da üç görüş vardır: Birincisi: O, taattir, bunu da İbn Abbâs, Hasen, Mücâhid, İbn Cübeyr, Şa’bî, Tâvûs, Dafıhak, Katâde ve diğerleri demiştir. Üçüncüsü: O, namazda uzun kıyama durmaktır. İbn Ömer, Rebi’ b. Enes ve Atâ’’dan da bu iki görüşün benzeri rivayet edilmiştir. Üçüncüsü: O namazda dilini tutup konuşmamaktır. Zeyd b. Erkam şöyle demiştir: Biz namazda konuşurduk, nihayet: "Allah’ın divanında huşu ile durun” âyeti indi, biz de konuşmamakla emrolunduk. 45 45 - Buhârî, el - Amel fissalat. Bab, 2; Tefsirü Suretil Bakara, bab, 43; Müslim, Mesacid, hadis no, 35; Tirmizî. Mevakit, bab, 180; Tefsirü Suretil Bakara, bab, 33; Ahmed, Müsned, 4/368. |
﴾ 238 ﴿